'Vatandaşa 2 kaşık çorba dağıtmamızı engellediler!'

Gündem

CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve

CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun, koronavirüse karşı mücadele sürecinde CHP'li belediyelerde yaşananları Yurttan Sesler'e anlattı. Torun, engellemelere rağmen yardımların tüm hızıyla sürdüğünü dile getirdi.


Seyit Torun'un sorularımıza yanıtları şöyle:

Koronavirüsle mücadele konusunda CHP'li belediyelerin faaliyetleri nelerdir? Bu faaliyetlerden hangileri engellenmeye çalışıldı?



  • Cumhuriyet Halk Partili Belediyeler, işin ta başından beri salgının ne kadar ciddi olduğunu anlayıp ciddi önlemler aldı. Salgın riskine karşı hijyen uygulamalarından halkın salgından korunmasına kadar birçok tedbiri uygulamaya koydu. Salgın ülkemizde baş gösterdikten sonra da başta salgından ekonomik olarak etkilenen insanlarımıza destek olmak üzere her türlü katkıyı vermeye başladık, her türlü önlemi aldık. Basına yansıyan uygulamaları biliyorsunuz, ekmek dağıtımını engellediler. Her şeyi engelleyebilirsiniz ama vatandaşın 2 dilim ekmeğini elinden alamazsın.  Vatandaşa 2 kaşık çorba dağıtmamızı engellediler. Senin politikaların, senin uygulamaların vatandaşı muhtaç duruma düşürmüş, sen bunun ayıbıyla hesap verecek yerde bizim arkadaşların yardımlarını engelliyorsun. Belediyelerimizin halka yardım kampanyaları yürütmek için topladığı paralara el koydular.

  • Biz bu parayı CHP propagandası için toplamıyoruz ki, onu ancak siz yaparsınız, siz sarayın ve partinizin propagandasını yapmak, sarayın rahatlığı için harcıyorsunuz tüm bütçeyi. Milli bir felaketle karşı karşıyayız, ölüm kalım meselesi ve biz burada elimizden geleni yapmaya çalışıyorsunuz. Saray ne bir şey yaptırıyor ne de yapana izin veriyor. Biz halkla belediyelerimizin dayanışmasını, belediyeler aracılığı ile halkın dayanışmasını hiçbir gücün engelleyemeyeceğini biliyoruz. Zaten tüm belediyelerimiz engellemelere, yasaklamalara rağmen yen yollar buluyor, yeni dayanışma yöntemleri geliştiriyor. Halkın dayanışmasını hiç kimse engelleyemez.

  • Hele en acısı da Adana’da başkanımız, tedbir amaçlı bir sahra hastanesi kuruyor, gelip mühürlüyorlar. Allah aşkına bu hastanenin kime ne zararı olur? Saray, kendine bağlı olmayan belediyelerin çalışmasından rahatsız. Halka temasından rahatsız. Hizmet vermesinden rahatsız. 


Aşevi ve yardım hesaplarına bloke konması halkta nasıl karşılık buldu?



  • Bunu büyük bir şaşkınlıkla karşıladı halk. İnsan üzülüyor tabii. Sen ekmek ve çorbayı nasıl yasaklarsın? Sen vatandaşa gidecek 2 kilo nohutu, 1 şişe yağı nasıl yasaklarsın. Emekçi insan zaten işini kaybetmiş, yoksul bir işçi küçük esnafın ne birikimi olur, zaten ay başını zor getiriyor, pat diye ortada kalmış. Biz hiç değilse çoluğunun çocuğunun kursağına sıcak yemek girsin diye çabalarken sen bunları yasakla. Tabii sarayda her şey bol. 

  • Halk bunları görmez mi? Halk bunları anlamaz mı? Bunlar halkla dalga geçmeye de başladılar. Kibir almış başını gidiyor. Açım diye haykıran vatandaşa geber diyen yönetici sadece bir tane değil. Bu bir anlayış haline geldi. Bizim çözümlerimiz sayesinde bakkal borçları ödeniyor, eve koli giriyor, eve sıcak yemek ve ekmek gidiyor. 


CHP'li belediyeler engellemelere karşı nasıl önlemler geliştirdi? Bu süreçte ne gibi çalışmalar yapılacak?


Bizim belediye başkanlarımızı halk seçti. Bizim sorumluluğumuz halka karşı. Halk aç iken, muhtaç iken kimse yasak, engel tanımaz. Tanımamalı da. Sen hizmetini yap, sen yoksulun karnını doyur, muhtaca yardımcı ol, bunun için ceza gelsin sana. Bırak ne yapabiliyorlarsa yapsınlar, ellerinden geleni yapsınlar. Ceza gelsin.  Bize cezayı ancak halk verebilir. Biz böyle düşünürüz. Halk ihtiyaç halindeyken elimiz kolumuz bağlı oturuyoruz, bizi engellediler diye yakınıp bir şey yapmaktan da kaçmıyoruz. Biz başka yollar buluyoruz. Yine vatandaşın ekmeği gidiyor, yine sebzesi meyvesi gidiyor, yine söz verilip de dağıtılamayan maskeyi kolonyayı halka biz yetiştiriyoruz. Daha organize, daha eksiksiz çalışıyoruz. 

