Meral Akşener: "Bu iş böyle gitmez Sayın Erdoğan!"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuşuyor.

Meclis 09.02.2021, 10:24
Meral Akşener: "Bu iş böyle gitmez Sayın Erdoğan!"

Meral Akşener'in konuşmasından öne çıkan satır başları:

MİÇOTAKİS'İN SÖZLERİ

Sözlerime Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in Güney Kıbrıs Rum kesimi ziyaretindeki sözlerine değinerek başlamak istiyorum. Kendisi dedi ki; "Stratejik hedefimiz adadaki Türk işgalini sona erdirmek." Beyfendinin Yunanlı popilis politikalara özgü bu çıkışı esasında çok şaşırtıcı değil. Bunların nicesi geldi geçti. Asıl önemli olan bizim muhteremlerin ne diyeceği. Sayın Başbakan siz bir türlü kabullenemeseniz de, Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti müstakil bir devlettir. Haddinizi bilin. Biz sizin o stratejik hedeflerinizi daha önce çok gördük. Bunların sonuncusuna ne olduğunu milletimizin huzurunda size hatırlatmak istiyorum. O stratejik hedefler doğrultusunda Kıbrıslı kardeşlerimize yapılan mezalim üzerine 1974'te Ayşe tatile çıkmış ve adada bayrak göndere çekilmişti. 15 Kasım 1983 günü de rahmetli Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş yeni bir Türk devletinin kuruluşunu dünyaya ilan etmişti. Doğal olarak olan da sizin stratejik hedeflerinize ve onun bayraktırlığını yapan dönemin cuntacılığını yapan siyasetçilere olmuştu. Unutmayın ki bu tip stratejik hedefler Yunanlı siyasetçilerin kariyerlerine pek iyi gelmiyor. Benim size tavsiyem ülkenizin sorunlarına odaklanın. Boyunuzdan büyük konulara bulaşmayın. Kıbrıs'taki Türk işgalı değil, Türk varlığıdır bunu da aklınıza kazıyın. 

"SENİ O MAKAMLARA GETİREN MİLLETİMİZİN SESİNİ DUYACAKSIN"

Saray duvarlarından milletin gerçeğini görmeyenler, yan gelip yatsa da, biz sokaktayız, vatandaşımızla beraberiz. Milletimizi dinliyor, dertleri duyuyor, çareler öneriyor, milletimiz için neler yapabiliriz, ona çalışıyoruz. Sadece “Milletimiz darda” demekle yaranın kapanmadığını biliyoruz. O nedenle, yarayı sarmanın reçetesini de sunuyoruz ama nafile. Milletinden kopmuş, milletin derdini bırakıp, eşin dostun yandaşın derdine düşmüş Sayın Erdoğan, ne milletimize ne de bize kulak asmamakta ısrar ediyor. Bu iş böyle gitmez, Sayın Erdoğan. Seni o makamlara getiren milletimizin sesini duyacaksın. Pazarda, markette, hesabın içinden çıkamayan analarımızı göreceksin. İşsizliğin pençesinde, günü kurtarmanın telaşındaki çaresizlerimizi dinleyeceksin.

Çok zor değil; yönettiğin Türkiye’nin acı gerçeğini, artık anlayacaksın. Yani aslında işini yapacaksın. Ya işini yapacaksın, ya da ilk sandıkta çekip gideceksin. Türkiye çaresiz değil, milletimiz çözümsüz değil. Biz varız. Sen anlamasan da; ben, adliyede yolumu kesip, “Akşam ne yemek yapacağımı bilmiyorum.” diyen annenin ıstırabını anlıyorum. Sen dinlemesen de; ben, Sakarya’da yanıma koşan, işletmeci kardeşimin feryadını duyuyorum. Sen umursamasan da; Ben, Hendek’te, üç çocuğu da işsiz olan emekli babanın, yüreğindeki sızıyı dindirmek için çalışıyorum. Gerçekler ayyuka çıktı. Mızrak artık çuvala sığmıyor. Milletimizin sana ayırdığı sürenin sona geliyoruz. Son bir yılda yüzlerce esnaf ziyareti yaptım. Borcu olmayan tek bir esnafa rastlamadım, işçi çıkarmamış tek bir esnafa rastlamadım. Esnaf kirasını ödeyecek, elektriğini, doğalgazını ödeyecek, vergisini ödeyecek, çalışanının parasını ödeyecek, kredisinin taksitini ödeyecek. Bütün bunları ödeyecek, bir de kendi cebine para kalacak, onunla da ailesine bakacak… 

