banner100

"KYK borçları biz söyleyince akıllarına geldi"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Merkez’de MYK gündemine dair konuştu.

Gündem 19.07.2022, 09:38
"KYK borçları biz söyleyince akıllarına geldi"

CHP Sözcüsü Öztrak, Türkiye ekonomisinin koşar adım, yeni bir döviz krizine doğru ilerlediğini belirterek, “Ülkemizin önümüzdeki bir yılda çevirmesi gereken dış borç; 182 milyar dolar. Buna bir de finanse edilecek cari açığı ekleyin, iyimser bir tahminle önümüzdeki bir yılda 220 milyar dolar borç bulmamız gerekiyor” dedi.

Öztrak, Kredi Temerrüt Risk Primi 900 puanın üstüne çıkan Türkiye’nin dış borç ve cari açık finansmanı için ihtiyacı olan parayı bulması için katlanılması gereken maliyetin her geçen gün arttığına dikkat çekerek şunları ifade etti:

“Ülkede döviz kıtlığı artık o seviyeye geldi ki, Merkez Bankası’ndan iş insanlarına, ‘Lütfen döviz satın’ diye rica telefonları başlamış. Kasada döviz kalmayınca, BOTAŞ gaz alabilsin diye, ‘Bizi kıskanan’ Almanya’ya borç için el açtılar. Milletin 128 milyar dolarını hovardaca harcayan, bu milletin on milyarlarca dolarını sığınmacılar için tüketen Hükümet, şimdi gaz alabilmek için Deustche Bank’tan 925 milyon Avro borç aldı. Buradan soruyoruz, bu 925 milyon Avro’ya ne kadar faiz ödeyeceksiniz? Bu milletin sırtına buradan ne kadar faiz yükü binecek? “Borca haylık, bir aylık” derler. Doğal gazı bile dış borçla almaya başladıysak, vay halimize... Biran önce tedbir alın diyeceğim ama bu hükümetin tedbir alacak takati kalmadı.”

Hükümetin raf ömrünü tamamladığını, milletin derdine derman olacak tek bir proje üretecek takatinin kalmadığını söyleyen Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hükümet bizim önerdiğimiz projelerle oy toplamaya çalışıyor. Onları da yarım, yamalak; eksik, gedik yerine getiriyor. Sayın Genel Başkanımız daha iktidara gelmeden dediklerini yaptıran Genel Başkan olarak, dünya siyaset tarihine geçti bile. ‘Emekliye iki ikramiye’ dedi, önce, ‘olmaz, kaynak yok’ dediler. Sonra onu da yarım yamalak tıpış tıpış yaptılar. Genel Başkanımız ‘3600 ek gösterge’ dedi, bunlar yine direndiler ama sonunda yaptılar. Ama yine yarım yamalak… Genel Başkanımız taşeron işçilere kadro verin dedi. Bunlar yine ‘kaynak’ falan dediler ama sonunda yarım yamalak da olsa yaptılar. ‘Elektrikte TRT payını kaldırın’ dedi, önce itiraz ettiler sonra yaptılar. ‘Elektrikte kademeli tarife getirin’ dedi, bir müddet sonra yaptılar. ‘Asgari ücreti yıl ortasında artırın, enflasyon çok yüksek’ dedi, önce yasa masa diye ağızlarında gevelediler, sonra eksik de olsa yerine getirdiler.

Genel Başkanımız gençlere KYK borçlarının faizini ödemeyin, biz gelince bu faizleri sileceğiz dedi. Beylerin yine paçaları tutuştu. Akıllarına birden bire KYK borçları geldi. Allah Aşkına! Aklınız bugüne kadar neredeydi? Gençlerin KYK borcunu görmek için, bizi mi beklediniz?”

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Merkez’de MYK gündemine dair düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

Kurban Bayramı’nın ardından, ilk Merkez Yönetim Kurulu toplantımızı gerçekleştiriyoruz. Toplantımız devam ediyor. Toplantımız esnasında Van Çatak’ta bir jandarmamızın şehit olduğunu öğrendik, bir de yaralımız var. Şehit Mehmetçiğimiz Mustafa Bozkurt’a Allah’tan rahmet, ailesine sabır, milletimize başsağlığı diliyoruz. Yaralı jandarmamıza da Allahtan acil şifalar diliyoruz.

TÜRKİYE SEFALET ŞAMPİYONU OLDU

Ülkemiz uzun bir bayram tatilindeydi. Ama yakıcı sorunlar tatil dinlemedi. Fakir, fukara; “Bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime” demeye devam etti. Tam da bayram arifesinde, kredi derecelendirme kuruluşu FITCH, ülkemizin kredi notunu düşürdü. Kredi notumuz çöp seviyesine bir adım daha yaklaştı. Bayram biter bitmez, TÜİK, makyajlı işsizlik rakamlarını açıkladı. İşsiz yurttaşlarımızın sayısı, 310 bin kişi artarak, Mayıs’ta 8 milyon 387 bin kişiye ulaşmış. İşsizlik, gelirden mahrum eder. Enflasyon, gelirin aşınmasına neden olur. Bir ekonomide en büyük illet, bu ikisinin bir araya gelmesidir. Buna da “sefalet” denir. İşsizlik ve enflasyondan oluşan Dünya Sefalet Endeksi’nde, Türkiye, şampiyonluğu artık kimselere bırakmıyor. Ama bu sefalete neden olan Sarayın kibirlisi, bayram öncesi milletimize, “İşsiz, aç, açık kimse bırakmadık” diyerek, caka satabiliyor.

F-16’LARIN ŞARTA BAĞLANMASI KABUL EDİLEMEZ

Bayram tatilinde okyanus ötesinden, Amerikan Kongresi’nden de can sıkıcı haberler geldi. Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’yi üretim ortağı olduğu, 5. Nesil Savaş Uçağı F-35 projesinden çıkarmıştı. Ardından ABD yönetiminden, “Size 4. nesil F-16 verelim” teklifi gelmişti. ABD yönetimi son NATO zirvesinde de, Kongre’de bu teklifi destekleyeceğini açıkladı. Ama daha Temsilciler Meclisi aşamasında, Türkiye’ye F-16 satışını şarta bağladılar. Bu, devletimizin egemenlik haklarına alenen müdahaledir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.

FAZİLETLİ MÜFTÜMÜZ AHMET METE’NİN HAKLI MÜCADELESİNİN YANINDAYIZ

Hafta sonuna girerken bir başka acı olayı, 15 Temmuz Hain Darbe Girişiminin 6. yılını idrak ettik. O karanlık gecede kaybettiğimiz 251 canımızı, rahmetle, saygıyla andık. Yine geçtiğimiz Perşembe, hemşerisi, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e her zaman saygı ve sevgi duyan Batı Trakya Türk Toplumunun, hak, hukuk, adalet mücadelesinin önemli önderlerinden, İskeçe’nin Faziletli Müftüsü Ahmet Mete Hakk’a yürüdü. Cuma günü “CHP Balkan Masası” olarak, Trakya’daki Belediye Başkanlarımızla birlikte İskeçe’de, merhumun cenazesine katıldık. Müftümüze bir kez daha Allah’tan rahmet, kederli ailesine, Batı Trakya Türk Toplumuna ve tüm sevenlerine, Türk dünyasına başsağlığı diliyoruz. Biz bu vesileyle bir kez daha, bu haklı mücadelenin ve Batı Trakya Türk Toplumunun, yanında olduğumuzu tekrarlıyoruz.

AYÇİÇEĞİ TARLALARI TIRTIL İSTİLASINA UĞRADI

Trakya demişken, Trakya ve Güney Marmara’da ayçiçeği tarlaları, çayır tırtılı istilası altında. Üreticilerimiz çok büyük sıkıntı içinde. Tırtılla mücadelede kontrolsüz ilaçlama yapılıyor. Bu da bölgedeki arıcılığa büyük zararlar veriyor. Çiftçilerimiz perişan, arıcılarımız perişan. Tarım Bakanlığı derhal tedbir almalı. Alamıyorsa da, bölgeyi afet bölgesi ilan ederek, çiftçilerimizi, üreticilerimizi rahatlatmalı. İşte bugünkü toplantımızda,  tüm bu konu başlıklarını, ele aldık.

