CHP İstanbul İl Başkanlığı’na mahkemenin kararıyla Gürsel Tekin, Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap’tan oluşan bir heyet atandı. Kararın ardından süreçle ilgili perde arkasını öğrenmek üzere heyet üyelerinden Gürsel Tekin’le görüştüm.
42 yıllık CHP’li olduğunu hatırlatan Tekin, “Partinin tüm kademelerinde görev yaptım, işleyişi de örgütleri de yakından bilirim” diyerek kendisini tanımladı. İstanbul İl Kongresi’ne açılan iptal davasında, hakimin davacılara “isim öneriniz var mı?” sorusunu yönelttiğini ve davacıların yaklaşık 10 isim sunduğunu belirtti. Ortaya çıkan 5 kişilik listede çoğunlukla eski ilçe başkanlarının yer aldığını, bu nedenle atamanın yalnızca bir grubun dayatması olmadığını ifade etti.
Tekin, tarafsızlık vurgusunu özellikle öne çıkardı:
“Benim için herkes eşittir. Beni tanıyan bilir; herhangi bir grupla hareket etmem. Bizim öncelikli görevimiz partinin bölünmesini engellemek. Bu kriz, aslında partiyi bütünleştirmek için bir fırsat da olabilir.”
Sürecin nasıl gelişeceği ve CHP İstanbul örgütünün bu geçiş döneminden nasıl çıkacağı belirsizliğini koruyor. Ancak bir gerçek var: İstanbul, CHP için sadece bir il örgütü değil, aynı zamanda Türkiye siyasetinde partinin en büyük gücü. Dolayısıyla heyetin başarısı ya da başarısızlığı, yalnızca İstanbul’un değil, genel merkez siyasetinin de geleceğini yakından etkileyecek.