"İşçiler bir kez daha mağdur edilecek"

Zonguldak

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, hükümete sert eleştirilerde bulunarak, maddenin işçiler açısından büyük mağduriyetler ortaya çıkaracağını söyledi.

İcra İflas Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşmeleri tamamlandı.

İşçi alacaklarının, bankaların alacaklarının önüne geçirilmesini düzenleyen madde üzerinde konuşma yapan CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, hükümete sert eleştirilerde bulunarak, maddenin işçiler açısından büyük mağduriyetler ortaya çıkaracağını söyledi.

Yapılan değişikliğin işçi hakları açısından kabul edilemez olduğunu söyleyen CHP’li Demirtaş; “ Bu değişiklikle; konkordato iflasla sonuçlanırsa, banka alacakları ultra “imtiyazlı” olacak ve işçi alacaklarının önüne geçecektir. Oysa işçi alacaklarının önünde daha rehinli alacaklar ve devlet alacakları vardır. İşçinin, alacağına ulaşması için önce bu borçlar ödenecektir. Zaten uygulama da, bunlardan sonra işçiye para kalmamaktadır ama bunlara bir de banka alacakları gibi alacaklar eklenmektedir” dedi.

TEK ADAM REJİMİNİN ACI FATURASI İŞÇİYE

Ülkenin iyi yönetilmediğini söyleyen Ünal Demirtaş, ekonomik krizin Covid-19 salgınıyla da birleşerek ekonomik buhrana dönüştüğünü söyledi.

“Ekonomik buhranın ağır faturasını da dar gelirliler, özellikle işçiler ödemektedir. Bu teklif geçerse, işçiler bir fatura daha ödeyeceklerdir. Faizle milyarlarca kar elde eden bankalar, alacaklarını kurtaracaklar ama emeğinden başka hiçbir geliri olmayan işçiler haklarını alamayacaktır. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir” diyen CHP’li Demirtaş, “Vicdanı olan hiç kimse de, bu haksızlığı kabul etmemelidir” ifadelerine yer verdi.

İFLASLAR ARTACAK

2021 yılına ilişkin çarpıcı rakamlara konuşmasında yer veren CHP’li vekil; “Ekonomik buhran nedeniyle fabrikalar, şirketler, işletmeler iflas ediyor. Önümüzdeki dönem de bu iflaslar artarak devam edecektir. 2021 yılının ilk 4 ayında, 39 bin 66 şirket ve işletme kapanmıştır. 2021 yılının ilk 5 ayında, 40 bin esnaf işyerini kapatmıştır. 2018 yılında 1094, 2019 yılında 899, 2020 yılında ise 2052 şirket konkordato ilan etmiştir. İşletmelerin kapanması, iflas etmesi nedeniyle de milyonlarca işçi işsiz kalmıştır. Bugün 10 milyon 500 bin işçi işsizdir. İşsiz kalan bu işçiler ücretlerini, kıdem tazminatlarını, ihbar tazminatlarını, fazla çalışma ücretlerini alamadılar. Milyonlarca işçi mağdur oldu. Şimdi siz bu işçilere; Haklarınızın üzerine “bir bardak soğuk su için” diyorsunuz. Ve işçileri bir kez daha açlığa mahkum ediyorsunuz….

İŞÇİNİN TEK GEÇİM KAYNAĞI ÜCRETİDİR

İşçinin tek geçim kaynağının ücreti olduğuna vurgu yapan Ünal Demirtaş, bankaların öz kaynaklarını arttırdığını buna rağmen hala daha işçinin değil bankaların korunmasını eleştirerek şunları söyledi; “Bankacılık sektörünün aktifleri,1 yılda yüzde 24.8 arttı ve 6,5 trilyona yükseldi. Bankaların öz kaynakları yüzde 20,4 artarak 615 milyar liraya yükseldi. Bankacılık sektörü Ocak-Nisan döneminde 20.7 milyar lira kar elde etti. Bir tarafta öz kaynaklarını arttırıp, kar elde eden bankalar diğer tarafta, tek geçim kaynağı aldığı ücret olan işçiler var. Yani milyarlarca kar elde bankalar alacaklarını kurtarsın, işçiler ise haklarının üzerine bir bardak soğuk su içsin….diyorsunuz…

DEVLETİN GÖREVİ ÇALIŞANLARI KORUMAKTIR

Kanun teklifinin, Anayasaya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu söyleyen Ünal Demirtaş, “Anayasa’nın 49’uncu maddesinde; “Devlet çalışanlarının hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli tedbirler almakla mükelleftir” denilmektedir. Yani devletin görevi çalışanları korumaktır. Bu korumayı devletten beklemek de işçinin hakkıdır. Dolayısıyla bu değişiklik Anayasa madde 49’a aykırıdır” dedi.

İŞÇİ HAKLARI 60 YIL ÖNCE KORUMAYA ALINMIŞTIR

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün “95 no’lu Ücretlerin Korunması Sözleşmesi”’ni Türkiye’nin 60 yıl önce kabul ettiğini hatırlatan Ünal Demirtaş; “Bu sözleşmenin 11’inci maddesinde; “İmtiyazlı bir alacak teşkil eden ücret, alelâde alacaklıların hisselerini almalarından evvel, tam olarak ödenecektir.” Denilmektedir. Türkiye, bu sözleşmeyi 1961’yılında onaylamıştır. Şimdi siz, 60 yıl önce koruma altına alınan işçi haklarını bankalara gasp ettirmeye çalışıyorsunuz. Yani işçi hakları geriye gitsin, diyorsunuz. İLO’nun işçi haklarıyla ilgili diğer sözleşmesi ise “173 no’lu İşverenin Ödeme Güçlüğü Halinde İşçi Alacaklarının Korunmasına İlişkin Sözleşme” dir. Bu sözleşmeyle ILO, “işçi alacakları devlet alacaklarının bile önünde olmalı” diyor. Yani tüm Dünya “işçi alacaklarını devlet alacaklarının önüne koyun” diyor. Ama Ak Parti iktidarı tersini yapıyor. Maalesef Türkiye, bu sözleşmeyi henüz onaylamamıştır. İşçi haklarını “koruma altına almak” sosyal devletin gereğidir. Bu sebeple 173 no’lu İLO sözleşmesinin de bir an önce onaylanması gerekmektedir” şeklinde konuştu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.