15 TEMMUZ’DAN TEK ADAM GÖMLEĞİ ÇIKARTILDI

15 Temmuz FETO Hain Darbe Girişiminin üzerinden, altı yıl geçti. O karanlık gecede milletimiz, canını ortaya koyarak, devletini sokaklardan topladı. Tüm şehitlerimize bir kez daha, Allah’tan rahmet diliyoruz. Gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. FETO hain darbe girişimini planlayan, darbeye teşebbüs eden, içinde yer alan, milletimize kurşun sıkan kim varsa, elbette en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Ancak cezaların şahsiliği de yok sayılmamalıdır. 15 Temmuz’dan, bir tek adam gömleği çıkarmak için, hukukun en temel ilkeleri yok sayıldı. Ülkemizde adalete ve devlete güven duygusu büyük yara aldı. 15 Temmuz sadece siyasi rant için değil, ekonomik rant sağlamak için de istismar edildi. Kurulan FETÖ borsalarında, zenginler korundu, yoksullar hapsedildi. TMSF’nin el koyduğu şirketler, servetler, kayyumlar marifetiyle, el değiştirdi. Bu çerçevede Sayın Genel Başkanımız Nurettin Canikli’ye malvarlığını açıkla çağrısında bulunmuştu. Ortada çok ciddi iddialar var. Ama Nurettin Canikli’den hala tık yok. Kendisinden gereğini yapmasını bekliyoruz.

SİYASETTE “ALDANDIM” DEMEK, “BASİRETİMİ VE AKLIMI KAYBETTİM” DEMEKTİR

Normal bir hukuk düzeninde tüm bunlar araştırılır. Ama hukukun rehin alındığı otoriter rejimlerde, yağmaya, talana hukukun sesi çıkmaz. Darbecileri yıllarca besleyip büyütenler, “Allah affetsin, millet affetsin” diyerek, hesabı ödemeden kaçacağını, ağzını silip, masadan kalkacağını düşünebilirler. Ama çok bilinen bir kuraldır. “Siyasette kandırılmış olmak, mazeret değildir.” Siyasette “Aldandım” demek, “Basiretimi ve aklımı kaybettim, kararlarım ve eylemelerim hükümsüzdür” demeye gelir. Bunun da devlette kabul edilebilir hiç bir yanı yoktur.

2004 TARİHLİ MGK KARARI ORTADA

Bu yönetim işbaşına geldiği günden itibaren, hain darbe girişiminde bulunmaya cüret eden ortakları hakkında, devletin güvenlik bürokrasisi tarafından uyarıldı. İşte 481 sayılı Milli Güvenlik Kurulu Kararı. Yıl 2004. Bu uyarıya rağmen; devletin adliyesi, askeriyesi, mülkiyesi, maliyesi ve istedikleri diğer her şey, o ellere teslim edildi. Ve sonunda o hain eller de geldi, TBMM’yi bombaladı. Yani hiç kimse “Bilmiyordum, aldatıldım” diyemez. Çok açık söyleyeyim, buradaki açık ifadeye rağmen tedbir alın, eylem planı uygulayın ifadelerine rağmen bu tedbirleri almayanlar 251 şehidimizin sorumlusudur. Sorumlu bu tedbirleri almayan siyasi sorumlusu hükümetin başındaki Erdoğan’dır.

15 TEMMUZ TÜM BOYUTLARIYLA AYDINLANANA KADAR KANAMAYA DEVAM EDECEK

O hain darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz 2016’da, tam olarak neler yaşandı? O da, hala açıklığa kavuşmadı. Dönemin MİT Müsteşarının, Genel Kurmay Başkanının, darbe girişiminin aydınlatılması için TBMM’de kurulan, Araştırma Komisyonu’na gelmesine Erdoğan izin vermedi. Komisyonun hazırladığı raporda sümen altı edildi. O dönem MİT kime bağlıydı? Başbakana. Dönemin başbakanı darbe istihbaratının, zamanında neden kendisine iletilmediğini, MİT Müsteşarı’na sorduğunu, “Tatmin edici bir cevap” alamadığını, televizyonda kendisi açıkladı. Ama yönetim de, müsteşar da her nasılsa hala koltuklarında oturuyorlar. 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi, milletimizin vicdanında kapanmamış, kanayan bir yaradır. FETÖ hain darbe girişimi, tüm boyutlarıyla aydınlatılana kadar, Adil Öksüz bulunana kadar, darbe girişiminin siyasi ayağı ortaya çıkarılana kadar, Yurtta Sulh Komitesi’nin kimlerden oluştuğu açıklanana kadar, bu yara kanamaya devam edecektir. Şehitlerimizin ruhları huzura kavuşmayacaktır. Ama kimse merak etmesin, FETÖ’nün ve ortaklarının açtığı bu yarayı kapatmak bize nasip olacaktır.

