"Ulusal servetin yüzde 70'i 8,5 milyon kişiye ait"

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu yayınladı.

Gündem 20.08.2023, 11:49
"Ulusal servetin  yüzde 70'i 8,5 milyon kişiye ait"

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, iktidarın ekonomi politikaları sonucu ulusal servetin yüzde 70’inin 8,5 milyon kişiye ait olduğunu, iktidarın ‘servet aktarma’ politikalarıyla 21 yılda AKP zenginlerini yarattığını belirterek, “İktidar sözcülerinin ‘ülkede aç, ekmek bulamayan yok. Tatil yerleri, kafeler dolup taşıyor, trafikte lüks araçtan geçilmiyor’ vb. ifadelerle savundukları tablonun aktörleri, 85 milyon nüfuslu ülkede, 1 trilyon doları aşan ulusal servetin yüzde 70’ine el koyup, aralarında paylaşan 8,5 milyon kişi” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu yayınladı. Toprak, raporda şu saptamalara yer verdi:

TOPLAM SERVETİN YÜZDE 70’İ NÜFUSUN YÜZDE 10’UNA AİT

 İsviçreli Credit Suisse’in açıkladığı ‘Küresel Servet Raporu’; Türkiye’nin 1 trilyon doları aşan gayri safi milli hasılasının yüzde 40’ının 850 bin kişiye, Türkiye’deki toplam servetin yüzde 70’i nüfusun yüzde 10’unu oluşturan 8,5 milyon kişiye ait olduğunu, ortaya çıkarttı. İktidar, ‘servet aktarma’ politikalarıyla 21 yılda AKP zenginlerini yarattı!

NÜFUSUN EN YOKSUL YÜZDE 30’U SADECE BORÇ SAHİBİ

 Nüfusun en zengin yüzde 5’lik kesimi (4 milyon 250 bin kişi) toplam servetten yüzde 59,2 (616 milyar dolar) pay alırken, nüfusun yüzde 95’i ulusal servetin yüzde 40,8’ini (424 milyar dolar) paylaşıyor. Nüfusun en yoksul yüzde 30’u (2 milyon 550 bin kişi) ulusal servetten pay alamadığı gibi sadece borç sahibi. Borç tutarı da 1 milyar dolar. Türkiye’de 10- 50 milyon dolar arası serveti olan 2 bin 920, 50-100 milyon dolar arası serveti olan 320, 500 milyon dolar ve üstü serveti olan 31 kişi.

İktidar sözcülerinin ‘ülkede aç, ekmek bulamayan yok. Tatil yerleri, kafeler dolup taşıyor, trafikte lüks araçtan geçilmiyor’ vb. ifadelerle savundukları tablonun aktörleri, 85 milyon nüfuslu ülkede, 1 trilyon doları aşan ulusal servetin yüzde 70’ine el koyup, aralarında paylaşan 8,5 milyon kişi!

TÜRKİYE’YE SURİYE’DE ‘İŞGALCİ’ DENİLDİ

 Suriye ile normalleşme girişimleri çıkmaza girmiş görünüyor. İktidar Suriye’de ABD ile yakınlaşırken, Arap medyası Türkiye destekli ÖSO’nun Suriye’de İran’a karşı kullanılacağını öne sürüyor. Şam yönetimi, 20 Suriye askerinin öldürüldüğü IŞİD saldırısından ABD, İsrail ve ‘işgalci’ diye nitelendirdiği Türkiye’yi sorumlu tuttu! İktidarın Suriye’de ABD ile yakınlaşması, Türkiye’yi Rusya ve İran ile karşı karşıya getirebilir. Rusya ve İran da PYD-YPG ile yakınlaşma yanında, yaklaşan kış öncesinde her iki ülke Türkiye’ye karşı enerji kozunu masaya sürebilir. Tüm gelişmeler, Suriye’de tablonun karmaşık ve kritik bir sürece doğru ilerlediğini, Suriye ile normalleşme girişimlerinde çıkmaza girildiğini gösteriyor.

KEYFİ BANKACILIK DÖNEMİ

 İki kamu bankası yurt dışından toplam 1,1 milyar kaynak bulduğunu açıkladı. Bankalar yasası ve dış kaynak teminine dönük yasal resmi teamüller gereği paranın kaynağı kamuoyuna açıklanması gerekirken bu yapılmadı. Devlet yönetimindeki keyfilik, sermayesi millete-hazineye ait kamu bankalarına da yayılıyor. Şimdi de en büyük hissedarları olan hazinenin gücünü, itibar ve güvencesini arkalarına alarak buldukları milyarlarca dolarlık borcun, kredinin kaynağını gizliyorlar. Rasyonel politikaya geçiş bu mu? Bu tefeci parası veya kara para mı ki, parayı verenin adı açıklanmıyor? Keyfi yönetimin devlette hızla yaygınlaşmasının yansıması, kamu bankalarında da şeffaf olmayan, sadece tek kişiye hesap veren ‘keyfi bankacılık’ olarak karşımıza çıkıyor.

