HDP'li Beştaş okullardaki şiddetin araştırılmasını istedi

Gündem

HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, okullarda şiddetin araştırılması ve alınacak önlemlerin belirlenmesi amacı ile meclis araştırması talep etti.   HDP'li Meral Danış Beştaş'ın TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde "Eğitim kurumlarında şiddet, insan hakları ve çocuk haklarının gösterdiği gelişime rağmen azalmak yerine artan bir eğride seyretmektedir.

HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, okullarda şiddetin araştırılması ve alınacak önlemlerin belirlenmesi amacı ile meclis araştırması talep etti.


 

HDP'li Meral Danış Beştaş'ın TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde "Eğitim kurumlarında şiddet, insan hakları ve çocuk haklarının gösterdiği gelişime rağmen azalmak yerine artan bir eğride seyretmektedir. Geçtiğimiz yıllarda bu konuda yapılan araştırmalarda Türkiye'de öğretmenlere göre okulların yüzde 62'sinde, öğrencilere göre ise okulların yüzde 74'ünde şiddet olaylarının yaşandığı ortaya konulmuştur" ifadelerine yer verildi.

"Telafisi imkansız tramvalara neden olur"


Beştaş'ın önergesinin devamı şöyle:

"Şiddet en basit tanımı ile sertlik, sert ve katı davranış, kaba kuvvet kullanma biçiminde ifade edilmektedir. Buna dair en kapsamlı tanım Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılmış olup buna göre şiddet; “bireyin kendisine, başkasına, belirli bir topluluk veya gruba yönelik yaralama, ölüm, fiziksel zarar, bazı gelişim bozuklukları veya yoksunluk ile sonuçlanabilen, tehdit ya da fiziksel zor kullanma” olarak tanımlamaktadır. Okulda şiddet ise gelişme ve öğrenmeyi engelleyen, okul atmosferine zarar veren suça yönelik eylemlere ve saldırganlığa işaret etmektedir. Bireyin gelişiminin en önemli aşaması olan ilköğretim çağında çocuğa uygulanan şiddetin, atlatılması güç ve telafisi imkânsız travmalara neden olduğu şüphesizdir.

Geçtiğimiz günlerde vekili olduğum Siirt iline bağlı Şirvan ilçesinde 3 öğrencisinin vücuduna sıcak soba maşası değdirdiği belirlenen ilkokul öğretmeni A.K.’nin açığa alındığına dair haberler kamuoyuna yansımıştır. Olay, 13 Ocak'ta, Şirvan ilçesine bağlı Demirkaya köyündeki ilkokulda gerçekleşmiş olup sınıf öğretmeni A.K., iddiaya göre, öğrencileri B.Ç. (7), Ç.G. (9) ve M.Ç.'nin (9) vücuduna sobanın sıcak maşasını değdirmiştir. Çocuklarının vücutlarındaki yanık izlerini fark eden ailelerin şikâyeti üzerine olay ortaya çıkmış ve öğretmen açığa alınmıştır. Ancak ne var ki, şiddet uygulayan öğretmen ve idarecilerin açığa alınması gibi yaptırımların şiddeti önlemede etkisiz olduğu, yukarda ifade ettiğim oranlara bakıldığında rahatlıkla gözlenmektedir. Nitekim yapılan çalışmalar, okullarda şiddeti önlemenin sadece emniyet görevlileri, kanunlar ve disiplin cezaları gibi yöntemlerle önlenemeyeceğini göstermektedir. 

"Önlem alınmıyor"


Ülke gündeminde önemli bir yeri olan okullardaki şiddete dair Milli Eğitim Bakanlığının “Okullarda Şiddetin Önlenmesi” konusundaki 2006 yılında hazırladığı genelgede; okul yönetiminin okulun içinde ve dışında güvenliğin sağlanması için gerekli önlemleri alması, aynı şekilde okulda şiddet saldırganlık ve zorbalık oluşmasına neden olabilecek durumları en aza indirecek çalışmalar yapması, bunun için öğretmenleri ve personeli bilgilendirmesi, toplantılar düzenlemesi, sorun yaratan öğrencileri tespit edip bu öğrencilerin gecikmeden psiko-sosyal ve eğitsel destek almalarını sağlaması ve okul aile işbirliğini kuvvetlendirmesi gerekliliği ifade edilmiştir. Ancak aradan geçen zaman zarfında şiddetin azalmak yerine artan bir biçimde seyri endişeleri derinleştirmektedir. Kuşkusuz şiddetin aile, toplumsal yapı ve iklimle ilişkisi mevcuttur. Bilhassa ekonomik imkânsızlıkların yoğun olduğu bölgelerdeki okullarda, eğitimciler tarafından uygulanan şiddet artmakta, buna dair önlemler ise alınmamaktadır.

Her ne kadar zorbalık ve şiddet toplumsal bir sorun olarak değerlendirilse de bunun önüne geçilebilecek yerlerin eğitim kurumları olduğu tartışmasızdır. Yani zorbalık ve şiddet kavramlarının bir araya gelmemesi gereken kurumlar eğitim kurumlarıdır. Aksi halde okulların, zorbalık ve şiddetin ilk elden öğrenildiği kurumlar olarak anılması kaçınılmaz olacaktır. Çocukların fiziksel, sözel, cinsel şiddete maruz kaldığına dair kamuoyuna yansıyan örnekler ne yazık ki eğitim kurumlarını riskli hale getirmektedir. Öğrencilerin; ailelerinden sonra kendilerini en güvende hissedeceği kurumların okullar olması gerekirken, okullarında kendilerini güvende hissetmemesi ve öğretmenleri tarafından sözel, cinsel, fiziksel şiddete maruz kalmaları kabul edilemezdir. 

Çocukların sağlıklı gelişimi şiddet içermeyen, sağlıklı iletişim yöntemlerinin uygulandığı kurumlarda mümkündür. Bu bahisle okulda zorbalık ve şiddetin nedenlerinin araştırılması ve şiddetin önlenmesi için meclis araştırma komisyonu kurularak, bu konuda çalışmalar yürütülmesi acil ve elzemdir."
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.