15 TEMMUZ’UN DA ENFLASYONUN DA BABASI BELLİ: ERDOĞAN

Erdoğan hain darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle yayınladığı mesajda, milleti ezen hayat pahalılığına, “15 Temmuz’un devamı olan bir badiredir” dedi. Bu sözler, milletin aklıyla alay etmektir. Hayat pahalılığıyla 15 Temmuz arasında hiçbir bağ yoktur. İkisinin birbiriyle hiçbir ilgisi yoktur. Ama her ikisinin de nesebi sahihtir. Babaları bellidir, babaları aynıdır. Her ikisinin de müsebbibi, “Liyakat yerine sadakat” diyen, “Biat ve itaati, ehliyete tercih eden”, “İş bilmese de, benden olsun” diyen yönetim anlayışıdır. Yani Erdoğan’dır. Dört yıl önce: “Verin şu kardeşinize yetkiyi, faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz” diyen kimdi? Yine bundan üç yıl önce; “Ekonominin sorumlusu benim, ben!” diye bas bas bağıran kimdi? Recep Tayyip Erdoğan. Şimdi türlü türlü bahaneler uydurarak milletimizin nezdinde sorumluluktan kurtulmak mümkün değildir. Aylarca yüksek enflasyonu Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline bağladılar. Bunun arkasına saklanmaya çalıştılar. Savaşın taraflarından Rusya’da enflasyon yüzde 15,9. İşgale uğrayan Ukrayna’da ise yüzde 21,5. Türkiye’de ne kadar? Yüzde 79. O da TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla. Savaş Ukrayna’da, Ambargolar Rusya’da ama enflasyon canavarı Türkiye’de. Tabi bu bahanede tutmadı.

TÜRKİYE ENFLASYON ŞAMPİYONU

Ardından dünyadaki petrol ve gıda fiyatlarındaki artışın, arkasına sığınmaya kalktılar. Uluslararası petrol fiyatları yeniden düştü. Nebati Bakan bugün petrol fiyatlarındaki düşüşün pompa fiyatlarına yansıtıldığını söylüyor. Ama rakamlar öyle demiyor. 13 Temmuz itibariyle, brent tipi petrolün fiyatı 99 dolar 80 sent. Aynı fiyatı Nisan başlarında da görmüştük. Türkiye’de benzinin litresi Nisan başında 19 lira 11 kuruştu. Bugün 23 lira 78 kuruş. O gün mazotun litresi 21 lira 37 kuruştu. Bugün 25 lira 53 kuruş. Petrolün uluslararası fiyatı, 3 ay önceki seviyelerine geriledi gerilemesine de pompadaki akaryakıt fiyatları, yüzde 20-25 o günün üstünde kaldı. Türkiye; yüzde 137 Enerji Enflasyonuyla, yüzde 90’ın üzerindeki Gıda Enflasyonuyla, yüzde 80’e dayanan Tüketici Enflasyonuyla, üyesi olduğumuz Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) içerisinde, enflasyon şampiyonu. Yüzde 140’a dayanan Üretici Enflasyonuyla da, OECD’yi, G-20’yi falan solladık dünya şampiyonu olduk. Gıda enflasyonumuz, OECD ortalamasının 7,5 katı. Enerji enflasyonumuz, OECD ortalamasının 4 katı.

ENFLASYONUN SEBEBİ HÜKÜMETİN KİBİRLİ BAŞI

Evirip çevirmeye falan gerek yok. Bu zulmün sebebi dünyadaki fiyatlar, dış mihraklar, şunlar bunlar değil. Bizatihi bu hükümet ve kibrin sarhoşu olan bu hükümetin başı. Milletimiz zaten ne yaşadığını biliyor. Hayat pahalılığını iliklerine kadar hissediyor. Erdoğan hangi bahaneyi uydurursa uydursun, tutmaz.

