Vedat Küçük, açıklamasında saldırının bireylere değil, bir bütün olarak emekçilere, aydınlanmaya, bilime ve laikliğe yöneldiğini belirterek, “Bu toprakların yüz akı olan insanlar, örgütlü gericiliğin hedefi oldular. Devletin göz yumması, güvenlik güçlerinin seyirci kalması ile bu insanlık suçu işlendi” dedi.
“Madımak hâlâ yüzleşilmemiş bir toplumsal yara”
Madımak Katliamı’nın hâlâ toplumsal hafızada açık bir yara olduğunu söyleyen Vedat Küçük, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Biz emekçiler için Madımak yalnızca bir otel değil, yüzleşilmemiş bir toplumsal yaradır. Çünkü Madımak’ta yitirilenler, aynı zamanda emeğin, eşitliğin, özgürlüğün sesi olan insanlardı. O gün yakılan sadece insanlar değil; demokrasiye, laikliğe ve insan haklarına dair umutlarımızdı.”
“Bu saldırılar aynı sermaye düzeninin ürünüdür”
Küçük, Türkiye’nin yakın tarihinde yaşanan benzer saldırılara da dikkat çekerek Madımak’ı 1 Mayıs 1977, Gezi Direnişi, Soma faciası ve Ankara Gar Katliamı ile aynı çizgide değerlendirdi. “Bu saldırılar birbirinden bağımsız değil; aynı gerici zihniyetin, aynı sermaye düzeninin ürünüdür” diyen Küçük, emek ve demokrasi güçlerinin bu gerçeğin farkında olduğunu vurguladı.
“Gerçek sorumlular hâlâ yargılanmadı”
Vedat Küçük, aradan geçen 32 yıla rağmen Madımak Katliamı’nın gerçek faillerinin hâlâ yargı önüne çıkarılmadığını belirterek, devletin yüzleşmek yerine unutturma politikası yürüttüğünü ifade etti:
“Madımak Oteli’nin bir bölümü anı köşesine dönüştürülse de, ne yazık ki tam anlamıyla bir utanç müzesine çevrilmemiştir. Bu, unutturma anlayışının bir sonucudur.”
“Madımak’tan biz doğduk”
Açıklamasının sonunda karanlığa karşı verilen mücadelenin süreceğini belirten Küçük, şu sözlerle çağrısını yineledi:
“Biz unutmuyoruz, affetmiyoruz. Madımak’ta yakılan canlar emek mücadelesinde, sokakta, meydanda, şiirde ve türkülerde yaşıyor, yaşayacak.
Madımak yanmadı, Madımak’tan biz doğduk!
Gericiliğe, yobazlığa ve karanlığa karşı birliğimizi ve mücadelemizi büyüteceğiz.”