30 Ağustos: Emekçiler İle Kazanılıp Burjuvaziye Armağan Edilen ‘Zafer!’
30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz, Anadolu halkının ortak direnişinin bir sonucu olarak kazanıldı. Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın yanında dünyayı paylaşım savaşına girmesi Anadolu’nun emperyalistler tarafından işgal edilmesi sonucunu doğurmuştu. Anadolu’nun yoksul insanları, emperyalizmin işgaline karşı verilen bu mücadelede insan kaynağının ve fedakarlığının asli taşıyıcıları oldu. Emekçi halk yalnızca cephede asker olarak değil, aynı zamanda gıda ve malzeme temini, yerel direniş örgütlenmeleri ve lojistik destek gibi hayati rolleriyle bu zaferin temel taşlarını oluşturdu. Askeri zaferin arkasındaki toplumsal güç büyük ölçüde alt sınıfların ödediği bedelle inşa edildi.
Ne var ki bu zaferin üzerinden yalnızca altı ay geçtikten sonra toplanan İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat – 4 Mart 1923) yeni kurulan Cumhuriyet’in ekonomik yöneliminin sınıfsal karakterini açıkça ortaya koyuyordu. Kongre Birinci Dünya Savaşı sonrası küresel ekonomik düzenin yeniden şekillendiği bir dönemde Türkiye’nin kapitülasyonları kaldırarak uluslararası kapitalist sisteme eklemlenme çabasının bir yansımasıydı. Bu bağlamda, “milli ekonomi” hedefi, küresel güçlerle ticari ve siyasi ilişkileri dengeleme kaygısını da taşıyordu.
Kongreyi yalnızca iç dinamiklerin değil aynı zamanda uluslararası dengelerin belirlediği unutulmamalıdır. Lozan görüşmeleri sürerken Türkiye Batı sermayesini karşısına almadan yeni Cumhuriyet’in ekonomik temellerini atma çabasındaydı. Bu nedenle “tam bağımsızlık” siyasal düzeyde kazanılırken, ekonomik düzeyde bağımlılık ilişkileri farklı biçimlerde yeniden kuruldu.
İzmir İktisat Kongresi Türkiye’de “milli burjuvazi” yaratma projesinin resmi bir başlangıç noktasıydı. Kongrede alınan kararlar devletin sermaye birikim sürecinde etkin bir rol oynayacağını; fakat bu rolün emekçilerin taleplerinden ziyade ticaret ve sanayi burjuvazisinin çıkarlarını önceleyeceğini gösterdi. Nitekim kongrede işçi hakları da gündeme geldi ancak bunlar daha çok üretim barışını koruma perspektifiyle ve sermaye birikimine zarar vermeyecek sınırlar içerisinde tartışıldı.
Kurtuluş Savaşı’nın asıl omurgası olan köylü sınıfı hem asker hem üretici hem de lojistik taşıyıcı olarak sürecin en ağır yükünü sırtlamıştı. Ancak Cumhuriyet’in ilk ekonomik politikaları, köylülüğün çıkarlarını değil şehirli ticaret burjuvazisinin çıkarlarını önceledi. Toprak reformu hiçbir zaman uygulanmadı, köylülerin fedakarlıkları yeni devlet düzeninde ekonomik ve siyasal kazanca dönüşmedi. Böylece halk savaşın öznesi, fakat barışın nesnesi haline getirildi.
Bu sınıfsal tercih Cumhuriyet’in erken dönemlerinde devletçi politikalarla pekişti ve 1950’lerde liberal ekonomi politikalarına geçişle daha da belirginleşti. Bu süreç emekçi sınıfların ekonomik ve siyasal dışlanmasının uzun vadeli bir miras olarak yerleşmesine yol açtı.
Cumhuriyet’in kurucu paradigması halkçı bir söylem eşliğinde burjuva devletin inşasına yöneldi. Bu ikili yapı hem modernleşmeci hem de sınıfçıydı. İdris Küçükömer’in işaret ettiği gibi Türkiye’nin “sol” diye anılan siyasal hattı dahi çoğunlukla devletçi-bürokratik bir çizgide kaldı; gerçek bir sınıfsal dönüşüm talebi ise bastırıldı. Bu yüzden 30 Ağustos’un “halkın zaferi” olması ile İzmir İktisat Kongresi’nin “burjuvazinin kuruluş belgesi” olması arasındaki çelişki, Cumhuriyet’in tarihsel çerçevesini belirledi.
