2022-08-13 14:21:23

Yerli ve Milli Olmak

Mehmet Talay

13 Ağustos 2022, 14:21

Bu söz hamaset ve aldatma amaçlı olarak kullanılmadığında yerinde bir sözdür.
Özüne dönmek, kendi dinamiklerini güçlendirmek ve içinde bulunduğun toplumun çıkarlarını emperyalist sermayeye karşı korumaktır, yerli ve milli olmak.
Uluslar arası sermaye ile içli dışlı olanlardan, ABD Başkanı ne diyecek diye yüreği üç buçuk atanlardan, devletin iktidar gücünü uyuşturucu baronlarının, kara para aklayıcılarının, halkı dolandıranların arkasına koyanlardan yerli ve milli bir tavır beklenmez.
Emekçi halkıın dişiyle tırnağıyla yarattığı kamu kurumlarını, fabrikalarını, madenlerini, doğal kaynaklarını yerli ve yabancı sermaye gruplarına satanlardan yerli ve milli siyasetçi çıkmaz.
“Ülkemizde ve dünyada yerli ve milli olanlar gerçek anlamda solcular ve sosyal demokratlardır.”
Siz hiç emperyalist devletlerle içli dışlı olan solcu ve sosyal demokrat gördünüz mü?
Emekçinin hakkını çalarak kara para aklayan bir solcu hiç gördünüz mü?
Uyuşturucu baronu olan, ya da uyuşturucu işinin bir yerinde olan bir solcu hiç gördünüz mü?
Kamu kurumlarını satan, emekçi halkını açlığa mahkum etmeyi savunan bir solcu gördünüz mü?
Gerçek milliyetçiler solculardan ve sosyal demokratlardan çıkmıştır.
1960 dan bu yana tarihimize bir bakın, solculardan başka gerçek anlamda milliyetçi tavır koyan bir siyasi çizgi göremezsiniz.
Bakın sizlere bir anektodumu aktarayım.
 
Yanlış hatırlamıyorsam 2011 yılıydı.
Antalya Gazeteciler Cemiyeti ile Almanya Nurunberg kenti gazeteciler cemiyeti arasında kardeş cemiyetler ilişkisi içinde Antalya’dan bir grup gazeteci dönemin Cemiyet Başkanı olan “Mevlüt Yeni’nin” başkanlığında Nurunberg’e gittik.
Grupta hatırladığım kadarıyla “Soner Kocaer, Fazlı Tunç, Songül Başkaya, Zafer User, dönemin Antalya Emniyet Müdürü Ali Yılmaz, Nizamettin Özmen, Çağdaş Yıldırım, Ahmet Rişvanlı, Yusuf Dalaman” vardı.
Havaalanına indikten sonra Nurunbergli gazeteciler “Bavyera Eyaleti İçişleri Bakanı  Joachim Herrmann’ın” Havalanı resturanında bizlere yemek vereceğini ilettiler.
Nurunbergli gazeteciler, bizim grup ve Bakan Herrmann ile resturanda buluştuk.
Tercüman aracılığı ile bir sohbet başladı.
Yahudi asıllı olan Bakan, bir yıl önce yaşanan “Mavi Marmara” olayında İsrail’i haklı buldu ve bu olaydan dolayı dönemin Başbakanı olan “R.Tayyip Erdoğan” hakkında suçlayıcı, birazda hakarete varan küçümseyici şekilde konuştu.
Herkes şok oldu ve koca masa sus-pus oldu.
Döndüm bizim ekibe baktım.
Grupta bizimle gelen Emniyet Müdürü ve başta Mevlüt Yeni olmak üzere AK Partiye gönüllü olan hiçbir kimse ses etmedi.
Dayanamadım ve söz aldım, dedim ki;
“Sayın Bakan, İsrail uluslar arası sularda operasyon yaparak 10 vatandaşımızı katletmiştir ve bu suçtur ve İsrail suçludur. Bu suçtan dolayı Başbakanımız tavır koymuştur ve sonuna kadar haklıdır. Ben Erdoğan’a ve AK Partiye oy vermedim ve asla da vermem ama burada ne size ne de başkasına bizim Başbakanımızı küçümsemenize ve suçlamanıza izin vermem…”
Bakan şaşırdı ve hemen şunları ekledi.
“Arkadaşımız yanlış anladı galiba. Ben uluslar arası bir soruna dikkat çekmek istedim. Amacım Başbakanınızı küçümsemek ve suçlamak değildi” dedi.
Benim tavrım karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştı.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.