İmamoğlu'ndan Erdoğan'a 'kumpas' soruları

Gündem 13.02.2020, 10:50 13.02.2020, 10:50
İmamoğlu'ndan Erdoğan'a 'kumpas' soruları

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “İmamoğlu’nun danışmanı FETÖ’nün belediyeler imamı” iddiasına yanıt verdi.


 

Adı geçen Erkan Karaaslan’ın devletin birçok kurumuyla iş yapan bir kişi olduğunu belirten İmamoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı’na soruyorum: 31 Mart 2019 seçimlerinin birkaç gün öncesinde bahsi geçen Erkan Karaarslan’ın avukatını İzmir’e hangi bakanınız davet etti? Hem de bilet alarak! Bu vatandaş o zaman tutukluydu. İki: Halihazırda kabinenizde bulunan bu bakan ‘İmamoğlu’na önce FETÖ, yoksa yolsuzluk suçu at, amacımız onları bitirmek’ dedi mi demedi mi? Tekrar ediyorum. Bu Bakan, hala aktif olan bu Bakan, “İmamoğlu’na öncelikle FETÖ üzerinden, yoksa yolsuzluk suçu at. Amaç onları bitirmek” dedi mi demedi mi? Bu kumpastan son sorum da şu: Bugün bu yalan ifadeleri kullanan Sayın Cumhurbaşkanı’nın haber var mı yok mu? Onun onayıyla mı yapıldı? Yoksa haberi yok mu” sorularını yöneltti.

SORULARI YANITLADI


İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul Planlama Ajansı”nın tanıtım toplantısı öncesinde kameraların karşısına geçti ve gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Sorulan sorular ve İmamoğlu’nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:

“AK Parti ile CHP arasında FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmaları sürüyor. Cumhurbaşkanı’nın gösterdiği videoda ‘İmamoğlu’nun danışmanı FETÖ İmamı’ cümlesi vardı. Bu iddiaya ne diyorsunuz?”

- Bana arkadaşlarım ifade ettiklerinde açıkçası bu habere inanmak istemedim. Sonra arkadaşlarım videoyu gösterince çok üzüldüm, utandım. Ülkemde bu tür yalan ifadelerin bu mercilerden aktarılması konusunda utandım, çok üzüldüm. Önce şunu söyleyeyim: Bahsi geçen vatandaşımız, benim danışmanım değil. Bahsi geçen vatandaşımızın hizmet ettiği birçok kamu kurumu var. MİT gibi bu ülkenin gizli güvenliğinden sorumlu kuruluşları var. Onlarca bakanlık, onlarca AK Partili belediye başkanlıkları var. Ben, Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğumda halihazırda, AK Partili belediye başkanı döneminden itibaren, 2012’den beri hizmet eder konumdaydı. Bu arkadaşımız, bizim dönemde de bir kısım hizmetler verdi. Bunlar kayıtlı, bunlarla ilişkili araştırmalar yapıldı. Soruşturmaya bile gerek duyulmadı. Bu yalan ifadeleri kullanmakta nasıl böyle bir boşluğa düşerler, bu makamlar böyle yalan ifadeleri nasıl kullanırlar? Çok üzüntülüyüm, tekrar altını çizeyim. 2012’den itibaren Beylikdüzü Belediyesi’ne hizmet eden bir şahıstan bahsediyoruz.


“SAYIN CUMHURBAŞKANI’NIN HABERİ VAR MI YOK MU?”



- Bugüne kadar polemik yaratmamak adına hiç paylaşmadığım bir şeyi sizinle paylaşacağım. Polemik niye yaratmak istemedim? Çünkü seçimle ilgili süreçte bunları kullanacak bir insan değildim ve kulağıma gelen, belgesiyle tanıklarıyla bana aktarılan bazı kişileri kurumları, kamu kurumlarını zedeleyici ifadeler olduğu için de uzak durduğum birçok şeyle karşı karşıya kaldım. Bunların hiçbirisini açıklamadım. Çünkü benim işim polemik değil. Benim işim vatandaşlaydı ve vatandaşa ne yapacağımızı anlattık. Bazı soruları soracağım açıkçası. Demek ki benim de bunları açıklama vaktim geldi. Sayın Cumhurbaşkanı’na soruyorum: 31 Mart 2019 seçimlerinin birkaç gün öncesinde bahsi geçen Erkan Karaarslan’ın avukatını İzmir’e hangi bakanınız davet etti? Hem de bilet alarak! Bu vatandaş o zaman tutukluydu. İki: Halihazırda kabinenizde bulunan bu bakan ‘İmamoğlu’na önce FETÖ, yoksa yolsuzluk suçu at, amacımız onları bitirmek’ dedi mi demedi mi?  Tekrar ediyorum. Bu Bakan, hala aktif olan bu Bakan, “İmamoğlu’na öncelikle FETÖ üzerinden, yoksa yolsuzluk suçu at. Amaç onları bitirmek” dedi mi demedi mi? Bu kumpastan son sorum da şu: Bugün bu yalan ifadeleri kullanan Sayın Cumhurbaşkanı’nın haber var mı yok mu? Onun onayıyla mı yapıldı? Yoksa haberi yok mu?


“AMAÇ HİZMET ETMEK Mİ ÇAMUR ATMAK MI?”



- Samimi ifadelerimle kendisine bir mektup yazdım. Randevu talep edeli 6-7 ay oldu. Mektubu da yazlı tahmin ediyorum bir ayı geçti, kırk gün oldu belki. Ben İstanbul adına çok samimi, bir vatandaş gibi, bir hemşeri duygusuyla kendisine çok içten bir mektup yazdım. Çevresindeki insanların, yalanla, dolanla, yalancı tariflerle kendilerini aldatmaması konusunda İstanbul’la ilgili brifing verme süreciyle ilgili talebimi ilettim. Benim mektubumdan sonra, yine yalan ifadelerle benim üzerime bir takım laflar atıldı, söylendi. Süt dendi bilmem ne dendi. Şimdi bakıyorum ki hala, yalan ifadelere devam ediliyor. Hem de Sayın Cumhurbaşkanı’nın makamı üzerinden, ona sunulan bilgilerle benim de içinde tutulmaya çalıştığım bir kumpasa karşı, artık böyle ifade ediyorum, yapılan bir açıklama bugün ortada. Çok üzülüyorum. Bu makama karşı çok üzülüyorum. Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tüm samimi duygularımla mektup yazarak, kendisine bu mesajları ileten kişi olarak, ben bu tüm samimi ifadelerimi geri çekiyorum. Gerek kalmadı. Çünkü işimiz ne? İşimiz, İstanbul’a hizmet etmek mi? Türkiye’ye hizmet etmek mi? Yoksa bu makamlar üzerinden çamur atmak mı? Bakın neredeyse on bir ay sonra ben bunu açıklıyorum. Sebebi polemik yaratmamak. Muhatapları kendileri bulma haizine sahipler.


“SANIK ŞU ANDA SERBEST”



- Kaldı ki bir şeyi daha söylemek istiyorum. Suçladıkları ‘FETÖ’nün imamı dedikleri şahıs’. Böyle ayıp bir ifşa olur mu? Bu vatandaş şu anda serbest. Mahkemesi görülmüş ve serbest. Böyle bir ifşa olabilir mi? “FETÖ’nin İmamı”  diye başlık atıyorsunuz, İmamoğlu da danışmanı diyorsunuz. Her karar alınıyor. Herkes bir takım haksızlığa, hukuksuzluğa uğradığı, çok pratik kararların alındığı bu ülkede, bu vatandaşımız suçsuz veya yargılanması devam ediyor, sokakta. Siz FETÖ’nin İmamı”   diye başlık atıyorsunuz bir oturumda, bir grup toplantısında ve onun altına da İmamoğlu danışmanı diyorsunuz.  Kim inanır size? Üzülüyorum. O makama da çok üzülüyorum.

“Açıklamalarınızdan yola çıkarak, bu videonun hazırlanmasından Cumhurbaşkanı’nın haberi olmadığı anlamı mı ortaya çıkıyor?”
-Ben bilmem. Ben öyle bir yargıda bulunmam. Ben diyorum ki, bu kumpastan haberiniz var mıydı, yok muydu?

 

“11 aydır dile getirmediğiniz konular mektupta yazıyor muydu?
-           Ben mektupta İstanbul’u anlattım. Ben bunları unutmak bile istedim. Daha önce bana gelen bu bilgileri unutmak bile istedim. Kaldı ki vatandaş tahliye edildi. Süreç kapandı diye düşündük. Şu anda dediğim gibi o kabinedeki bakanın bana karşı kurmak istediği kumpastan haberi var mıydı yok muydu? O kabinedeki bakan, hala kabinede.

“Bakanı açıklayacak mısınız?”

-           Ben kendimi bilirim. Benim adım Ekrem İmamoğlu. Ben kendimi bilirim. Ne söylediğimi bilirim. Benim adım Ekrem İmamoğlu.

“Cumhurbaşkanına yönelik randevunuzu geri çekiyor musunuz?”

-           Tabii ki randevu talebimi geri çekiyorum. Zaten bir anlamı yok ki. Benim bu kadar samimi randevu talebime karşı verilen bu cevap verilen bu ifade bunun kullanılma biçimi çok yazık.


İŞTE O BELGE


İçişleri Bakanlığı’na bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü, Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, 6 Mart 2019’da, “GİZLİ” ibaresiyle bir yazı yolladı. Yazıda, şu ifadeler kullanıldı ve talepler şöyle sıralandı:

“Daire Başkanlığımıza intikal eden ilgi talimat yazınız ile silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan sanık Erkan Karaaslan hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılamasında verilen ara karar gereğince, sanık hakkında bu zaman kadar yapılan soruşturmalarda FETÖ silahlı terör örgütünün belediyeler imamı olduğu iddia edilen herhangi bir kişinin tespit edilip edilmediği, sanık hakkında bu yönde elde edilmiş herhangi bir beyan veya delil bulunup bulunmadığının araştırılarak sonucunun duruşmanın bırakıldığı 07.03.2019 tarihinden önce  gönderilmesi talep edilmiş; bu kapsamda hazırlanan bilgi notu yazımız ekinde gönderilmiştir. Arz ederim.”

"CUMHURBAŞKANI'NIN HABERİ YOK MU?"


Adı geçen Erkan Karaaslan’ın devletin birçok kurumuyla iş yapan bir kişi olduğunu belirten İmamoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı’na soruyorum: 31 Mart 2019 seçimlerinin birkaç gün öncesinde bahsi geçen Erkan Karaarslan’ın avukatını İzmir’e hangi bakanınız davet etti? Hem de bilet alarak! Bu vatandaş o zaman tutukluydu. İki: Halihazırda kabinenizde bulunan bu bakan ‘İmamoğlu’na önce FETÖ, yoksa yolsuzluk suçu at, amacımız onları bitirmek’ dedi mi demedi mi? Tekrar ediyorum. Bu Bakan, hala aktif olan bu Bakan, “İmamoğlu’na öncelikle FETÖ üzerinden, yoksa yolsuzluk suçu at. Amaç onları bitirmek” dedi mi demedi mi? Bu kumpastan son sorum da şu: Bugün bu yalan ifadeleri kullanan Sayın Cumhurbaşkanı’nın haber var mı yok mu? Onun onayıyla mı yapıldı? Yoksa haberi yok mu” sorularını yöneltti.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul Planlama Ajansı”nın tanıtım toplantısı öncesinde kameraların karşısına geçti ve gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Sorulan sorular ve İmamoğlu’nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:

“AK Parti ile CHP arasında FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmaları sürüyor. Cumhurbaşkanı’nın gösterdiği videoda ‘İmamoğlu’nun danışmanı FETÖ İmamı’ cümlesi vardı. Bu iddiaya ne diyorsunuz?”

"ÇOK ÜZÜLDÜM"



- Bana arkadaşlarım ifade ettiklerinde açıkçası bu habere inanmak istemedim. Sonra arkadaşlarım videoyu gösterince çok üzüldüm, utandım. Ülkemde bu tür yalan ifadelerin bu mercilerden aktarılması konusunda utandım, çok üzüldüm. Önce şunu söyleyeyim: Bahsi geçen vatandaşımız, benim danışmanım değil. Bahsi geçen vatandaşımızın hizmet ettiği birçok kamu kurumu var. MİT gibi bu ülkenin gizli güvenliğinden sorumlu kuruluşları var. Onlarca bakanlık, onlarca AK Partili belediye başkanlıkları var. Ben, Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğumda halihazırda, AK Partili belediye başkanı döneminden itibaren, 2012’den beri hizmet eder konumdaydı. Bu arkadaşımız, bizim dönemde de bir kısım hizmetler verdi. Bunlar kayıtlı, bunlarla ilişkili araştırmalar yapıldı. Soruşturmaya bile gerek duyulmadı. Bu yalan ifadeleri kullanmakta nasıl böyle bir boşluğa düşerler, bu makamlar böyle yalan ifadeleri nasıl kullanırlar? Çok üzüntülüyüm, tekrar altını çizeyim. 2012’den itibaren Beylikdüzü Belediyesi’ne hizmet eden bir şahıstan bahsediyoruz.

“SAYIN CUMHURBAŞKANI’NIN HABERİ VAR MI YOK MU?”



- Bugüne kadar polemik yaratmamak adına hiç paylaşmadığım bir şeyi sizinle paylaşacağım. Polemik niye yaratmak istemedim? Çünkü seçimle ilgili süreçte bunları kullanacak bir insan değildim ve kulağıma gelen, belgesiyle tanıklarıyla bana aktarılan bazı kişileri kurumları, kamu kurumlarını zedeleyici ifadeler olduğu için de uzak durduğum birçok şeyle karşı karşıya kaldım. Bunların hiçbirisini açıklamadım. Çünkü benim işim polemik değil. Benim işim vatandaşlaydı ve vatandaşa ne yapacağımızı anlattık. Bazı soruları soracağım açıkçası.

Demek ki benim de bunları açıklama vaktim geldi. Sayın Cumhurbaşkanı’na soruyorum: 31 Mart 2019 seçimlerinin birkaç gün öncesinde bahsi geçen Erkan Karaarslan’ın avukatını İzmir’e hangi bakanınız davet etti? Hem de bilet alarak! Bu vatandaş o zaman tutukluydu. İki: Halihazırda kabinenizde bulunan bu bakan ‘İmamoğlu’na önce FETÖ, yoksa yolsuzluk suçu at, amacımız onları bitirmek’ dedi mi demedi mi?  Tekrar ediyorum. Bu Bakan, hala aktif olan bu Bakan, “İmamoğlu’na öncelikle FETÖ üzerinden, yoksa yolsuzluk suçu at. Amaç onları bitirmek” dedi mi demedi mi? Bu kumpastan son sorum da şu: Bugün bu yalan ifadeleri kullanan Sayın Cumhurbaşkanı’nın haber var mı yok mu? Onun onayıyla mı yapıldı? Yoksa haberi yok mu?


“AMAÇ HİZMET ETMEK Mİ ÇAMUR ATMAK MI?”



- Samimi ifadelerimle kendisine bir mektup yazdım. Randevu talep edeli 6-7 ay oldu. Mektubu da yazlı tahmin ediyorum bir ayı geçti, kırk gün oldu belki. Ben İstanbul adına çok samimi, bir vatandaş gibi, bir hemşeri duygusuyla kendisine çok içten bir mektup yazdım. Çevresindeki insanların, yalanla, dolanla, yalancı tariflerle kendilerini aldatmaması konusunda İstanbul’la ilgili brifing verme süreciyle ilgili talebimi ilettim. Benim mektubumdan sonra, yine yalan ifadelerle benim üzerime bir takım laflar atıldı, söylendi. Süt dendi bilmem ne dendi.