Dolayısıyla 30 Ağustos’un askeri ve siyasal zaferi ile İzmir İktisat Kongresi’nin ekonomik tercihleri arasındaki kısa zaman aralığı, Türkiye’de ulusal kurtuluş mücadelesi ile sınıfsal iktidar inşası arasındaki mesafeyi görünür kıldı. Halk savaşın asli öznesi oldu, fakat barışın ekonomik düzeninde ikincil bir konuma itildi. Bu durum modernleşme süreçlerinde sıkça görülen bir tarihsel eğilime işaret ediyordu: “Ulusal kurtuluş savaşlarının toplumsal omurgasını emekçiler oluşturur; fakat devletin yeniden kuruluşu burjuvazinin çıkarlarını kurumsallaştırma yönünde şekillenir.”(İ. Küçükömer)
Sonuç olarak 30 Ağustos yalnızca askeri bir dönüm noktası değil aynı zamanda yeni bir sınıfsal düzenin habercisiydi. Bu düzenin kuruluş belgesi olarak okunabilecek İzmir İktisat Kongresi zaferin halktan burjuvaziye devredilmesinin somut ifadesi oldu. Günümüzde bu sınıfsal çelişkilerin izleri özelleştirme politikaları, taşeronlaşma, iş cinayetleri, sendikasızlaştırma ve ekonomik eşitsizliklerde kendini göstermeye devam ediyor.
Zafer emekçilerin kanlarıyla kazanıldı, tarih burjuvazinin kalemiyle yazıldı. Zaferin bestesi emekçilerin, güftesi burjuvazinin oldu.
| Takımlar | O | P |
|---|---|---|
| 1. Galatasaray | 14 | 33 |
| 2. Fenerbahçe | 14 | 32 |
| 3. Trabzonspor | 14 | 31 |
| 4. Göztepe | 14 | 26 |
| 5. Samsunspor | 14 | 25 |
| 6. Beşiktaş | 14 | 24 |
| 7. Gaziantep FK | 14 | 22 |
| 8. Kocaelispor | 14 | 18 |
| 9. Başakşehir FK | 14 | 16 |
| 10. Alanyaspor | 14 | 16 |
| 11. Konyaspor | 14 | 15 |
| 12. Çaykur Rizespor | 14 | 14 |
| 13. Antalyaspor | 14 | 14 |
| 14. Kasımpaşa | 14 | 13 |
| 15. Eyüpspor | 14 | 12 |
| 16. Kayserispor | 14 | 12 |
| 17. Gençlerbirliği | 14 | 11 |
| 18. Fatih Karagümrük | 14 | 8 |
| Takımlar | O | P |
|---|---|---|
| 1. Pendikspor | 15 | 32 |
| 2. Bodrum FK | 15 | 30 |
| 3. Amed SK | 15 | 29 |
| 4. Esenler Erokspor | 15 | 28 |
| 5. Erzurumspor FK | 15 | 26 |
| 6. Çorum FK | 15 | 25 |
| 7. Iğdır FK | 15 | 25 |
| 8. Serik Belediyespor | 15 | 25 |
| 9. Bandırmaspor | 15 | 23 |
| 10. Van Spor FK | 15 | 21 |
| 11. Boluspor | 15 | 20 |
| 12. Sivasspor | 15 | 20 |
| 13. Sakaryaspor | 15 | 19 |
| 14. Keçiörengücü | 15 | 18 |
| 15. İstanbulspor | 15 | 15 |
| 16. Ümraniyespor | 15 | 15 |
| 17. Sarıyer | 15 | 14 |
| 18. Manisa FK | 15 | 13 |
| 19. Hatayspor | 15 | 5 |
| 20. Adana Demirspor | 15 | 2 |
| Takımlar | O | P |
|---|---|---|
| 1. Arsenal | 14 | 33 |
| 2. Manchester City | 14 | 28 |
| 3. Aston Villa | 14 | 27 |
| 4. Chelsea | 14 | 24 |
| 5. Crystal Palace | 14 | 23 |
| 6. Sunderland | 14 | 23 |
| 7. Brighton & Hove Albion | 14 | 22 |
| 8. Manchester United | 14 | 22 |
| 9. Liverpool | 14 | 22 |
| 10. Everton | 14 | 21 |
| 11. Tottenham | 14 | 19 |
| 12. Newcastle United | 14 | 19 |
| 13. Brentford | 14 | 19 |
| 14. Bournemouth | 14 | 19 |
| 15. Fulham | 14 | 17 |
| 16. Nottingham Forest | 14 | 15 |
| 17. Leeds United | 14 | 14 |
| 18. West Ham United | 14 | 12 |
| 19. Burnley | 14 | 10 |
| 20. Wolverhampton | 14 | 2 |
| Takımlar | O | P |
|---|---|---|
| 1. Barcelona | 15 | 37 |
| 2. Real Madrid | 15 | 36 |
| 3. Villarreal | 14 | 32 |
| 4. Atletico Madrid | 15 | 31 |
| 5. Real Betis | 14 | 24 |
| 6. Espanyol | 14 | 24 |
| 7. Getafe | 14 | 20 |
| 8. Athletic Bilbao | 15 | 20 |
| 9. Rayo Vallecano | 14 | 17 |
| 10. Real Sociedad | 14 | 16 |
| 11. Elche | 14 | 16 |
| 12. Celta Vigo | 14 | 16 |
| 13. Sevilla | 14 | 16 |
| 14. Deportivo Alaves | 14 | 15 |
| 15. Valencia | 14 | 14 |
| 16. Mallorca | 14 | 13 |
| 17. Osasuna | 14 | 12 |
| 18. Girona | 14 | 12 |
| 19. Levante | 14 | 9 |
| 20. Real Oviedo | 14 | 9 |