5-milyon-kamu-calisani-sorunlarinin-cozumunu-bekliyor-h10836.html "5 milyon kamu çalışanı sorunlarının çözümünü bekliyor"

"5 milyon kamu çalışanı sorunlarının çözümünü bekliyor"

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, devlette istihdam edilen 5 milyon kamu çalışanın sorunlarının araştırılmasını istedi.

Zonguldak 09.01.2021, 11:27
"5 milyon kamu çalışanı sorunlarının çözümünü bekliyor"

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, devlette istihdam edilen 5 milyon kamu çalışanın sorunlarının araştırılmasını istedi.

2021 yılı için belirlenen maaş zamlarına da değinen Ünal Demirtaş; “Kamuda istihdam edilen milyonlarca çalışanın çok önemli sorunları var. Kamudaki liyakatsiz atamalar, haksız terfiler, bir türlü verilemeyen 3 bin 600 ek gösterge, memurlara grev hakkının tanınmaması, kamudaki statülerin farklılaşması nedeniyle ortaya çıkan adaletsizlikler var. Ama bunların hepsinin önüne geçen geçim mücadelesi var.

Artan hayat pahalılığı karşısında kamuda çalışanların maaşları eriyip gidiyor. Üstüne üstlük bir de yüksek vergi dilimi nedeniyle maaşları düşüyor. Bütün bunlar ortadayken, TÜİK aklımızla dalga geçer gibi enflasyon oranını yüzde 14.6 olarak açıklıyor. Gerçek enflasyon yüzde 35.Mutfakta tencere kaynamıyor. Yandaşlara 5 maaş verenler, diplomasızları makamla ödüllendirenler, kamuda liyakati yok edenler, memuru, emekçiyi, emekliyi yine hor gördüler” dedi.

Ortalama memur maaşına 320 lira zam geleceğini hatırlatan CHP’li Demirtaş; “320 lira ile memur, kirasını mı karşılasın, mutfakta tenceresini mi kaynatsın, faturalarını mı ödesin?” diye sordu.

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, TBMM Başkanlığına sunduğu meclis araştırma önergesinde şunları ifade etti;

MEMURUN GEÇİM DERDİ 2021’DE DE BİTMEYECEK!

"TÜİK tarafından açıklanan enflasyonun, gerçek enflasyonla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Son 1 yılda,(Kasım 2020 itibariyle) yumurta yüzde 69,65, ayçiçek yağı yüzde 37,61,mercimek yüzde 41,74,kuru fasulye yüzde 25,53 oranında zamlanmıştır. Birleşik-Kamu İş’in, en çok tüketilen 77 gıda maddesini esas alarak, Kasım 2020’de yaptığı çalışmaya göre gıda harcamalarında son bir yıllık artış da yüzde 31,6 olmuştur. Yine son bir yılda elektrik ve doğalgaza ortalama yüzde 35 oranında zam yapılmıştır. Üstelik 2021 yılına girer girmez elektriğe yüzde 6,doğalgaza ise yüzde 1 oranında yeniden zam yapılmıştır. Köprü ve otoyollara yapılan yüzde 25’lik zammın yanı sıra konut kiralarına da yapılacak zam oranı yüzde 12,28 olarak açıklanmıştır. Birleşik Kamu-İş tarafından 2020 Aralık ayı açlık sınırının 3 bin 146 lira olarak açıklandığı da hatırlanacak olursa,2021 yılının ilk 6 ayı için geçerli olacak olan zamlar memurların eline geçmeden eriyip gitmiştir.

MEMUR-SEN BİLE YAPILAN ZAMMA TEPKİLİ

Bugün için kamu çalışanları borç batağına saplanmışlardır ve kredi kartları ile günü kurtarmaktadırlar. Kamu çalışanlarını maaş artışlarında esas alınan TÜİK’in açıkladığı yüzde 14,60’lık enflasyon oranı, gerçek enflasyonu kesinlikle yansıtmamaktadır. Gerçek enflasyon yüzde 35 iken maaşlara yapılan zam ancak yüzde 7,36 oranında kalmıştır. Toplu sözleşme görüşmelerini yapan, yetkili yandaş sendika Memur-Sen bile gerçek enflasyonun çok çok altında olan bu zamma tepki göstermiştir. TÜİK’in makyajlı verilerine göre belirlenen zam oranları ile kamu çalışanları günden güne daha da yoksullaşmakta, yaşam koşulları her geçen yıl daha da kötüleşmektedir. Geçinmek için ek iş yapmak zorunda kalan pek çok kamu çalışanı artık asgari ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir. Birleşik Kamu İş tarafından yapılan açıklamaya göre; 2020 yılında kamu çalışanlarının satın alma gücü bir önceki yıla göre en az üçte bir oranında azalmıştır.

MEMURLAR BORÇ BATAĞINDA…

Pek çok memur, bankalardan çektiği kredilerle ve aldığı borçlarla hayatını sürdürmeye çalışmaktadır. