banner100

CHP'li Toprak: "Erdoğan'ın sözü tükendi"

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu bugün yayınladı.

Gündem 07.05.2023, 12:40
CHP'li Toprak: "Erdoğan'ın sözü tükendi"

CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kullandığı dile ilişkin “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini soğana, patatese kurban etmemelerini seçmenden istemesi, köprülerin, yolların, havaalanlarının ‘yenilemeyeceğini’ kabul etmesi, iktidarın topluma söyleyecek sözünün tükendiğini gösteriyor” yorumunu yaptı.

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu bugün yayınladı. Toprak seçimlere giderken iktidarın ekonomik krizin üstünü “din ve terör üzerinden” örtmeye çalıştığını ifade ederek, şunları kaydetti:

“İktidar, ekonomiyi yıkıma uğrattıklarını bildikleri için tüm söylemlerini ‘din, kin ve terör’ üzerine kurgulamaya ağırlık veriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin Allah’tan talimat aldıklarını’ ifade etmesi, muhalefeti imansızlık ve kitapsızlıkla itham etmesi, Gabar’da mezara gömme çağrıları yapması, nefret dilinin en uç noktasıdır!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini soğana, patatese kurban etmemelerini seçmenden istemesi, köprülerin, yolların, havaalanlarının ‘yenilemeyeceğini’ kabul etmesi, iktidarın topluma söyleyecek sözünün tükendiğini gösteriyor. Ne yazık ki; ülkenin istikbali için kavgacı, kindar tavırdan, milletin kutsallarını istismar eden dilden vazgeçmek gerektiğini kabul etmekte zorlanıyorlar.”

EMEK YAŞAMINDAKİ TABLO

Toprak, AKP’nin politikalarının emekçilerin insani yaşam koşullarını gerilettiğini ifade ederek, “1 Mayıs İşçi Bayramı her yıl olduğu gibi yine iktidarın yasakçı-baskıcı uygulamalarıyla engellenmeye çalışıldı. Mevcut gerçekler; 21 yıllık AKP iktidarının emekçiyi ezen, alın terinin hakkını yok sayan politikalarıyla, işçilerin insani ve ekonomik haklarının gerilediği, dünyada işçilerin çalışma koşullarının en kötü olduğu birkaç ülkeden birisi haline geldiğini ortaya koyuyor” dedi.

Toprak, Türkiye’de emek yaşamındaki tabloyu şöyle aktardı:

“Türkiye, OECD üyesi 36 ülke arasında haftalık ortalama çalışma saatinin uzunluğu açısından 45,6 saatle ikinci sırada. Türkiye’de işçiler 37,2 saat olan OECD ortalamasından 8 saat daha fazla çalıştırılıyor. Şimdi iktidar seçimi kazanırsa çalışma süresini günde 6 saate indirmeyi vaat ediyor. Türkiye iş kazalarında en fazla insanın hayatını kaybettiği ülkeler sıralamasında OECD’de birinci.

“SENDİKAYA ÜYE OLANLAR ATILIYOR”

2002’de çalışanların yüzde 50’si sendikalıyken, 2022 sonunda sendikalı çalışan oranı yüzde 14,3. Kayıtlı 16 milyon işçinin yüzde 85,7’si sendikasız. Toplu sözleşme hakkından yararlanamıyor. Sendikaya üye olan atılıyor.

Euro bazında net asgari ücret açısından Türkiye, Avrupa’da sondan ikinci. Sonuncu sırada Arnavutluk yer alıyor. Yüzde 50 zamla 8500 TL olan asgari ücret 33 bin TL’lik yoksulluk sınırının dörtte biri. İşsizlikte OECD ortalaması yüzde 5 ve altında iken Türkiye’de TÜİK’in şubat verisiyle resmi işsizlik oranı yüzde 10,1, geniş tanımlı işsizlik yüzde 23,4. Kayıt dışı güvencesiz çalışanların oranı yüzde 30. Kayıtlı 16 milyon işçinin yüzde 80’inin ortalama ücreti asgari ücret düzeyinde. Geniş bir kesim ise asgari ücretin altında ücretlerle güvencesiz, sendikasız çalıştırılıyor.

“EMEĞİN ALDIĞI PAY GERİLEDİ”

Kamu kesiminde 700 bin işçi adına sürdürülen toplu sözleşme müzakerelerinde sendikalar 15 bin TL talep ederken iktidarın teklif ettiği taban aylık 12 bin TL. Yoksulluk sınırının üçte biri! AKP iktidara geldiğinde emeğin milli gelirden aldığı pay yüzde 29 iken, 2022 sonunda TÜİK verisiyle yüzde 26’ya geriledi.

İktidarın politikalarıyla yoksullaştırılan, sendikasızlaştırılan, angaryaya ve kölelik ücretleriyle çalışmaya mahkum edilen milyonlarca işçinin yasal, sendikal ve parasal hakları 14 Mayıs sonrası gerçekleşecek iktidar değişikliğiyle uygar ve demokratik ülkeler düzeyine çıkartılacak. Sendikalaşma teşvik edilecek. Ekonomik demokrasi hayata geçirilecek. 60 yıl önce CHP’nin 1963’te çıkarttığı yasayla toplu sözleşme, grev, sendika hakkına kavuşan işçilerimizin hakları ve refahı daha ileriye taşınacak. Emek ve alın teri yeniden en kutsal değer olacak.”

