CHP'li Türeli'den Varlık Fonu eleştirisi

CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Plan Bütçe Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, Cumhuriyet mirası kurum ve kuruluşları bünyesinde bulunduran ve 2023 yılı itibarıyla 9.3 trilyon liralık büyüklüğe ulaşan Türkiye Varlık Fonu’nun ‘denetimsizliğine’ dikkat çekti.

İzmir 10.02.2025, 10:20
CHP'li Türeli'den Varlık Fonu eleştirisi

CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Plan Bütçe Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, Cumhuriyet mirası kurum ve kuruluşları bünyesinde bulunduran ve 2023 yılı itibarıyla 9.3 trilyon liralık büyüklüğe ulaşan Türkiye Varlık Fonu’nun ‘denetimsizliğine’ dikkat çekti. Türeli, “Resmen ikinci bir Hazine yarattılar. Denetimsizlikte ısrarlılar. Meclis’e yeterli bilgi verilmiyor. Türkiye’nin yurt dışındaki imajı açısından da fon üzerindeki bu sır perdesi kalkmadığı sürece ekonomi düzelmeyecektir” dedi.

Türeli, TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri tamamlanan TVF 2023 Yılı Denetim Raporları üzerine 170 sayfalık bir Muhalefet Şerhi (Ek Görüş Raporu) hazırladıklarını belirterek, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“TFV’deki denetim sorunu komisyon takvimine de yansıdı. Denetim raporları 55 gün gecikmeyle Cumhurbaşkanlığına tevdi edildi. Raporların TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesi yasal tarihten 75 gün sonra gerçekleşti. TVF Yönetim Kurulu üyelerinden Genel Müdür Salim Arda Ermut dışındaki diğer yönetim kurulu üyeleri toplantıya katılmadı.

Türkiye ekonomisinde önemli olan Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank, TPAO, BOTAŞ, PTT, Türk Telekom, Turkcell, THY, Eti Maden, Çaykur, Borsa İstanbul gibi kurumlar Türkiye Varlık Fonu’na devredildi. Fon büyüklüğü 2003 yılı itibarıyla 9.3 trilyon liraya, dolar bazında ise 318 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu rakam Türkiye’nin GSYH’sinin yüzde 36’sına denk düşen bir büyüklüğe işaret ediyor.

Ülke ekonomisinin yönetimi ve kamu iktisadi işletmeciliğinde yepyeni paralel bir yapılanma söz konusu. TVF ve şirketleri Sayıştay denetimi dışında tutulmasının yanı sıra ihale mevzuatından personel rejimine, rekabet kanunundan SPK mevzuatına, vergi-resim-harç muafiyetinden taşıt kullanmaya kadar 30 farklı alanda muafiyete sahip. Bu kadar çok sayıda kanunu ilgilendiren muafiyetin varlığı TVF’nin fazlasıyla özerk ve kendi başına buyruk bir yapı olmasını getiriyor.

TVF ciddi bir kamusal bir denetime tabi değil. Denetim adına yapılan bağımsız denetim tek bir kişide birleştiği bir kuruluşunun raporuna ve buna ilişkin hazırlanan kamu denetim raporuna baktığımızda denetimin sadece finansal raporların incelenmesi ile sınırlı olduğu, fonun yapısı ve işleyişine, yapılan işlemlerin hukuka uygunluğuna, yerindeliğine, gerekliliğine ve ekonomik amaç ve hedeflere uygunluğuna ilişkin bir denetimin söz konusu olmadığını görmekteyiz. Bunun sonucunda Türkiye Varlık Fonu’nun TBMM tarafından yapılan denetim işlevi de etkisiz kalmaktadır.

TVF kurulma, yönetilme, kaynak tahsisi-finansman ve denetlenme açılarından tamamen Cumhurbaşkanına bağlı. Cumhurbaşkanı’nın hem Cumhurbaşkanı sıfatıyla hem de TVF Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla yetki ve görevleri bulunmakta. TVF’nin yapısına uluslararası standartlar açısından bakıldığında yönetime ve denetime ilişkin tüm fonksiyonların tek bir kişide birleştiği böyle bir varlık fonu yapısı dünyada yok. Bu görevlerin aynı kişide birleşmesi hem yönetim hem de denetim açısından idare hukuku prensiplerine göre çok ciddi bir sakatlık yaratıyor.

Denetim Raporlarının incelenmesi sırasında başta Devlet Denetleme Kurulu Başkanı olmak üzere çok sayıda Cumhurbaşkanlığı üst düzey personelinin ve Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu üyelerinden bazılarının aynı zamanda Türkiye Varlık Fonu bünyesinde bulunan şirketlerde yönetim kurulu üyesi olarak da görev yaptıkları tespit edilmiştir. Söz konusu durum genel yönetim ve denetim prensiplerine açık bir aykırılık teşkil etmektedir.

Fon Türkiye’nin son dönemde etkisine girdiği otokratik yapının ve merkeziyetçi siyaset anlayışının sembol yapılarından biri haline gelmiştir. Fon ile Cumhurbaşkanlığı makamı arasındaki ilişkinin bir an önce sonlandırılması gerekmektedir.

TVF’nin Hazine ile ilişkisinin şeffaf olmaması bir yana fon bünyesindeki kuruluşların kamu hesapları ve bütçe dışında tutulması da bütçe açığını perdeleme işlevi görmektedir. TVF ile resmen ikinci bir Hazine kurulmuştur. Ciddi bir kamusal denetimin olmadığı ve kamu bankaları örneğinde olduğu gibi yandaş şirketlere usulsüz kaynak aktarımlarına aracılık eden fon adeta sarayın gizli kasasına dönüştürülmüştür. Türkiye’nin yurt dışındaki imajı açısından da fon üzerindeki bu sır perdesi kalkmadığı sürece ekonomi düzelmeyecektir.