VATANDAŞIN GEÇİM DERDİ

Senin ısrarla görmek istemediğin, milletimizin yaşadığı gerçek işte bu. Kendini milletin efendisi zanneden Saray danışmanların, işi gücü bırakıp, her gün yeni bir yapay gündem üretmekle uğraşsalar da, milletin gerçek gündemi işte bu. Ayakkabı satanın işi, onda bire düşmüş. Paket servis yapabilen restoranların bile, iş hacmi üçte bire düşmüş. Bu memlekette eczanelerde bile veresiye var artık Sayın Erdoğan. Gölbaşında eczacı bir kardeşim, gece nöbette yaşadığı bir durumu anlattı.

Diyor ki; “Bir vatandaş bebeğine mama almak için geliyor. Birinci kart çekmiyor, ikinci kart çekmiyor, nakit para zaten yok. Geçerken bırakırsınız diyoruz ama onun dönmeyeceğini biliyoruz artık.” Yetmiyormuş gibi, muayene ücretlerini de eczanelerin sırtına yüklemişsin, hem ezcacı, hem vatandaş kan ağlıyor. Nasıl olacak böyle Sayın Erdoğan? Bir ay geçti, iki ay geçti, üç ay geçti. Esnafımız haklı olarak bu ülkeyi yönetenlere soruyor, “Batmadan nasıl yaşayacağız?” diyor. Cevap versene, nasıl yaşayacaklar Sayın Erdoğan? Ben, senin o her fırsatta yardımına koştuğun, derdini dert edinip, ödemesini asla eksik etmediğin, meşhur müteahhitlerinden bahsetmiyorum. Ben, bu memleketin bel kemiği, tam 2 milyon esnaftan bahsediyorum. Batmak üzere olan, 2 milyon işyerinden bahsediyorum. Seçim zamanı oy istediğin, ama zor zamanlarında, utanmadan görmezden geldiğin ailelerden bahsediyorum. Hani kürsüden atıp tutarken, senin için her şeyin üzerinde olduğunu söylediğin o aileler var ya, işte onlardan bahsediyorum.

SALGIN YÖNETİMİNDEKİ KRİZ

Birçok aşının 3’üncü faz sonuçları açıklandı. Sonuçlar, aşıların, enfeksiyona karşı yüzde 100 olmasa da, yoğun bakım veya ölüme sebep olan vakalara karşı, yüzde 100’e yakın koruma sağladığını gösteriyor. Senin görevin ise o aşıları bulup getirmek, ve bir an önce getirmekti ama sen bunu bile beceremedin. Minik ortağın Cinping Perinçek’e uydun, Uygur Türklerine yapılan zulmü görmezden geldin. Çin’e bu kadar yaranmaya çalıştın, ama daha yeterli sayıda Çin aşısı bile getiremedin. Biontech aşısını, Türk bilim insanları buldu. Türkiye’ye öncelik tanımak için ellerinden geleni yaptılar. Onu da getiremedin. Dostum, dostum diyerek gezdiğin Putin’den Rus aşısı da alamadın.

Başarıya bakar mısınız? Yunanistan kadar bile aşı satın alamayan bir iktidar. İsrail’in aşıladığı kadar vatandaşını bile aşılayamayan bir yönetim anlayışı. Hani dünya lideriydin, ne oldu Sayın Erdoğan? Lafa gelince, fırtınalar estirip, icraata gelince, ıslık çalıyorsun. Hariçten gazel okumaya gelince, en mahir sensin, milletin derdine gelince, araziye uyum sağlıyorsun. Senin için liderlik bu mudur Sayın Erdoğan? Geciktiğin her ay, ülkemiz milyarlarca dolar zarara giriyor.

BOĞAZİÇİ'NDE REKTÖR PROTESTOLARI

Kendileri bugünlerde Boğaziçi'ne kafasına göre atadığı rektör üzerinden ortalığı karıştırmakla meşgul. Bu arada atadığı rektör de pek bir iddialı gerçekten. Adam diyor ki, hayretler içinde kaldım gerçekten. "Ben Boğaziçi'ni dünyada ilk 100 üniversite içine sokacağım." Sayın Erdoğan'a sorarsanız bu arkadaş gerçek bir liyakat abidesi. Çünkü kendisi daha önce iki üniversitede rektörlük yapmış.

