"Ya atama bakan, ya Meclis Başkanı istifa edecek"

Meclis Başkanı’nın ana muhalefet partisi Genel Başkanına celallenerek bu rezaletin üstünü örtmeye çalıştığını belirten Öztrak, “Meclis Başkanı, Meclis’in itibarını korumak zorundadır. Yapılacak iş bellidir: Ya Meclis Başkanına cevap vermeyen atama Bakan istifa edecek, ya atama Bakanın cevap vermediği, kale almadığı Meclis Başkanı istifa edecek” dedi.

Gündem 05.06.2021, 09:52
"Ya atama bakan, ya Meclis Başkanı istifa edecek"

CHP Sözcüsü Öztrak, İçişleri Bakanı’nın gündeme getirdiği bir siyasetçinin, suç örgütü elebaşından aylık 10 bin dolar aldığı iddialarıyla ilgili olarak “Anlaşılan Meclis Başkanı, milletvekillerini töhmet altında bırakan bu bakanı çağırıp, ‘Bu siyasetçi kim?’ diye sormuş. Bunu yazılı ve sözlü olarak da ilettiğini ifade ediyor. Ama ardından cevap alamadığını ikrar ediyor. Belli ki, millet iradesinin tecelligahı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Başkanı, atama Bakan tarafından kale dahi alınmamış” diye konuştu.

Meclis Başkanı’nın ana muhalefet partisi Genel Başkanına celallenerek bu rezaletin üstünü örtmeye çalıştığını belirten Öztrak, “Meclis Başkanı, Meclis’in itibarını korumak zorundadır. Yapılacak iş bellidir: Ya Meclis Başkanına cevap vermeyen atama Bakan istifa edecek, ya atama Bakanın cevap vermediği, kale almadığı Meclis Başkanı istifa edecek” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün Genel Merkez’de düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

Suriye’de Zeytin Dalı Harekât bölgesinde bir Mehmetçiğimiz, Piyade Uzman Çavuş Şahin Sarsılmaz, bölücü teröristlerin hain saldırısında şehit düştü. Yine dün Hatay Kırıkhan’da, iki Mehmetçiğimiz elim bir trafik kazasında şehit oldu. Şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabır, milletimize başsağlığı diliyoruz. Geçtiğimiz hafta müziğimize ve kültürümüze çok önemli katkıları olan bir ismi kaybettik. Araştırmacı Hasan Saltık’ı geçirdiği kalp krizi sonucunda yitirdik. Hasan Saltık’a Allah’tan rahmet, sevenlerine sabır diliyoruz. Ulusumuzun başı sağ olsun.

HER SÖZÜNÜN FATURASI MİLLETİMİZE ÇIKIYOR

Atalarımız; “Söz gümüşse, sükût altındır.” “İki dinle, bir söyle”, “Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz” demişler. Bir de İsviçrelilerin de “Az düşünen, çok konuşur” diye bir Atasözü var. Türkiye’yi ne yazık ki az düşünüp, çok konuşmayı seven bir isim yönetiyor. Televizyona bile promptersız çıkamıyor. Çanak sorularda bile hazırlanmış bir metin dışına çıkarsa, devirdiği çamların haddi hesabı olmuyor. Ama ekonomiyi o kadar kırılgan hale getirdiler ki, yanlış her sözün faturası da milletimize çok ağır bir biçimde çıkıyor. Yöneten düşünmeden konuşuyor, faturayı milletimiz ödüyor.

ERDOĞAN KONUŞTU, DOLAR UÇTU

AK Parti Genel Başkanı hafta içinde, devletin televizyon kanallarında, yine “Sen, ben, bizim oğlan” formatında bir program yaptı. Önünde de prompter vardı. Keşke yapmaz olaydı… Konuştukça, prompterın dışına çıktıkça dolar uçmaya başladı. Merkez Bankası Başkanına, tarih de vererek, faiz indirimi için nasıl talimat verdiğini ballandıra ballandıra anlattı. O konuşmaya başlarken, dolar kuru 8 lira 54 kuruştu. Konuştu, konuşma bitti kur 8 lira 77 kuruşa sıçradı. Bu ülkede; reel sektör şirketlerinin, döviz açık pozisyonu 157,5 milyar dolar. 2009 yılındaki çıkardıkları kararname sonucunda bu böyle oldu. Dış borç stokumuz 450 milyar dolar. Şimdi televizyona çıkıp o ağzına geldiği gibi Sarayın kibirlisinin konuşması, şirketlerimize 36 milyar lira. Ülkemize de 103 milyar lira maliyet çıkardı. Brent tipi petrolün varili, Erdoğan konuşmaya başlamadan önce 600 liraydı. Konuşma bittiğinde 616 lira oldu.

ARA MALINDA CİDDİ SIKINTI VAR

Aslında tüm ithal mallarda, tüm ithal girdilerde bu durum yaşandı. İthal girdilerin dolar cinsinden fiyatı, salgından bu yana olağanüstü artıyordu zaten. Plastik hammaddelerin döviz cinsinden fiyatları, sene başından bu yana ikiye katlandı. Mobilyacılar MDF bulamıyor, sanayici sac bulamıyor. Bulsa da onlarında fiyatları katlanmış vaziyette. Ülkede ara malı tedarikinde çok ciddi sıkıntılar var. Bunlar yetmezmiş gibi, Erdoğan bir konuşuyor, kurda yükseliyor, sanayicinin maliyeti arttıkça artıyor.  Sanayici zorlanıyor, vatandaş da zorlanıyor.

BİLEREK KONUŞUYORSA DAHA DA VAHİM

Erdoğan “ekonomist olduğunu” iddia ediyor. Allah aşkına, bu ne biçim ekonomistlik? Ekonomiyi dolar müptelası yaptınız. 128 milyar dolar rezervi buharlaştırdınız damat kayınpeder. Türk lirasını pul ettiniz. “Faiz sebep, enflasyon sonuç” deyip ardından dünyanın en yüksek 7. faizini vermek zorunda kaldınız. Şimdi tüm bunları yaptıktan sonra birde düşünmeden konuşuyorsunuz bunların nelere mal olacağını bilmiyor musunuz? Bilmeden konuşuyorsanız vahim, bir de bilerek konuşuyorsanız bu durum daha da vahim. Atalarımız boşa dememiş. Yarım hekim candan eder. Yarım hoca dinden eder. Erdoğan sayesinde gördük ki; “Yarım ekonomist de bizi cüzdanımızdan eder.”

ÇOK PARTİLİ SİSTEMDEN HAZZETMİYOR

Yine de “Her şerden de, bir hayır çıkar” diyelim. Evet bu televizyon programı millete oldukça pahalıya patladı ama aynı televizyon programı ülkemizde 2018 yılından itibaren hayata geçen tek adam vesayet rejiminin tüm sakilliğini, bir kez daha milletimizin gözleri önüne serdi. Erdoğan’ın, hesap vermekten, şeffaflıktan, hukukun üstünlüğünden, kuvvetler ayrılığından ve hatta Anayasa Mahkemesi’nin kararlarından hazzetmediğini bugüne kadar duymuştuk. Bunlarda tabi icraata yansıyor ama bu defa Erdoğan’ın katıldığı televizyon programındaki açıklamalarında, Anayasa’nın “Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır” hükmünden de hazzetmediğini yani anayasadan da hiç hazzetmediğini gördük. Ne diyor? “Türkiye çok partili sistemden huzur bulmadı”. Allah Allah! Bakın açık söyleyeyim, Dervişin fikri neyse, zikri de odur. Bu açık açık Erdoğan’ın çok partili sistemden hazzetmediğini ortaya koymaktadır. Anketlerde milletin desteğinin hızla azaldığını gördükçe, Şahsım Hükümetinin artık ayakta kalamayacağını anladıkça, sarayın kibirlisi; sadece Millet İttifakı’nı değil, demokrasiyi, meşru siyaseti, milleti de hedef almaya başladı. Buradan söyleyeyim, korkunun ecele faydası yok. Milletimiz, bu ucube tek adam vesayet rejiminin de, Erdoğan Şahsım Hükümetinin de notunu verdi. Artık sabırsızlıkla sandığı bekliyor.

CÜRÜM VE CÜRUF İTTİFAKI

İnsan söylediği şeylerle sınanırmış. Erdoğan Şahsım Hükümeti de böyle bir sınavdan geçiyor. Sınavın sonucunda sınıfta kaldı. Ne diyorlar? Büyük lokma ye. Büyük söz söyleme. Yine aynı programda Erdoğan koalisyon dönemlerini kötüledi. Ama acıkası bugün Cumhur İttifakı’nın görünen ve görünmeyen ortakları, 1990’ların koalisyon dönemlerine rahmet okutuyorlar. Şu son bir aydır yaşadıklarımıza bir bakın, bu Cumhur İttifakı’nın, Cürüm İttifakı’na, Cüruf İttifakı’na dönüştüğünü açıkça gösteriyor.

MEMLEKET, KURTLAR VADİSİ İLE YALAN RÜZGARI ARASINDA SAVRULUYOR

Bu ne biçim bir ittifak, herkes birbirine racon kesiyor. İttifakın ortaklarından biri, bir suç örgütü elebaşı, İçişleri Bakanı’na racon kesiyor. İçişleri Bakanı, Erdoğan’a racon kesiyor. Bahçeli, Erdoğan’a racon kesiyor. Güzelim memleketimiz, “Kurtlar Vadisi” senaryoları arasında, “Yalan Rüzgârı” senaryoları arasında savrulup duruyor. Ülkenin seçilmiş Başbakanına koltuk darbesi yapmak bunlarda, siyasi kumpaslar, mafyanın 10 bin dolar maaşa bağladığı siyasetçiler, düşkün gazeteciler bunlarda. Değişen uyuşturucu rotaları, silah sevkiyatları… Maşallah bunların senaryolarında ne ararsanız var.

AĞACIN KURDU İÇİNDEN OLUR

Ne diyor büyüklerimiz, ağacın kurdu içinden olur. Cumhur İttifakı’nda da, AK Parti’de de, kurtlar bir değil, bin değil, ağacın gövdesini kurt götürüyor. Herkes birbirine kumpas kuruyor. Tam bir kavgalı ev… Birbirleriyle kavga ederken de milleti unutmuşlar. Bu suç örgütü elebaşına, Cumhur İttifakı’nı desteklemek üzere, mitingleri kim yaptırdı? Dış güçler mi? Bu mafya elebaşına, Türk polisini kim koruma verdi? Dış güçler mi? Bu suç örgütü elebaşına, “Akademisyenlerin kanlarında banyo yapacağım” dediğinde, bu işi, bu tehdidi kim cevapsız bıraktı? Dış güçler mi? Hayır. Bunların hepsine Cumhur İttifakı ve AK Parti icazet verdi.

SUÇ ÖRGÜTÜ ELEBAŞI İTTİFAK EVİNİN HAS EVLADI

Açıkça şunu söyleyelim, bu suç örgütü elebaşı, aslında evin has çocuklarından biriydi. Şimdi bu evde ipleri elinden kaçıran Erdoğan, çizilen karizmasını, millete ve Millet İttifakı’na racon keserek kurtarırım sanıyor. “Bunlar iyi günleriniz” diyor, Millet İttifakı’nı tehdit etmeye kalkıyor. Demokrasilerde raconu millet keser. Erdoğan bunu unutmuş. Şu rezalete bakın, herkes soluğunu kesmiş, suç örgütü elebaşı, “10 bin dolar maaşa bağladığı siyasetçiyi açıklayacak” diye, Pazar günü saat 7.30’u bekliyor.

YA TBMM BAŞKANI YA İÇİŞLERİ BAKANI İSTİFA EDECEK

Aslında bir siyasetçinin mafyadan 10 bin dolar maaş aldığını ilk kim açıkladı? İçişleri Bakanı. Ama kimin bu maaşı aldığını açıklamadı, görevini yapmadı. Bu ismi savcılara bildirmeyerek Ceza Kanunu’na göre suç işledi. İçişleri Bakanı yine evin içindeki kavgada kullanılmak üzere bu ismi Sümen altına attı. Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Erdoğan da, kendi atadığı İçişleri Bakanı’nı yanına çağırıp, “Kimdir bu mafyadan maaş alan siyasetçi?” diye sormadı. Meclis Başkanı, milletvekillerini töhmet altında bırakan bu bakanı çağırıp, “Bu siyasetçi kim?” diye anlaşılan sormuş. Bunu “yazılı ve sözlü” de ilettiğini ifade ediyor. Ama ardından cevap alamadığını da ikrar ediyor. Belli ki, millet iradesinin tecelligahı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Başkanı, atama bakan tarafından kale dahi alınmamış. Meclis Başkanı da Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanına celallenerek bu rezaletin üstünü örtmeye çalışmış. Meclis Başkanı, Meclis’in itibarını korumak zorundadır. Yapılacak iş bellidir: Ya Meclis Başkanına cevap vermeyen atama bakan istifa edecek, ya atama bakanın cevap vermediği, kale almadığı Meclis Başkanı istifa edecektir.

MİLLET SUÇ ÖRGÜTÜ ELEBAŞINI BEKLİYOR

Sonunda görev, kavgalı evin mensubu, suç örgütünün elebaşına düştü. Kavgalı ittifakın aslında bu ülkeyi ne hale getirdiğine bir bakın. Milletimiz, rüşvet alan siyasetçinin kim olduğunu suç örgütü elebaşından öğrenmek için bekliyor. Olur mu öyle şey?

FAİZ COŞTU, DÖVİZ ÇILDIRDI

Ülkede bir avuç namuslu medya organı dışında, doğru dürüst medya bırakmadılar. Bağımsız ve tarafsız yargı bırakmadılar. “Liyakat yerine, Saraya sadakat” dediler, işini düzgün yapacak kimseyi tutmadılar. Hesap vermekten kaçtılar. Şimdi bunların bedelini, inandırıcılıklarını kaybederek ödüyorlar. Hadi bu bedeli sadece kendileri ödese iyi ama orada bu ülkeyi yönetenlerin makamında oturanlara güven kalmadıkça, faiz coşuyor, döviz çıldırıyor. Milletimizde bunun altında kalıyor. Böylesine bir çürüme bu ülkede görülmemişti. Bu çürümeyi biz Erdoğan Şahsım Hükümeti’nin elinde yaşadık.

MİLLET KRAL DEĞİL KURAL İSTİYOR

“Kralın olduğu yerde, kural olmaz.” Çünkü kural sonuçta baktığınız zaman bir gidişi yansıtır. Hep söylüyorum ya Polatlılı çiftçimizin sözlerini, kuralın olmadığı yerde, tekrar ifade ediyorum öngörülebilirlik ve doğru düzgün gidişat olmaz. Gidişat doğru düzgün olmadığı zaman istikrarda olmaz. Biz bunları milletçe yaşayarak öğrendik, öğrenmeyin bir kişi var o da Erdoğan. Türkiye 1991 ile 2002 tarihleri arasındaki 11 yılda, koalisyonlarla yönetildi. Bu 11 yılda, Beş Merkez Bankası Başkanı görev yaptı. Her başkan ortalama 26 ay görevde kaldı. Erdoğan Şahsım Hükümeti döneminde ise neredeyse 3 yılda 4 Merkez Bankası Başkanı değişti. Her başkanın ortalama görev süresi 9 ay. Bu ne biçim istikrarı? Kaldı ki, bir şey daha söyleyeyim, Merkez Bankaları güven müesseseleridir. İktidar ikide bir, zırt pırt Merkez Bankası yönetimlerini değiştirmeye başladığında güven kalmaz.

