Demokrat Parti Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, koronavirüs sürecinin iyi yönetilemediğini söyledi. Uysal iktidardan acil önlemler alınmasını ve şeffaf olunmasını talep etti.
Gültekin Uysal'ın açıklamaları şöyle:
"Bu küresel salgın kuşkusuz dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok algı ve yargıyı derinden etkiledi, etkilemeye de devam ediyor.
Umudumuz, yalnız ülkemizin değil tüm diğer ülkelerin de en kısa sürede bu mücadelede galip gelmesi.
Belki küresel bir sağlık sorununda değil ama insanlığı ve toplumları etkileyen bu şiddette olayları "yaratıcı yıkım" olarak adlandırıyoruz.
Ülkelerin katı ve kati sistemleri mücadele adına radikal değişikliklere uğruyor. Nihayetinde küresel manada siyasal ve ekonomik kuramlar da altüst olmak üzere.
Ancak, dünya kendini bu yeni tehdit üzere revize ederken ülkemizdeki iktidarın kendini tüm olumsuz yönleri ile muhafaza etmesi akıl alır şey değil.
Başına buyruk ve "en iyisini ben bilirim" diyen ancak neticede "yanılma" hakkının tek sahibi bu anlayışın, salgın sürerken önleyici tedbir almak yerine salgın ulaştıktan sonra tedbir almaya çalışması dahi sorunlu. Burada yurtdışı seyahat kararı başta birçok kararın gecikmiş olması sorgulanabilir. Şimdi asıl sorgulanması gereken ise gecikmiş tedbirlerin mahiyetidir.
Başından bu yana gayretini takdir ettiğimiz Sağlık Bakanı'nın sosyal medya açıklamalarına bağlı kalarak sürecin takip edilmesi de başka bir sorundur. Uzmanların ve acı tecrübeleri ile ülkelerin tavsiyelerinin aksine test sayılarının düşmesi, enfekte hasta ve kayıp sayılarının maniple edilmeye müsait biçimde konuşulmasına, dolayısıyla ciddi boyutta kaygıya neden olmaktadır.
Para ve maliye politikasında şeffaf olmamasına artık alıştığımız iktidar bu gibi bir badirede sağlık konusunda şeffaf olmalıdır.
“Tedbir Müminden, takdir Allah’tan” inancı ile bir yaklaşımda bulunmayı itikadi olarak doğru bulabiliriz lakin ülkenin Cumhurbaşkanı’nın tedbir salık vermek yerine tevekkül telkin etmesi de gariptir.
"Devlet önlem alır"
Devlet milleti için önlem alır. Millet bu önlem, uyarı ve telkinlere riayet eder, etmelidir. Ancak devlet hele ki böyle bir meselede “sabır ve dua” tavsiye etmez.
Bunun yanında Sayın Cumhurbaşkanı'nın "tedbir" diyerek ilan ettiği paketin içinin boş çıkması, hali hazırda artan hastalık kaygısının yanına geçim kaygısını da eklemiştir.
Ayrıca bahsi geçen paket bir yardım paketi değil, iktidarın belirli alanlarda alacaklarının ertelendiği, kimi alanlarda alacaklarda feragat edildiği bir pakettir. Bir nevi iktidar alacaklarını ötelemiştir.
"Büyük devlet" propagandası ile ilan edilen paket küçük bile değildir.
Anlaşıldığı üzere "Evde kal"ması beklenen vatandaşın ne yiyip ne içeceği iktidarın da pek umrunda değildir.
Bir hatırlatma yapmak gerekiyor; iktidarlar eylem yapmaz, eylemde bulunurlar. Sağlık çalışanlarına balkonlarda alkışlarla teşekkür etmek vatandaşın işidir. Bu mücadelede tek ordumuz olan sağlık çalışanlarını korumaya yönelik eylem ise iktidarın...
Koruyucu malzeme tedarik ederek, hastalığı taşımaktan korkarak evlerine gidemeyen sağlık personelinin barınma ve geçim ihtiyaçlarını en iyi seviyeye çıkararak ve sonrası için, bu emeklerinin karşılığı olmasa da çalışma şartlarını ve özlük haklarını iyileştirerek bir eylemde bulunulabilir."