SORUMLU ERDOĞAN

Bugün emeklilerimiz, gözleri yaşlı, “İyi ki torunum yok, harçlık veremezdim” deme noktasına geldiyse, Genel Merkezimizi arayan Kütahyalı emekli Mehmet Amca, “Bir köpeğin aylık bakım masrafı, benim aylığımdan fazla. Kasabın yolunu unuttum, kalp hastasıyım, hastaneden randevu alamıyorum. Randevu alsam, merkeze inip hastaneye gidecek param yok” diye dert yanıyorsa, bunun sorumlusu emeklilerimizi yokluğa mahkûm eden, Sarayın ta kendisidir. Avrupa’da konut fiyatları son bir yılda yüzde 10 artarken, Türkiye’de yüzde 110 arttıysa, gençlerimizin bir ev, bir araba alması artık hayal olduysa, bunun sorumlusu Erdoğan Şahsım Hükümetidir başkaları değildir. Çiftçi, besici ürettiğinin karşılığını alamıyorsa, kıymanın kilosu 150 lira olduysa, bir litre karton kutu süt, 20 lirayı bulduysa, şu yaz aylarında, domatesin en kötüsüne, markette 15 lira fiyat biçiliyorsa, Ankara Hali’ne meyve sebze taşıyan nakliyeci, kamyonuna lastik alamıyor, eskiyen lastiğine diş açıyorsa, bunun sebebi öyle dünya falan değildir. Bunun sebebi Saray’ın kerameti kendinden menkul, “Faiz sebep, enflasyon netice” saçmalığıdır.

ÖRGÜTÜ DE BAKANLARI DA TOPA TUTULUYOR

Ama artık mızrak çuvala sığmıyor. Erdoğan’ın il başkanı Van’da, Atama Bakanı Trabzon’da insan içine çıktığında topa tutuluyorsa, esnafımız, “Perişanız ve bunun sorumlusu sizsiniz” diye bağırıyorsa, vatandaşımız, “Ekmek oldu 8 lira, sen ne konuşuyorsun?” diye haykırıyorsa, bunun sorumlusu elbette Saray’dır.

GENEL BAŞKANIMIZ İKTİDARA GELMEDEN DEDİKLERİNİ YAPTIRIYOR

Bu hükümet raf ömrünü tamamlamıştır. Bunlar artık metal yorgunudur. Milletin derdine derman olacak tek bir proje üretecek takatleri kalmamıştır. Bizim önerdiğimiz projelerle oy toplamaya çalışmaktadırlar. Onları da yarım, yamalak; eksik, gedik yerine getirmektedirler. Sayın Genel Başkanımız daha iktidara gelmeden, dediklerini yaptırtan Genel Başkan olarak, dünya siyaset tarihine geçti bile. “Emekliye iki ikramiye” dedi, önce, “olmaz dediler, kaynak yok” dediler. Sonra onu da yarım yamalak tıpış tıpış yaptılar. Genel Başkanımız “3600 ek gösterge” dedi, bunlar yine direndiler ama sonunda yaptılar. Ama yine yarım yamalak. Genel Başkanımız taşeron işçilere kadro verin dedi bunlar yine kaynak falan dediler ama sonunda yarım yamalakta olsa yaptılar. “Elektrikte TRT payını kaldırın” dedi, önce itiraz ettiler sonra yaptılar. “Elektrikte kademeli tarife getirin” dedi, bir müddet sonra yaptılar. “Asgari ücreti yıl ortasında artırın, enflasyon çok yüksek” dedi, önce yasa masa diye ağızlarında gevelediler, sonra eksik de olsa yerine getirdiler.

KYK BORÇLARI BİZ SÖYLEYİNCE AKILLARINA GELDİ

Genel Başkanımız gençlere KYK borçlarının faizini ödemeyin, biz gelince bu faizleri sileceğiz dedi. Beylerin yine paçaları tutuştu. Akıllarına birden bire KYK borçları geldi. Allah Aşkına! Aklınız bugüne kadar neredeydi? Gençlerin KYK borcunu görmek için, bizi mi beklediniz? Bakalım bu akşam göreceğiz. Genel Başkanımızın dediklerini yapıp, KYK faiz borçlarını hepten silecekler mi? Yoksa burada da yine eksik iş yapıp trolleriyle algı oluşturmaya mı çalışacaklar? Ne diyelim, taklitler aslını yaşatır. Onun için biz iktidara gelir gelmez, milletten alınanları tastamam milletimize geri vereceğiz.