“12 BİN AKADEMİSYEN ÜLKEYİ TERK ETTİ”

Toprak, ülkeyi terk eden akademisyen sayısının 12 bine ulaştığına da dikkat çekerek, şunları belirtti:

“Akademik kadrolar kişiye özel tariflerle, iktidara yakınlık derecesine göre seçilen liyakatsiz kişilerle dolduruldu. Özerk üniversiteyi savunan binlerce akademisyen KHK’larla üniversitelerden ihraç edildi. Yargılandı, tutuklandı. Bu iktidar döneminde Türkiye, 12 binden fazla nitelikli, bilimsel çalışmaları ve makaleleri tüm dünyada övgü kazanan bilim insanını kaybetti. Yabancı üniversitelere kaptırdı. Bilimden, bilimsel aydınlanmadan korkan, hazzetmeyen iktidar, 50 binden fazla insanımızı yitirdiğimiz deprem felaketinde bile bilim insanlarının uyarılarına kulak tıkayarak rantı, bir avuç iktidar müteahhidini önceledi. En iyi 100 üniversite sıralamalarında Türkiye’den üniversite kalmadı.

14 Mayıs’ta gerçekleşecek iktidar değişikliğiyle ‘tersine beyin göçünün’ kapısı açılacak. Akademik ekosistem yeniden inşa edilerek ülkemiz, büyük bir atılıma sahne olacaktır. 

İktidarın üniversiteleri partizanlaştırması, üniversiteleri ‘aile boyu’ kadrolarla doldurmasıyla Türkiye, üniversite eğitimi, kişi başına bilimsel yayın ve patent sayısı, AR-GE’nin milli gelire oranı vb. kriterlerde OECD ülkeleri arasında en dip noktaya inerken, dünyada da geriledi. İktidarımızda beyin göçünü tersine çevirip özerk üniversite, özgür akademi ve bilim ortamını sağlayarak yetişmiş değerlerimize sahip çıkacağız. Türkiye’yi her alanda bilimin ışığıyla aydınlatacağız.”

Toprak raporunda şu konulara da dikkat çekti:

“2002’de Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke içinde 99’uncu sırada olan Türkiye, 2023 endeksinde 165’inci sıraya indi. Çok sayıda gazetecinin gözaltına alındığı, tutuklandığı Türkiye, basın özgürlüğünün ‘vahim’ olduğu ülkeler arasına alınarak, gazetecilerin idam edildiği Afganistan, Sudan, Çin, İran ile aynı gruba dahil oldu.

İktidarın özgür bir medya korkusu çok açık. İletişim Başkanlığı, Basın İlan Kurumu, RTÜK, yargı, iktidarın otoriterliği ve sansürü pekiştirme, medyayı tehdit ve cezalandırma aparatları. İktidarımızda 3 Mayıs; Özgür ve sansürsüz medyanın, korkusuzca çalışan, sendika ve iş güvencesi olan, habercilik yaptığı için yargılanma, tutuklanma endişesi taşımayan gazetecilerin gerçek bayramı olacak.

“İHRACATTA SERT DÜŞÜŞ”: İhracatçının dövizine el koyma ve kuru baskılama politikalarının sonucunda, nisanda 43 milyar dolarla tehlikeli boyuta ulaşan dış ticaret açığının yanı sıra, ihracatta yüzde 17’lik sert düşüş yaşandı. Türkiye, ana ihraç pazarlarında ciddi kayıplarla geriledi. Çin, bu boşluğu hızla dolduruyor!

Türkiye’nin ciddi kayıplar yaşadığı Ortadoğu ve Afrika pazarlarında ise Çin’in payını büyüterek, Türkiye’den doğan ihracat boşluğunu fırsata çevirdiği görülüyor. Rusya’ya yapılan ihracattaki artış, bir süre sonra ABD ve AB’nin yaptırım baskısını artırmalarıyla hız kaybedebilir!

“YÜZDE 20, YARATILAN DEĞERİN YARISINI ALIYOR”: TÜİK’in 2022 Gelir Dağılımı ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın sonuçları, uygulanan ekonomik ve sosyal politikalarla toplumsal yoksullaşmanın ve gelir dağılımında yaratılan adaletsizliğin ne kadar vahim boyutlara ulaştığını gösterdi. Nüfusun yüzde 20’lik kesimi ülkede yaratılan ekonomik değer ve toplam gelirin yaklaşık yarısına sahip olurken, en alttaki yüzde 20’lik nüfusun aldığı pay ise sadece yüzde 6!