CHP'li belediyelerin engellenmesine rağmen Ak Partili belediyelere izin verilen çalışmalar var mı?


Bizim çalışmalar başladıktan sonra Cumhurbaşkanı yeni bir kampanya başlattı. Cumhurbaşkanı kampanya başlatıncaya kadar bizim kampanyalarımız yasaldı, hiçbir sorun yoktu. Bize yasak getirdikleri bazı şeyleri kendi belediyeleri yapmaya başladı. Elbette yapsınlar. Biz ille bu hizmeti biz yapalım, başkası yapmasın demiyoruz. Biz vatandaşa hizmet edelim diyoruz. Bunu sen de yap, ben de yapayım. Gücü yeten herkes yapsın. Bakın Saray dese ki, gelin biz şöyle şeyler yapıyoruz, bir ucundan da siz tutun. Hayır bunu da demiyor. Biz buna hazırız. Biz yarış peşinde değiliz, biz işbirliği ve çözüm peşindeyiz. 

Gün ayrışma günü değildir. Ama AKP diyor ki, kampanayı siz yapamazsınız bunu tek bir kişi yapar. Biz kimseye bir şey demiyoruz. Yeter ki bir şeyler yapsın. Ama belediyelerimiz de çözüm üretmek istiyor. Evde kalmanın bir bedeli var. İnsanları evde tutmamız lazım. Birçok telefon geliyor bize bu mağduriyetin giderilmesi için. Bu mağduriyetin giderilmesi hepimizin görevi. Yani yardım toplamak sadece Erdoğan’ın görevi değil. Aynı zamanda yerel yönetimlere de bu yetki verilmiş. Bakın belediyelerimiz gerçekten bu süreç içerisinde sadece kendi alanlarında görev yapmadılar. Birçok sağlık tesisine katkıda bulundular. Ama şimdi maalesef engelleniyor. Bunu engelleyenler şu anda suç işliyor. Şu anda yasanın amir hükmünü uygulatmamak bir suçtur. Bu günler geçecek ve halk felaket anında kimin ne yaptığını unutmayacak. 

Yerel yönetimlerin faaliyetlerinin engellenmesini neye bağlıyorsunuz? Ak Parti'nin belediyelerin çalışmaları için söylediği "iki başlılık oluşturuyor" sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?



  • 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında İzmit Belediyemizin ilçe içerisine astıkları bayraklar AKP’li Büyükşehir Belediyesince kaldırıldı. Bakın bir belediyenin astığı Türk bayrağını, Atatürk posterini diğer belediye kaldırıyor. Bizim belediye kimin bayraklarını asmış? Türk bayrağını. Kimin fotoğrafını asmış? Atatürk’ün. Şimdi kim iki başlılık oluşturuyor? Kim ayrımcılık yapıyor, kim tehlikeli sularda yüzüyor? Yahu sen hırs yapıp ülkenin bayrağını toplatıyorsun. Ekmek dağıtmak, aşevi açmak, yardım paketi göndermek bir ayıbı kapatmaya çalışmaktır. Vatandaşı kuru soğana muhtaç edenlerin açtığı yarayı sarma çabasıdır. Buna iki başlılık diyorsanız evet biz iki başlılık istiyoruz. Tek başına biri doyar biri bakarsa olmaz. Biz herkes doysun, herkes açıkta kalmasın diyoruz. Onlar tek başına yiyeceğiz, tek bizim karnımız doysun diyor. 


Yasalar çok açık, ‘Belediye Başkanı bağış kabul eder’ diyor. Kaldı ki bu bağışlar belediye bütçesine alınacak ve oradan ihtiyaç sahiplerine dağıtılacak ve o eksiklik giderilecek. Hepsi denetim altında. Gerek Sayıştay’ın gerekse İçişleri Bakanlığı’nın denetimi altında. Birçok AKP’li belediye bu faaliyetleri sürdürüyor. Onlara yasak değil mi? Vatandaşın kendi iradesiyle bu bağışları engellemeyin. Yaptığı bu bağışları engellerseniz yarın vatandaşımız mağdur olur ve bu da doğru olmaz.

Ak Parti iktidarı sizce süreci nasıl yürütüyor? Ne gibi adımlar atılmalı?



  • AKP başından beri corona krizini ciddiye almadı. Ne bir hazırlıkları var ne de planları. Günü kurtarmaya, süreci atlatmaya çalışıyor. Bütün ülkeler vatandaşına sahip çıktı, aç bırakmayacağız açıkta bırakmayacağız dedi. Bizimkiler Iban gönderdi. Bizimkiler vatandaştan para istedi. Bu süreç her türlü hazırlık yapılarak uzun bir mücadele süreci olarak planlanmalı. Halkın sağlığının yanında önemli olan halkın ekonomisi. Bu her iki konuda da bir planlama yok. 


Korona belasından kurtulmamız için bize her türlü hizmeti veren belediyelerimizin, yerel yönetimlerimizin bu hizmetleri sürdürebilmesi için mutlaka onların güçlendirilmesi, kaynak sağlanması lazım.  AKP bunu yapmak yerine, elinden gelse belediyeleri kapatacak. 

 

 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.