Peki onları Türkiye'de ilk 100 içine sokabilmiş mi? Hayır. Sayın Erdoğan bilmediği her konuda gösterdiği o müthiş uzmanlıkla diyor ki, yıllarca Boğaziçi Üniversitesi'ni Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden biri yapan kadro, bunun için de ciddi AK Parti'ye oy veren, ona inanan, onun arkasında duran akademisyenler de var. Boğaziçililerin oluşturduğu bu kadro bu işi bilmiyor. Kendi üniversitesini Türkiye'de ilk 100 içine bile sokamamış Melih Bulu, bu işin uzmanı. Bu akıl dolu değerlendirme tanıdık geliyor mu size? Çünkü biz bu filmi daha önce de izlemiştik. Hatırlarsanız damat bakanı atadığında da kendisinden bu arkadaşımızın ne kadar büyük bir ekonomist olduğunu dinlemiştik. Hani açıktan ekonomi dersi almıştı ya damat bey, onun hakkında da böyle konuşmuştu. Instagram fenomeni damat bakan gitti, şimdi ise damat aromalı rektör geldi. Kader utansın. 

ERDOĞAN'IN AYŞE BUĞRA HAKKINDA SUÇLAMALARI

Hem Boğaziçi Üniversitesi’nin, hem de Türkiye’nin en değerli bilim insanlarından biri olan, Profesör Ayşe Buğra Hoca için ne dedi; “Türkiye’de, Soros’un adeta ofis temsilcisi olan birinin karısı.” Sayın Erdoğan; Senin bilimle, araştırmayla pek alakan yoktur ama, ben yine de anlatayım. Ayşe Buğra, her şeyden önce, çok kıymetli eserleri, dünyaca bilinen önemli çalışmaları olan, çok değerli bir akademisyenimizdir.

Birçok başka alanın yanı sıra, Türkiye’de iş dünyası ile devlet arasındaki ilişkileri incelediği çalışmalarıyla da, literatüre önemli katkılar yapmış önemli bir bilim insanımızdır ama aynı zamanda Ayşe Buğra, rahmetli Tarık Buğra’nın da kızıdır. O Tarık Buğra ki, senin fesline, burma bıyıklına benzemez. O Tarık Buğra ki, TRT’nin TRT olduğu zamanlarda, bu millete ecdadını hakkıyla anlatan, milli mücadele ruhunu hakkıyla aktaran dizilerin uyarlandığı, muhteşem romanların yazarıdır. Sen artık kabak tadı veren cehaletinle, bunları bilmeyebilirsin.

Ama Sayın Erdoğan; her şeyin ötesinde, bir kadından, bir bilim insanından söz ediyorsun. Terbiyeli olacaksın. Efendi olacaksın. Bu sözler, devletin başına yakışmaz. Cuma namazı çıkışında abuk sabuk konuşup, abdesti gıybetle bozmak, bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na yakışmaz. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Boğaziçi üniversitesinin 36 yıllık şerefli bir hocasını, milletimizi gururlandıracak bilimsel çalışmalar yapmış bir kadını, hedef tahtasına koyamaz. Sen eskiden siyasetin raconunu bilirdin. Çünkü sen hapise düşmüştün. Ailene yanlış yapılması ile ilgili korkmuştun. Hapisteki birinin ailesine laf edilmeyeceğini de bilirdin. Saray’a girdiğinden beri ne racon kaldı, ne nezaket kaldı, ne de izan kaldı. Yazıklar olsun sana. 

Bu vesileyle, Sayın Erdoğan’ın iş dünyasıyla kurduğu, bu çarpık ilişkiyi, daha iyi anlamak isteyen gençlerimizi, Ayşe Hoca’nın eserlerini okumaya davet ediyorum. Özellikle, Türkçesi 1995’te yayınlanan, “Devlet ve İş adamları” kitabını şiddetle tavsiye ederim. Sayın Erdoğan’ın o beş müteahhidi neden kolladığını, çevreyi katletmelerine, neden izin verdiğini, vergi cezalarının, nasıl hemen affedildiğini çok daha iyi anlayacaksınız. Çünkü onlar sövecek, bizler okuyacağız. Çünkü onlar bağıracak, bizler anlayacağız. Ve biz asla onlar gibi olmayacağız. Sayın Erdoğan; Buradan, seni ve ortaklarını bir kez daha uyarıyorum. Ellerinizi kadınlardan ve gençlerimizden çekin! Suçsuz insanları, hedef göstererek siyaset yapmaktan vazgeçin! 

"TOPLUM BARIŞINI RİSKE ATIYORSUNUZ"

Biri çıkıp sizin bu hedef gösterdiklerinize bir şey yapsa mutlu mu olacaksınız? Anadolu'nun bir köyünden Türkiye derecesi yaparak üniversiteye girmiş olan bu evlatlarımıza biri "Zaten bunlar terörist" diyerek bir şey yapsa bunun hesabını kim verecek Sayın Erdoğan? Bu tavırla toplumsal barışı riske atıyorsunuz. Bu yol yol değil. 80 öncesinin talebesi olmuş pek çok insan bu çatının altında bu salonu şereflendirmiş durumda. Kendisi 80 öncesi top oynadığı için o dönemleri bilmez. Burada bunları bilen arkadaşlarımız adına uyarıyorum, bu yol yol değil. Kaosu çıkaran, parçası olan yönetemez sayın Erdoğan.

SİZE GERÇEK BİR İDARECİLİK DERSİ

Gençlere, "Başları ezilmeli" diyen küçük ortağını da şiddetle Başbuğ Alparslan Türkeş'i örnek almaya davet ediyorum. Rahmetli Başbuğumuza Deniz Gezmiş'in de aralarında olduğu üç gencin idam oylamasına neden girmediği sorulur. Başbuğ, "Gençlerdi, şans tanımak lazımdı. İleride eylemden vazgeçebilirlerdi." der. İşte size gerçek bir idarecilik dersi. Şeyh Edebali'nin sözleri de benden küçük ortağa nasihat olsun. "Nereden geldiğini unutma ki nereye gideceğini unutmayasın"

GENÇLERE SESLENİYORUM: PRİM VERMEYİN

Boğaziçi Üniversitesi’nin öğrenci ve akademisyen kadrosuyla birlikte verdiği bu mücadele, haklı bir mücadeledir. Ancak, bir konuda özellikle de gençleri uyarmak istiyorum. Bu mücadeleyi üniversiteden çıkarıp, siyasi kutuplaşmanın bir cephesi haline getirmek isteyenlere prim vermeyin. Barışçıl protestolarla başlayan bu mücadeleyi, gençlerle emniyet güçlerini, karşı karşıya getirecek, bir sokak çatışmasına dönüştürmek isteyenlere izin vermeyin.

Hepimiz bir değişim istiyoruz. Hepimiz daha özgür, daha zengin, daha adaletli bir ülkede yaşamak istiyoruz ve mevcut iktidarın, özgürlüğümüzü elimizden almasına karşı çıkıyoruz. Türkiye’nin zenginliğini birkaç yandaşa dağıtıp, bizi fakirliğe sürüklediği için karşı çıkıyoruz. Kendi çocukları lüks içinde yaşarken, YKS sınav ücretlerine yüzde 40 zam yaptıkları için karşı çıkıyoruz. Bu ülkenin yetiştirdiği onca insan kaynağı varken, Damadını bakan yapmasına, sırf parti üyesi diye, başarısız bir adamı rektör atamasına karşı çıkıyoruz. İçinizdeki bu haklı itiraz, öfkeye dönüşüp sokaklara taşmasın. Onlar istese de, istemese de; Türkiye değişecek, Türkiye güzelleşecek, Türkiye zenginleşecek, Türkiye iyileşecek. Buna engel olmaya güçleri yetmeyecek. Çünkü göklerden gelen bir karar var, ve bu kararı iktidar ve ortaklarına, sandıkta bizzat milletimiz tebliğ edecek.

O gün geldiğinde, kazanan sizin tertemiz niyetleriniz, tertemiz umutlarınız olacak. Bu yüzden, yüzünüzde kaybetmenin öfkesi yerine, kazanacak olmanın tebessümü olsun. Bu yüzden, kalplerinizde kaybetmenin sıkıntısı yerine, kazanacak olmanın umudu olsun. Bu yüzden, hayallerinizde bugünün kaybeden Türkiye’si değil, yarının kazanan Türkiye’si olsun.

MAHİR ÜNAL'IN ÇİFTÇİYE CEVABI

AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanı Mahir Ünal, Kahramanmaraş’taki bir genç çiftçimizi, kendisinin 24 taksitle aldığı bir cep telefonunu, üzerine bir de internet paketi olduğu için, aslında kendisinin çok iyi durumda olduğuna ikna etmiş. Bu başarılı olduğunu düşündüğü ikna faaliyetini de, televizyona çıkıp dalga geçerek anlatıyor. Bunlara göre her şey yolunda. Çektiğimiz dertler aslında bizim hüsnü kuruntumuz. Dükkanın mı battı kardeşim? "Aslında batmadı. İşlerin çok iyi, ama sen göremiyorsun."

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 35 90
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 35 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 35 37
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 35 33
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17