İktidarın ‘işçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedikleri’ iddiasını TÜİK yalanlıyor. Yıllık ortalama gelirlerde en düşük artış yüzde 21,5 ile ücretlilerde. 2022’de yüzde 64 olan resmi enflasyonun üçte biri. Ülkenin toplam gelirinin yarısını ise bir avuç kişi paylaşmış. İktidar, sosyal devleti ve sosyal adaleti yok ettiği gibi gelir dağılımı adaletsizliğini kat kat artırıyor!

“4’LÜ KUR”: Merkez Bankası (MB) net uluslararası rezervleri 6,3 milyar dolarla son 20 yılın en dip noktasına indi. MB’nin açıkladığı resmi döviz alış-satış kurları piyasalarda ciddiye alınmaksızın sadece tabelada kalırken, döviz piyasalarında dört farklı kur söz konusu. Ödemeler dengesi krizi ciddileşirken, ithalata döviz bulma riski büyüyor!... Nisan ayında yüzde 4,5 düşmesine rağmen ithalatın 28 milyar dolar olduğu dikkate alındığında MB rezervlerinin geldiği noktanın vahametini daha somut görmek olanaklı. Sonuçta MB rezervlerini tüketen, piyasalarda ‘4’lü kur’ oluşumuna çaresiz kalan iktidar, döviz piyasasında ‘kayıt dışılık ve kaynağı belirsiz’ işlemlerin ulaştığı boyut karşısında sadece gelişmeleri izlemekle yetiniyor!

“MALİYET YÜZDE 200, FİYAT YÜZDE 64 ARTTI”: Geçen yıl yaş çay alım fiyatını kiloda 6,70 TL olarak açıklayan Erdoğan, bu yıl Rize’deki seçim mitinginde 11,30 TL’lik fiyat verdi. Son bir yılda üreticinin girdi maliyetlerinin yüzde 200’ün üzerinde artmasına karşılık çaya verilen fiyatın yüzde 64 artırılması, üreticinin alın terinin göz ardı edilmesidir!

ÇAYKUR’un Cumhurbaşkanı Erdoğan Başkanlığındaki Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredilmesi ve bu devirden sonra beş yıldır sürekli olarak yüksek tutarlarda zarar etmesi, çay üreticisine düşük alım fiyatı vermenin gerekçesi yapılmaktadır. TVF’ye devir öncesi kâr eden ÇAYKUR devir sonrası, 2018'de 657 milyon, 2019'da 635 milyon 2020’de 547 milyon, 2021'de ise 504 milyon TL olmak üzere 5 yılda toplam 3 milyar TL’ye yakın zarar etti.  2022’de 60 milyon TL ‘operasyonel kâr’ açıklanmasına karşılık ÇAYKUR’a hazine desteği sürüyor.

İktidarımızda Karadenizli üreticinin yegâne ekmek kapısı olan çay ve fındıkta alın terinin karşılığı tam olarak verilecek, üretici mağdur edilmeyecek, refahtan hak ettiği payı alacaktır.

SURİYE’DEKİ SON DURUM: 2011’de başlayan iç savaş sürecinde ilk günden itibaren Esad yönetimine tam destek veren İran, bu kez desteğini siyasi olarak en üst düzeye çıkartan bir hamle yaptı. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, geçen hafta Şam’a yaptığı iki günlük ziyarette, oldukça stratejik 14 anlaşmaya imza attı. 13 yıl sonra gerçekleşen bu en üst düzey ziyaretin, Türkiye-Suriye normalleşme girişimlerinin başlaması, Esad’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelmek için koşullar öne sürmesi ve Moskova’daki 4’lü toplantının ardından gerçekleşmesi dikkat çekici!

İran’ın Irak’tan sonra Suriye’de de her alandaki etkisini ve ağırlığını pekiştirmek istediği, olası Türkiye normalleşmesi öncesinde Şam yönetimi üzerinde kontrolünü güçlendirdiği anlaşılıyor. Rusya’nın da Suriye’de Türkiye’den önce İran’a yol açarak bu hamleye onay verdiği görülüyor.

ERMENİSTAN- AZERBAYCAN ARASINDAKİ BARIŞ MÜZAKERELERİ: Azerbaycan ile Ermenistan arasında sürdürülen barış müzakerelerinde ABD devreye girdi ve anlaşma taslağının bazı maddelerinde mutabakata varıldığı açıklandı. Türkiye-Ermenistan normalleşmesi ise Erivan’da açılan Nemesis Anıtı nedeniyle kesintiye uğradı. Ermeni terör örgütlerinin Türk diplomatlara saldırılarını simgeleyen anıtın açılışı ardından Türkiye, hava sahasını Ermenistan uçuşlarına kapattı.

Ermenistan’la yıllardır süren çatışmaların yanı sıra Azerbaycan’ın İsrail’le yakınlaşması, Azerbaycan-İran arasında gerilimlere ve zaman zaman sınır çatışmalarına neden oluyor. Sorunların çözülmesi, bölgeye barış gelmesi ülkemizin önceliği. Ermenistan sınırının açılması, ticaretin hızlanması başta Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan gibi sınır ve bölge illerimizde refahın artmasına, ticaretin ve ekonomik hayatın canlanmasına, işsizliğin azalmasına katkı sağlayacaktır.”

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14