Denetim raporları incelendiğinde öne çıkan bazı hususları şöyle sıralayabiliriz:

TVF bünyesinde BOTAŞ ve PTT gibi kuruluşların yanı sıra TVF tarafından kurulan 10 şirketten 4’ü ve 1 adet alt fon zarar etmektedir. Denetim elemanları Türkiye Varlık Fonu bünyesinde kurulan 10 şirketten 4 adedinin ve 1 alt fonun zararlarının nedenini araştırmamış ve detaylı değerlendirme yapmamışlardır.

TVF’nin ilk başkanının tutukluluğuna sebebiyet veren olaylar ve bununla ilgili değerlendirmeler denetim raporlarında yer almamıştır. Oysa TVF ilk kurucu Genel Müdürünün görev döneminde örtülü ödenekten aktarılan kaynakla yapılan usulsüz bir komisyon ödemesi nedeniyle tutuklanması, bu konudaki kamu zararının oluşum şekli ve ilgililerin sorumlulukları hakkında komisyon üyelerinin bilgilendirilmemesi TBMM’nin denetim işlevini yerine getirmesini engelleyici bir tutumdur.

Denetim raporunda Türk Telekom’un yüzde 55’inin satın alınmasında kullanılan 11 bankadan toplam 1.581.760.000 ABD Doları tutarında kredi nedeniyle karşı karşıya bulunulan kur riski konusunda herhangi bir değerlendirmeye yer verilmemiştir.

TVF tarafından 23.10.2023 tarihinde Turkcell paylarının satın alınması kapsamında kullanılan kredilerin taksitlerinin ödenmesi için Ziraat Bankası'ndan 300 milyon ABD Doları tutarında, Halk Bankası'ndan 100 milyon ABD Doları tutarında kredi kullanıldığı belirtilmesine karşın bu kredi nedeniyle karşı karşıya bulunulan kur riski konusunda da herhangi bir değerlendirme yer almamaktadır.

Denetim Raporlarında; bağımsız denetçinin “şartlı görüş verme” “görüş vermekten kaçınma” gibi durumlarda ortaya konulan olumsuzluklarla ilgili tespitlerin değerlendirilmek üzere sadece TVF Yönetimi AŞ’ye bildirilmesi ile yetinilmiştir. Bu konular üzerinde detaylı inceleme yapılması veya konunun incelenmek ve gerekiyorsa soruşturulma yapılması için zaten bünyesinde denetim yapılan Devlet Denetleme Kuruluna havale edilmemesinin nedeni anlaşılamamıştır.

TVF herhangi bir izine ve onaya bağlı olmadan ulusal ve uluslararası piyasalarda kendi başına borçlanabiliyor. Ayrıca, finansman sağlanırken TVF portföyü üzerinde teminat, rehin, kefalet ve ipotek tesis edilebiliyor. Bu yetkilerin içerdiği sakıncalar bir yana TVF’nin borçlanma piyasalarında paralel bir hazine gibi davranması borçlanma açısından dışlama (crowding out) problemini gündeme getirebilecektir. Bu hususlara ilişkin olarak yapılmış değerlendirmelere denetim raporunda yer verilmemiştir.

TVF’nin kamu bankalarının sermayelerini güçlendirme hamlelerinin iktidarın kamu bankalarını düşük faizle kredi vermeye zorlama ve hesapsız ve verimsiz kredi hacmi genişlemesine sebep olan hamleleriyle birlikte değerlendirmek gerekir. Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Senedi ihracı ile eskiden Hazine, kamu bankaları, Merkez Bankası üçgeninde yapılan işlemlerin, şimdi TVF’ye bağlı kurulan Piyasa İstikrar ve Denge Alt Fonu aracılığıyla yürütülmesinin nedeni anlaşılamamaktadır. Başka bir ifadeyle TVF’ye bağlı bir alt fon Hazine’nin olanaklarını kullanmak suretiyle, kamu bankalarının yapısının güçlendirilmesi işleminde aracılık rolünü üstlenmiştir

TVF sermayelerini güçlendirmek amacıyla destekte bulunduğu kamu bankalarından değişik faiz oranlarında ( hatta bazıları için yüzde 0,00 faizle) kredi kullanarak Hazine’ye olan borcunu itfa etmesi pek rastlanabilir bir örnek teşkil etmemektedir. Söz konusu denetim raporunda bu konuda da herhangi bir değerlendirmeye yer verilmemiştir.”

Türkiye’nin GSYH’sinin yüzde 36’sına denk düşen bir büyüklüğün mali pozisyonunun gerilemesi, borçlanma ile finanse edilmesi ve bunun yapılabilmesi için koşullu (Hazine) garantilerin verilmesi bir mali zorluk yaşanması durumunda Türkiye Cumhuriyeti Hazinesinin ödeme gücünü ciddi risklere maruz bırakabilecektir.

Sermayesiz-varlıksız TVF, kurulduğu 2016 yılından bu yana bir tasarım hatası olup, ülke ekonomisinin yönetimi ve kamu iktisadi işletmeciliğinde yepyeni paralel bir yapılanmaya işaret etmektedir. Böylesi bir yapılanmaya sahip olan Türkiye Varlık Fonu’nun bir an önce tasfiye edilmesi gereği bulunmaktadır.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Fenerbahçe 16 36
3. Trabzonspor 16 35
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 16 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sakaryaspor 17 22
13. Sivasspor 17 21
14. Van Spor FK 17 21
15. İstanbulspor 17 21
16. Manisa FK 17 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 17 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 17 39
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 16 25
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 16 18
13. Rayo Vallecano 16 18
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9