ERDOĞAN ŞAHSIM HÜKÜMETİ ÜLKENİN BEREKETİNİ KAÇIRDI

Türkiye’nin, 1992-2002 döneminde, ortalama büyüme hızı yüzde 3,3’tü. İşte bu güvenin olmaması nedeniyle Erdoğan Şahsım Hükümetinin görev yaptığı son üç yılda, ortalama büyüme hızı ise yüzde 1,9’da kaldı. Bu başarı mı? Son 2 yılda; işini kaybeden 2 milyon yurttaşımız, sayıları 10 milyonu aşan işsizlerimiz, yoksulluk sınırının altına düşen 3 milyon yurttaşımız ve sayıları 10 milyonu aşan yoksullarımız bu ülkenin ne hale getirildiğini bu hükümet tarafından açık seçik ortaya koyuyor. Erdoğan Şahsım Hükümeti bu ülkenin bereketini kaçırmıştır. Sarayın kibrinden neşet eden müsilaj, güzelim ülkemizin ufkunu yapış yapış kaplamıştır.

SİZ ÖNCE 128 MİLYAR DOLARIN HESABINI VERİN

Şimdi aynı televizyon programında çıkmış diyor ki, rejimi tahkim etmek için, 128 maddelik Anayasa teklifi hazırlıyorlarmış. Allah Allah güler misiniz, ağlar mısınız? Nereden çıktı bu 128? Herhalde aklılarından bir türlü çıkmıyor. Siz 128 anayasa maddesini tartışmadan önce, “128 milyar dolar nerede?” Onun hesabını bir verin. Kibir zirve yapmış. Diyor ki, “128 milyar dolar nerede?” diye bize soramazsınız. Sorarız Sayın Erdoğan sorarız. Hem de bal gibi sorarız. Çok açık söyleyeyim, konu Merkez Bankası’nın kasasında bulunan 128 milyar dolarsa soru sormakla da kalınmaz. Hesap da sorulur. Bugün değilse, yarın ilk sandıktan sonra, bu 128 milyar doların hesabı mutlaka sorulacaktır.

KALPLERİ MİLLETE KARŞI MÜHÜRLENMİŞ

Kibir, şeytanın en sevdiği günahtır. Çünkü “Kibir hakkı reddetmek, insanları hor ve hakir görmektir.” Osmanlı Padişahları bile kibre düşmemek için, “Mağrur olma Padişahım,  senden Büyük Allah var!” diye kendi tebaalarını bağırttırırlarmış. Çok şükür bu ülkede artık tebaa falan yok. Cumhuriyet var, Türkiye Cumhuriyeti devletinin herkese eşit vatandaşı. Devlette vatandaşlarına hem hesap vermekle, hem de hizmet etmekle mükellef. Ama dediğim gibi Erdoğan geçmişi de, bugünü de unutmuş. Pandemide verilen destekleri yetersiz bulan vatandaşlara, “Nankörlüğün boyutu yok” diyerek horluyor, hakir görüyor. Millet yaşadığına mı inansın? Yoksa Erdoğan’ın sözlerine mi inansın? Millete karşı kalbi mühürlendiği için, Saray artık milletin halini görmüyor.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 32 48
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 32 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Keçiörengücü 30 36
12. Şanlıurfaspor 30 34
13. Ümraniye 30 34
14. Manisa FK 30 33
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 30 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 31 57
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 31 17
20. Almeria 31 14