TÜRKİYE EKONOMİSİ KOŞAR ADIM BİR DÖVİZ KRİZİNE GİDİYOR

Türkiye ekonomisi koşar adım, yeni bir döviz krizine doğru ilerliyor. Merkez Bankası’nın döviz kasası 1 Temmuz itibariyle 54 milyar dolar açık veriyor. “Düşük faiz, değersiz Türk lirası” modeliyle, düşecek denen cari açık ve dış ticaret açığı, rekor üstüne rekorlar kırıyor. Ülkemizin önümüzdeki bir yılda çevirmesi gereken dış borç; 182 milyar dolar. Buna bir de finanse edilecek cari açığı ekleyin, iyimser bir tahminle, önümüzdeki bir yılda, 220 milyar dolar borç bulmamız gerekiyor. Bu parayı bulmak için katlanılması gereken finansman maliyeti ise her geçen gün artıyor. Kısmen dışarıda borçlanma maliyetleri yükseliyor ama içerde de dış borçlanmayın maliyetini belirleyen, önemli göstergelerden biri olan, Kredi Temerrüt Risk Primimiz, yani borcumuzu ödememe risk primimiz yani CDS, 900 puanın üstüne çıkarak, bugüne kadar görülmemiş seviyelere geldi. Kredi derecelendirme kuruluşu FITCH, Türk Lirası’ndaki değer kaybına, enflasyondaki hızlı artışa, eksideki döviz rezervlerine, ekonomiye yük getiren Kur Korumalı Mevduat uygulamasına bakarak, Türkiye’nin kredi notunu bir basamak daha düşürdü. Ne yazık ki iflas kredi notuna, sadece iki tık kaldı.

BORCA HAYLIK BİR AYLIK

Bu arada ülkede döviz kıtlığı artık o seviyeye geldi ki, Merkez Bankası’ndan iş insanlarına, “Lütfen döviz satın” diye rica telefonları başlamış. Bunu iş insanlarımızdan duyuyorduk. Ama şimdi bu iş televizyonlarda aleniyet kazandı. Kasada döviz kalmayınca, BOTAŞ gaz alabilsin diye, “Bizi kıskanan” Almanya’ya borç için el açtılar. Milletin 128 milyar dolarını hovardaca harcayan, bu milletin on milyarlarca dolarını sığınmacılar için tüketen Hükümet, şimdi gaz alabilmek için Deustche Bank’tan 925 milyon Avro borç aldı. Buradan soruyoruz, bu 925 milyon Avro’ya ne kadar faiz ödeyeceksiniz? Bu milletin sırtına buradan ne kadar faiz yükü binecek? “Borca haylık, bir aylık” derler. Doğal gazı bile dış borçla almaya başladıysak, vay halimize... Biran önce tedbir alın diyeceğim ama bu hükümetin tedbir alacak takati kalmadı.

SEVSİNLER SİZİN FAİZ DÜŞMANLIĞINIZI

Vatandaşlarımız da borçlarını ödemekte giderek zorlanıyor. Bireysel kredi ya da kredi kartı borcunu ödeyemediği için, bu yılın ilk beş ayında, yasal takibe düşen kişi sayısı, geçen yıla göre yüzde 83 artmış. 748 bin 437 kişiye çıkmış. Borcu nedeniyle halen yasal takipte olan borçlu sayısı ise, 4 milyon 198 bin kişiye ulaşmış. Ama bu arada faiz lobilerinin keyfi yerinde. Mayıs ayı itibariyle bankaların dönem karı, geçen seneye göre yüzde 434 artarak, 132 milyar liraya çıkmış. Sonrada Erdoğan hiç sıkılmadan, “Faizin en büyük düşmanı biziz” diye, millete nutuklar atıyor. 2022 yılı bütçesinde faiz ödemeleri için ayrılan, 240 milyar liraya, daha yeni 89 milyar lira ilave ödenek aldınız. Sevsinler sizin faiz düşmanlığınızı. Bir de faiz dostu olsaydınız, milletin sırtına acaba neler yükleyecektiniz?

“ŞAHSIN” GÖRÜNÜR RÜTBE-İ AKLI ESERİNDE

İşte bugün Haziran ayı bütçe gerçekleşmeleri açıklandı. Yılın ilk 6 ayında milletin bütçesinden; faize harcanan para 134 milyar 654 milyon lira. Hazineden tek kuruş çıkmayacak diye pazarladıkları Kur Korumalı Mevduat için hazine kasasından bir avuç mevduat sahibine ödenen faiz, 37 milyar 235 milyon liraya çıkmış. Yine yandaşa verilen döviz garantileri projeleri için harcanan para 9 milyar 570 milyon lira. Memleket, yağma Hasan’ın böreği olmuş. Bütçe faiz lobilerinin, döviz garantili yandaş müteahhitlerin bütçesi olmuş, Ziya Paşa şu dizeleri, sanki bu kifayetsizleri bilmiş de öyle söylemiş: Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, “Şahsın” görünür rütbe-i aklı eserinde…

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14