Sezgin Sevinç, katliamda yaşamını yitiren 33 aydın, sanatçı, yazar ve şairi saygıyla andıklarını belirterek, yaşananları “insanlık suçu” olarak nitelendirdi.
Sevinç, açıklamasında, “Aydınlanma mücadelesi yürüten, düşünce ve ifade özgürlüğünü savunan bu insanlar örgütlü gericiliğin hedefi hâline getirildi” diyerek, devletin gerekli sorumluluğu yerine getirmediğini ve güvenlik güçlerinin saldırılara karşı seyirci kaldığını vurguladı.
“Laikliğe, bilime ve birlikte yaşama yönelik bir saldırı”
Katliamın yalnızca bireyleri hedef almadığını, aynı zamanda laikliğe, bilime, sanata ve birlikte yaşama inancına karşı sistemli bir saldırı olduğunu ifade eden Sevinç, Madımak’ın hâlâ toplumun vicdanında açık bir yara olduğunu belirtti.
“Biz yerel yönetim emekçileri için Madımak yalnızca bir otel değil, toplumsal hafızamızda derin izler bırakan ve hâlâ yüzleşilmemiş bir yaradır” diyen Sevinç, katledilen isimlerin aklın, bilimin ve kamu yararını esas alan bir toplumsal düzenin savunucuları olduğunu vurguladı.
“Saldırılar birbirinden bağımsız değil”
Sevinç, Türkiye’nin yakın tarihinde yaşanan diğer katliamlarla Madımak Katliamı arasında doğrudan bir zihniyet bağı olduğunu belirterek şunları söyledi:
“1 Mayıs 1977, Gezi Direnişi, Soma faciası, Ankara Gar Katliamı gibi acılar da gösteriyor ki karanlığa karşı duranlar her dönem hedef gösterilmiştir. Bu saldırıların hiçbiri birbirinden bağımsız değildir; aynı karanlık zihniyetin ürünüdür.”
“Gerçek bir yüzleşme yaşanmadı”
Aradan geçen 32 yıla rağmen Madımak Katliamı’nın gerçek sorumlularının yargı önüne çıkarılmadığını hatırlatan Sevinç, otelin bir bölümünün anı köşesine dönüştürülmüş olmasına rağmen halen bir utanç müzesine çevrilmemesini eleştirdi. “Bu durum, bu ülkenin yüzleşmeden değil, unutturmadan yana bir anlayışla yönetildiğini göstermektedir” dedi.
“Madımak’tan biz doğduk”
Sevinç, açıklamasının sonunda şu sözlere yer verdi:
“Biz unutmayacağız, unutturmayacağız. Madımak’ta kaybettiklerimiz; toplumsal mücadelemizde, sendikal duruşumuzda, emek ve demokrasi inancımızda yaşamaya devam edecek.
Madımak yanmadı, Madımak’tan biz doğduk.
Laikliğe, kamu hizmetlerinin toplumsal yarar temelinde örgütlenmesine ve halk için yerel yönetim anlayışına sahip çıkmayı sürdüreceğiz.”