KÜÇÜK YATIRIMCIYA BORSA UYARISI

 Borsa İstanbul’da patlama yapan halka arzlar ve her gün yeni rekor kıran yükselişler, seçeneksiz bırakılan tasarruf sahipleri ve küçük yatırımcıların borsada ağır mağduriyetler yaşamasıyla sonuçlanacak bir süreci işaret ediyor. Şirketler, halka arz gelirleriyle borçlarını kapatıp farklı alanlara kaynak aktarımı ve yığınak yapıyor! TÜİK’in inandırıcı olmayan enflasyon verileri gibi, borsada da medya aracılığıyla desteklenen ‘endeks yeni rekor kırdı’ manşetleri, geçmişi belirsiz sosyal medya fenomenleriyle yönlendirilen milyonlarca küçük yatırımcının ciddi bir vurgunla mağdur edilmesi, her şeyini yitirmesi yüksek ihtimal. SPK hemen her hafta çok sayıda isme, aracı şirkete, foreks sitesine işlem ve erişim yasağı getiriyor. Bu tablo manipülasyon ve vurgun riskinin ulaştığı boyutları sergilerken, yakında borsazedelerin ülke gündeminde ilk sıraya yükseleceğini gösteriyor!

SIĞINMACI POLİTİKASI RİSK OLUŞTURUYOR

 Şanlıurfa’da infiale yol açan çocuk tecavüzünde failin Suriyeli olmasına gösterilen tepkilere karşın bugüne kadar yaşanan benzer pek çok olaydaki toplumsal tepkisizlik, cezasızlık ve iktidarın örtbas etme yaklaşımı ‘tacizleri’ yaygınlaştırıyor. Ülkemizdeki sığınmacı tehlikesinin geldiği noktayı sergileyen bu olaylara rağmen iktidarın hâlâ ortaya bir plan ve strateji koyamamış olması öngörüsüzlüğün sonucudur. Şanlıurfa-Bozova’da yaşananların gerekçesi çocuk tacizi olsa da gelinen aşamada sığınmacılardan kaynaklı tehdit, risk ve toplumsal gerginliğin hangi noktalara varabileceğini gösteriyor. Aradan geçen 12 yıla karşılık hâlâ ortaya bir sığınmacı-kaçak göçmen planı-programı koyamayan iktidar, aynı beceriksizlik ve öngörüsüzlüğü hızla büyüyen siyasi, ekonomik, etnik ve insani risk boyutunda da sergiliyor.

GÜVEN VERMİYOR

 Merkez Bankası’nın (MB) yaptığı Piyasa Katılımcıları Anketi’nde yükseltilen yeni hedefler, inandırıcı ve güvenilir bulunmadı. Yıl sonu enflasyon hedefini yüzde 58’e, 2024 hedefini yüzde 33’e yükselten MB’nin ağustos anketindeki beklenti, yıl sonu yüzde 60, 2024 yüzde 42, 2025 yüzde 22 oldu. Dolar kuru ise 35 TL’ye ulaştı! Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına yansıyan bu tablo; mevcut ekonomi yönetiminin de iktidarın önceki kadroları gibi inandırıcılık sorununu aşamadığını, şu ana kadar atılan adımların iç ve dış piyasalara güven veremediğini, sergiliyor.

CARİ FAZLA MÜJDESİ CARİ AÇIK OLACAK

 Ekonomide atılan adımların etkisiyle haziranda cari fazla verildiğine yönelik açıklamalar tümüyle algı yaratma çabasıdır. 9 güne uzatılan Kurban Bayramı tatilinde gümrüklerin kapalı olmasıyla yüzde 25 düşen ithalatın yarattığı bu tablo, temmuzda 12,5 milyar dolar olan aylık dış ticaret açığının yansımasıyla cari açığa dönüşecek! İktidarın ‘cari fazla’ müjdesi temmuz verileri açıklandığında en az 5-7 milyar dolar arası cari açığa dönüşecek. Ocak-haziran döneminde 6 aylık cari açığın 36 milyar 803 milyon dolar ve yıllık cari açığın 56,5 milyar dolar olması, hazirandaki ‘bir aylık molaya’ rağmen cari açığın ekonominin geneli üzerinde ciddi bir risk olmaya devam edeceğinin göstergesi!