Şimdi bakıyorum ki hala, yalan ifadelere devam ediliyor. Hem de Sayın Cumhurbaşkanı’nın makamı üzerinden, ona sunulan bilgilerle benim de içinde tutulmaya çalıştığım bir kumpasa karşı, artık böyle ifade ediyorum, yapılan bir açıklama bugün ortada. Çok üzülüyorum. Bu makama karşı çok üzülüyorum. Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tüm samimi duygularımla mektup yazarak, kendisine bu mesajları ileten kişi olarak, ben bu tüm samimi ifadelerimi geri çekiyorum. Gerek kalmadı. Çünkü işimiz ne? İşimiz, İstanbul’a hizmet etmek mi? Türkiye’ye hizmet etmek mi? Yoksa bu makamlar üzerinden çamur atmak mı? Bakın neredeyse on bir ay sonra ben bunu açıklıyorum. Sebebi polemik yaratmamak. Muhatapları kendileri bulma haizine sahipler.


“SANIK ŞU ANDA SERBEST”


 

Kaldı ki bir şeyi daha söylemek istiyorum. Suçladıkları ‘FETÖ’nün imamı dedikleri şahıs’. Böyle ayıp bir ifşa olur mu? Bu vatandaş şu anda serbest. Mahkemesi görülmüş ve serbest. Böyle bir ifşa olabilir mi? “FETÖ’nin İmamı”  diye başlık atıyorsunuz, İmamoğlu da danışmanı diyorsunuz. Her karar alınıyor. Herkes bir takım haksızlığa, hukuksuzluğa uğradığı, çok pratik kararların alındığı bu ülkede, bu vatandaşımız suçsuz veya yargılanması devam ediyor, sokakta. Siz FETÖ’nin İmamı”   diye başlık atıyorsunuz bir oturumda, bir grup toplantısında ve onun altına da İmamoğlu danışmanı diyorsunuz.  Kim inanır size? Üzülüyorum. O makama da çok üzülüyorum.

“Açıklamalarınızdan yola çıkarak, bu videonun hazırlanmasından Cumhurbaşkanı’nın haberi olmadığı anlamı mı ortaya çıkıyor?”
- Ben bilmem. Ben öyle bir yargıda bulunmam. Ben diyorum ki, bu kumpastan haberiniz var mıydı, yok muydu?

 

“11 aydır dile getirmediğiniz konular mektupta yazıyor muydu?
- Ben mektupta İstanbul’u anlattım. Ben bunları unutmak bile istedim. Daha önce bana gelen bu bilgileri unutmak bile istedim. Kaldı ki vatandaş tahliye edildi. Süreç kapandı diye düşündük. Şu anda dediğim gibi o kabinedeki bakanın bana karşı kurmak istediği kumpastan haberi var mıydı yok muydu? O kabinedeki bakan, hala kabinede.

"RANDEVU TALEBİMİ GERİ ÇEKİYORUM"


“Bakanı açıklayacak mısınız?”

- Ben kendimi bilirim. Benim adım Ekrem İmamoğlu. Ben kendimi bilirim. Ne söylediğimi bilirim. Benim adım Ekrem İmamoğlu.

“Cumhurbaşkanına yönelik randevunuzu geri çekiyor musunuz?”

- Tabii ki randevu talebimi geri çekiyorum. Zaten bir anlamı yok ki. Benim bu kadar samimi randevu talebime karşı verilen bu cevap verilen bu ifade bunun kullanılma biçimi çok yazık.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Beşiktaş 35 54
5. Başakşehir 34 52
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 34 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Ankaragücü 35 39
14. Samsunspor 34 39
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 34 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14