CHP'den Danıştay önünde "İstanbul Sözleşmesi" ısrarı!

Gündem

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına ilişkin görülen dava öncesinde Danıştay önünde açıklama yaptı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına ilişkin görülen dava öncesinde Danıştay önünde açıklama yaptı. "Danıştay’a bu işlemin tamamen hukuksuz olduğu için yok hükmünde olduğunu söylesin diye başvurduk" diyen Özel, "Bu mücadele siyasi bir mücadele değildir, bu bir demokrasi mücadelesidir. Bunun partisi de olmaz, cinsiyeti de olmaz. Bu mücadele, yaşamı savunan herkesin mücadelesidir, bu mücadeleyi kazanacağız" ifadelerini kullandı.

İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına karşı açılan davaların 15’i bugün Danıştay’da görülecek. Destek vermeye gelenler arasında yer alan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de dava öncesinde açıklamalarda bulundu.

“DAYANIŞMA RUHUYLA BURADAYIZ”

“Bugün buraya bir itirazı dile getirmeye ve açtığımız davada hakkımızı aramaya geldik” diyerek sözlerine başlayan Özel,

“Burada sadece dava açan bir kişi olarak değil; Türkiye'de kadına karşı şiddet uygulamayan, hemcinslerinin uyguladığı şiddetten ve işledikleri cinayetlerden utanç duyan, kadınlarla birlikte kadın hakları için, çocuk hakları için, İstanbul Sözleşmesi'nin koruduğu tüm dezavantajlı grupların yaşam hakkını savunmak için, dayanışma ruhuyla buradayız” şeklinde konuştu.

“ANAYASAYA TAMAMEN AYKIRI BU İŞLEMİN İPTALİNİ TALEP EDİYORUZ”

Anayasanın 90’ıncı maddesine göre usulüne uygun, Meclis kararı ile yürürlüğe girmiş olan İstanbul Sözleşmesi’nin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tek imzasıyla yürürlükten kaldırılmak istendiğini söyleyen Özel,

“Danıştay'a bu işlemin tamamen hukuksuz olduğu için yok hükmünde olduğunu söylesin diye başvurduk. Bu yokluğu ilan ederse, İstanbul Sözleşmemize kavuşmuş olacağız. Yokluk vermediği takdirde, anayasaya tamamen aykırı bu işlemin iptalini talep ediyoruz.

Geçtiğimiz duruşmada Danıştay savcısının değerlendirmesini son derece kıymetli buluyoruz. Yetkide ve usulde paralellik olmadığından, bu sözleşme nasıl onaylandıysa ancak öyle yürürlükten kaldırılacağını söyleyen savcının düşüncesinin karara etki etmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

“BUNA SESSİZ KALANLAR MÜŞTEREKEN SORUMLUDUR”

Özel, sözlerine şöyle devam etti:

“Her birinin vicdanı olan, aklı olan hakimlere seslenerek, şunu söylüyoruz: Bu kararı bir an önce vermezseniz, bu işi Anayasa Mahkemesi'ne, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne bırakırsanız, biz o davayı oralarda kazanırız ama o günlere kadar çok daha fazla kadının ölümünden, kadın cinayetlerinden sorumlu olursunuz.

Her fırsatta rakamları eğip büken Suçişleri Bakanı'nın yöntemiyle hesapladığımızda, 1 Temmuz 2021'den bugüne kadar geçen 11 ayda 495 kadın hayatını kaybetti. O tarihten 11 ay önceye gidildiğinde 415 kadın hayatını kaybetti.

Bu cinayetlerden bu sözleşmeyi tek adam kararıyla yürürlükten kaldıran zihniyet ve buna sessiz kalanlar, yol verenler, görevlerini yapmayanlar müştereken sorumludur.

“BU MÜCADELE, YAŞAMI SAVUNAN HERKESİN MÜCADELESİDİR”

Adalet ve Kalkınma Partisi, ikiyüzlü bir politika izliyor. İstanbul Sözleşmesi'ni savunanlara, ‘Kalktı ama 6284 duruyor, fark eden bir şey yok' diyor. İstanbul Sözleşmesi'ni istemeyenlere ‘Bakın, kaldırdık' diyor.

Burada hep birlikte bu tarihsel kazanımı geri almazsak, bundan sonraki adımlar 6284 sayılı kanuna, bundan sonraki adımlar nafakaya karşı, bundan sonraki adımlar Medeni Hukuk'un tüm kazanımlarına karşı atılacaktır.

Bu mücadele siyasi bir mücadele değildir, bu bir demokrasi mücadelesidir. Bunun partisi de olmaz, cinsiyeti de olmaz. Bu mücadele, yaşamı savunan herkesin mücadelesidir, bu mücadeleyi kazanacağız.”

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ise şunları söyledi:

İstanbul Sözleşmesi, bir günde imzalandı. İstanbul Sözleşmesi bir günde feshedildi. Ama İstanbul Sözleşmesi, bir günde yazılmadı. İstanbul Sözleşmesi, son nefesinde katilinin adını kanıyla yazan kadınların yaşam boyunca sağlanamayan adalet mücadelesini hiç değilse ben öldükten sonra katilim ceza alsın diyerek mücadele etmesiyle kazanıldı. Yüz yıllardır süren kadınların eşitlik mücadelesi sonrasın yazıldı bu sözleşme. Onun için bizler kadınların bu eşitlik mücadelesi hakkına da yaşam hakkına da sahip çıkmak için buradayız ve adalet arayışımızı bu konudaki talebimiz bir kez daha yükseltmek için buradayız.

Geçen hafta Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun duruşmasındaydık. Bu ay aynı zamanda ayın 14'ünde ve 23'ünde yapılacak davalarda da yine burada olacağız. Bugün burada bir tarih yazılıyor. Çıkacak olan karar, yaşamla ölüm arasında bir tercihtir. Çıkacak olan karar, hukuk üstünlüğü ile üstünlerin hukuku arasında bir tercihtir. Çıkacak olan karar, bu ülkede yaşayan 42 milyon kadınla, tek adam arasında bir karardır. Onun için diyoruz ki, sevgili Nazım Hikmet'in dediği gibi, eğer hak haksızlıktan yüce, sevgi nefretten üstün, aydınlık karanlıktan güçlüyse çaresi yok dostlar. Biz kazanacağız. Biz kazanacağız. Biz kazanacağız. Çünkü haklıyız."

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.