Hukuk fakültesine "veteriner" dekan atanmasına ilginç sebep

Gündem

Veteriner, ilahiyatçı, kimyacı gibi hukukçu olmayan öğretim üyelerinin hukuk fakültelerine dekan atanması tartışması, YÖK’ün CHP’li vekil Mahmut Tanal’a verdiği cevapla yeni bir boyut kazandı.

Veteriner, ilahiyatçı, kimyacı gibi hukukçu olmayan öğretim üyelerinin hukuk fakültelerine dekan atanması tartışması, YÖK’ün CHP’li vekil Mahmut Tanal’a verdiği cevapla yeni bir boyut kazandı.
 

Türkiye’de 20’ye yakın hukuk fakültesinde dekanlık görevinin veteriner, ilahiyatçı, ziraatçı, tıpçı, kimyacı gibi hukukçu olmayan öğretim üyeleri tarafından yürütülmesi, kamuoyunda sık sık tartışma konusu oluyor.
 

CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal da Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yanıtlanması talebiyle Meclis Başkanlığı’na soru önergesi sunarak, hukuk eğitimi almamış kişilerin hukuk fakültelerinde dekan olarak görev yapmasının gerekçesini sordu.
 

Tanal ayrıca hukuk fakültelerinde dekanlık görevinin üniversite rektörü tarafından ya da vekâleten başka bir akademisyen tarafından yerine getirilmesinin, Yükseköğretim Kanunu’nun 16. maddesine açıkça aykırılık teşkil edip etmediğini sordu.

'TIPÇI' YÖK BAŞKANVEKİLİ’NDEN HUKUKÇU OLMAYAN DEKAN SAVUNMASI!

 

‘Tıp profesörü’ olan YÖK Başkanvekili Mehmet İsmail Safa Kapıcıoğlu imzasıyla Tanal’a verilen cevapta, ilginç bir savunma yapıldı.
 

Kapıcıoğlu, hukuk fakültesinin kurulması ile eğitim öğretime başlama izni verilmesinin ayrı süreçler olduğunu belirterek, hukuk fakülteleri kurulduktan sonra eğitim öğretime başlayabilmesi için 6 farklı anabilim dalından en az 8 öğretim üyesinin varlığının zorunlu olduğunu dile getirdi.
 

Öğrenci kontenjanı tahsis edilmeyen hukuk fakültelerine, kamu zararına yol açmamak için dekan ataması, idari kadro ve bina tahsisi yapılmadığını öne süren Kapıcıoğlu, “Bu fakültelerimizin dekanlık görevleri vekâleten rektörleri tarafından yürütülmektedir. Kamuoyunda kimi hukuk fakültelerimizde ‘hukukçu’ olmayan dekan görevlendirilmesi yapıldığı yolundaki yanıltıcı bilgi, önemli ölçüde bu fakültelerle ilgili uygulamaya dayanmaktadır” savunmasını yaptı.

TOPU REKTÖRLERE ATTI

 

Hukuk fakültelerinde vekaleten dekan atamalarının bir kısmının rektörlerin sorumluluğunda olduğuna dikkat çeken Kapıcıoğlu, “Devlet ve vakıf üniversitelerinde asaleten atanan dekanların tümünü hukuk alanındandır. Vekaleten atananların bir kısmı hukuk alanından, bir kısmı rektör uhdesinde, bir kısmı ise hukuk alanıyla yakından bağlantılı olan İİBF’lerin mali hukuk, iş ve sosyal güvenlik hukuku alanındandır” dedi.

HUKUKÇU OLMAYAN DEKANLAR HUKUK DERSLERİNE GİRMİYOR

 

Hukukçu olmayan dekanların hukuk derslerine girmelerinin mümkün olmadığını belirten Kapıcıoğlu, “Ders görevleri, idari görev üstlenmeyen hukukçu öğretim üyeleri (prof., doçent, veya dr. öğretim üyesi) tarafından yürütülmektedir. Hukukçu olmayan dekanların aynı zamanda hukuk derslerini yürütmek üzere görevlendirilmeleri mümkün değildir” açıklamasını yaptı.

KALİTESİZ HUKUK EĞİTİMİ İTİRAFI

 

İktidarın yanlış eğitim politikası yüzünden adeta mantar gibi çoğalan hukuk fakültelerinde eğitim kalitesi düşüklüğünü ve hukukçu öğretim üyesi eksikliğini itiraf eden Kapıcıoğlu, şöyle devam etti: “Hukuk fakültelerimizde eğitim öğretim kalitesinin yükseltilmesi temel hedefimizdir. Programa öğrenci kabulü ve devamı için aranan asgari öğretim üyesi sayısı (6 farklı anabilim dalından en az 8 öğretim üyesi şartının muhafazası), bu hedefin asgari teminatıdır.”

HUKUKÇU ÖĞRETİM ÜYESİ BULUNUNCAYA KADAR…

 

YÖK Başkanvekili Mehmet İsmail Safa Kapıcıoğlu, “bahsedilen zorunlu sebeplerle hukukçu profesör öğretim üyesi bulunmadığı durumlarda istisnai olarak hukukçu öğretim üyesi bulununcaya kadar görev yapmak üzere vekaleten bir öğretim üyesinin dekan olarak görevlendirildiğini” bildirdi.  

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.