Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı zam teklifini “sefalet dayatması” olarak nitelendiren Sevinç, teklifin kamu emekçisinin yaşadığı ekonomik zorlukları görmezden geldiğini söyledi. Sevinç, “Bir memur ailesinin evine girip bir gün yaşasınlar; faturaları, mutfak masraflarını ve temel ihtiyaçları hesaplasınlar. Ay sonunu getirmeye matematikleri yetmeyecek. Ama bize bu sefaleti iki yıl boyunca dayatıyorlar” ifadelerini kullandı.
Bakanlığın sunduğu teklifin 2026’nın ilk altı ayında yüzde 10, ikinci altı ayında yüzde 6; 2027’nin her iki yarısında ise yüzde 4 zam öngördüğünü hatırlatan Sevinç, bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun araştırmalarına göre açlık sınırının 27 bin 670 TL’ye, yoksulluk sınırının ise 85 bin 344 TL’ye yükseldiğini belirten Sevinç, “Bu tabloya rağmen sunulan rakamlar, memura ‘daha da sürün’ demektir” diye konuştu.
“Sefalet teklifini reddediyoruz”
Sevinç, kamu emekçilerinin taleplerini şöyle sıraladı:
Maaş kalemlerindeki önceki dönem kayıplar için yüzde 72 artış,
2026 ve 2027’nin her yarısında yüzde 25 oranında zam.
Bu taleplerin karşılanmaması durumunda eylemlerin büyüyeceğini belirten Sevinç, “İnsanca yaşamak istiyoruz. Eğer hükümet insanca bir teklif getirmezse iş bırakma dahil her türlü demokratik hakkımızı kullanacağız. 18 Ağustos Pazartesi günü iş bırakma eylemi yapacağız ve Ankara’ya yürüyüşe geçeceğiz” dedi.
“Devlet itibarı çalışanına hak vermektir”
Ülkenin yanlış ekonomi politikaları nedeniyle darboğaza sürüklendiğini kaydeden Sevinç, hükümeti sorumluluk almaya çağırdı:
“Devlet itibarı, lüks konvoylarla sağlanmaz. Devlet itibarı, kamu çalışanına hakkını vermekle, okullara tuvalet kâğıdı koyabilmekle, ormanlarımızı yangınlardan koruyabilmekle sağlanır. Gelin kendi itibarınızı daha fazla yerden yere vurmayın.”
Sevinç son olarak, “Kamu emekçisinin hakkını masa oyunlarına kurban etmeyeceğiz. Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber, ya hiçbirimiz!” diyerek tüm kamu emekçilerini dayanışmaya çağırdı.