Eğitim-İş Sendikası’ndan Proje Okulları Uygulamasına Tepki: “Proje Değil, Adalet İstiyoruz!”

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu İstanbul İl Başkanı ve Eğitim-İş İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı Alkoç Turan Başgönül, proje okulları kapsamında öğretmenlerin görev yerlerinin gerekçesiz ve keyfi biçimde değiştirilmesine tepki göstererek bir basın açıklaması yaptı. Başgönül, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde liseli öğrencilerle birlikte düzenlenen eyleme katılarak, gençlerin “hak, hukuk ve adalet” mücadelesine destek verdi.

“Gençler, Cumhuriyet’in Eğitim Anlayışına Sahip Çıkıyor”

Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleştirilen yürüyüşe katıldıklarını belirten Başgönül, gençlerin yalnızca bir hak ihlaline değil; Cumhuriyet’in laik, bilimsel ve kamusal eğitim anlayışına sahip çıktığını vurguladı. “Bu dayanışma, karanlığa karşı yakılmış bir çoban ateşidir ve biz o ateşi hep birlikte büyütmeye devam edeceğiz,” dedi.

“Proje Değil, Tasfiye Operasyonu!”

Başgönül açıklamasında, proje okullarının başlangıçta ulusal ve uluslararası projelerin yürütüleceği özel yapılar olarak tanıtıldığını ancak gelinen noktada eşitsizliği ve liyakatsizliği kurumsallaştıran bir yapıya dönüştüğünü ifade etti.

“2014’te 44 okulda başlayan uygulama bugün 2318 okula ulaşmış, kapsamı genişlemiş ama içeriği boşaltılmıştır,” diyen Başgönül, öğretmenlerin hukuki güvencelerinin ortadan kaldırıldığını, eğitimde istikrarın yok edildiğini belirtti. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in müsteşarlık döneminde sarf ettiği “Mevzuata rağmen bildiğimizi yapacağız” sözlerine atıf yapan Başgönül, bu sürecin siyasi ve ideolojik bir projeye dayandığını söyledi.

“Sürgünlerle Eğitim Tasfiye Ediliyor”

Eğitim-İş olarak en çok itiraz ettikleri konulardan birinin, öğretmenlerin gerekçesiz bir biçimde görev yerlerinden uzaklaştırılması olduğunun altını çizen Başgönül, “Yıllardır görev yapan, başarı belgesine sahip, yüksek lisans ve doktora yapmış öğretmenler hangi gerekçeyle yetersiz görülmüştür? Bu uygulama, sadece eğitimi değil, kamu vicdanını da derinden yaralamaktadır,” ifadelerini kullandı.

İzmir Atatürk Lisesi başta olmak üzere, birçok köklü okulda yaşanan ani görev değişikliklerinin bir personel düzenlemesi değil, Cumhuriyet’in eğitim anlayışına dönük sistemli bir müdahale olduğunu belirten Başgönül, “Bu sadece öğretmenin değil, bir kültürün, bir hafızanın tasfiyesidir” dedi.

“Mülakat Sistemi Eğitimdeki Adaletsizliğin Yeni Adı”

Proje okullarının, öğretmen atamalarında bilgi ve liyakat yerine bakan onayını esas alan bir sistem yarattığını belirten Başgönül, bu yapının açıkça mülakat sisteminin başka bir versiyonu olduğunu söyledi. Eğitimde fırsat eşitliğinin ortadan kaldırıldığını vurgulayan Başgönül, “Öğretmenleri itaate zorlayan bu yapı, anayasa güvencelerini yok saymaktadır” dedi.

“Gençler ve Öğretmenler Bu Mücadelenin En Önünde”

Açıklamasında öğrencilerin okul önlerinde, meydanlarda öğretmenlerine sahip çıktığını hatırlatan Başgönül, “Bu ülkenin dört bir yanında gençlerimiz Cumhuriyet değerlerini savunuyor. O öğretmenler, sadece bir meslek grubunu değil, halkın vicdanını temsil ediyor,” sözlerini kullandı.

“Eğitim-İş Olarak Uyarıyoruz: Bu Bir Okul Geliştirme Projesi Değil”

Başgönül açıklamasını şu sözlerle tamamladı:

“Eğitim-İş olarak bir kez daha ifade ediyoruz: ‘Proje okulu’ adı altında yürütülen bu uygulama bir eğitim geliştirme çalışması değil; siyasi iktidarın kendi kadrosunu ve neslini yaratma projesidir. Tüm öğretmenler için eşit ve adil atama sistemi, tüm öğrenciler için parasız, nitelikli, laik eğitim hakkı istiyoruz. Öğretmenlerin sürgünle terbiye edilmediği, liyakatin esas alındığı bir sistem istiyoruz. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz.”