ÖRTÜLÜ FİNANSMAN

 Temmuzda 48 milyar TL ‘fazla’ veren merkezi yönetim bütçesinde gerçek yük milyonlarca dar gelirli, çalışan, emekliye bindirildi. KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerde yapılan artışlar sonrası, bir avuç servet sahibiyle aynı vergiyi ödeyen milyonlar sayesinde vergi gelirleri yüzde 167 arttı. Bütçeden Kur Korumalı Mevduata (KKM) yapılan ödemelerin 15 Temmuz’dan itibaren Merkez Bankası’na yıkılmasıyla temmuz bütçe açığı 35 milyar TL düşürülerek, fazlaya dönüştürüldü! Merkez Bankası, hazinenin KKM ödemelerini üstlenerek, MB yasasının yasaklamasına rağmen dolaylı ve örtülü şekilde bütçeye kaynak aktarıp, hazineyi finanse edecek. Torba yasayla üzerine bindirilen bu ekstra milyarları ödeyebilmek için karşılıksız para basacak. Büyük ihtimalle bilançosunda ‘zarar’ yazacağı için hazineye kâr aktaramayacak!

ERDOĞAN KENDİ SORUMLULUĞUNU GİZLEMEYİ AMAÇLIYOR

 İktidar enflasyon ve hayat pahalılığının halkı bunalttığını itiraf etmesine karşılık bu noktaya gelinmesinde kendi sorumluluğunu görmezden gelip, küresel kriz ve küresel gıda fiyat artışı bahanesine sarılıyor. Aksine dünyada gıda fiyatları ve enflasyon düşerken, TÜİK’in Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi verileri de iktidarı yalanlıyor! Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yönetiminin ekonominin her alanında yaptığı yanlışların üzerini örtme çabasına girişip, Türkiye’deki enflasyonun küresel fiyat artışları ve krizin yansımasıyla yükseldiğini iddia etmesi, halkın hayat pahalılığından bunaldığının farkında olduklarını söylemesi tümüyle anlamsız, kendi sorumluluklarını gizleme amaçlı içi boş söylemlerdir.”

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 15 36
2. Trabzonspor 15 34
3. Fenerbahçe 15 33
4. Göztepe 15 26
5. Samsunspor 15 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 15 19
9. Başakşehir FK 15 17
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 15 16
12. Çaykur Rizespor 15 15
13. Gençlerbirliği 15 14
14. Kasımpaşa 15 14
15. Antalyaspor 14 14
16. Eyüpspor 15 13
17. Kayserispor 15 13
18. Fatih Karagümrük 15 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Amed SK 16 32
3. Esenler Erokspor 16 31
4. Bodrum FK 15 30
5. Iğdır FK 16 28
6. Erzurumspor FK 16 26
7. Çorum FK 15 25
8. Serik Belediyespor 16 25
9. Boluspor 16 23
10. Bandırmaspor 15 23
11. Keçiörengücü 16 21
12. Van Spor FK 16 21
13. Sivasspor 16 20
14. Sakaryaspor 16 19
15. İstanbulspor 16 18
16. Manisa FK 16 16
17. Ümraniyespor 16 15
18. Sarıyer 15 14
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 16 2
Takımlar O P
1. Arsenal 15 33
2. Manchester City 15 31
3. Aston Villa 15 30
4. Crystal Palace 15 26
5. Chelsea 15 25
6. Everton 15 24
7. Brighton & Hove Albion 15 23
8. Sunderland 15 23
9. Liverpool 15 23
10. Tottenham 15 22
11. Newcastle United 15 22
12. Manchester United 14 22
13. Bournemouth 15 20
14. Brentford 15 19
15. Fulham 15 17
16. Leeds United 15 15
17. Nottingham Forest 15 15
18. West Ham United 15 13
19. Burnley 15 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 16 40
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 16 31
5. Espanyol 15 27
6. Real Betis 15 24
7. Athletic Bilbao 16 23
8. Getafe 15 20
9. Elche 15 19
10. Deportivo Alaves 15 18
11. Rayo Vallecano 15 17
12. Sevilla 15 17
13. Real Sociedad 15 16
14. Celta Vigo 14 16
15. Valencia 15 15
16. Mallorca 15 14
17. Osasuna 14 12
18. Girona 15 12
19. Real Oviedo 15 10
20. Levante 14 9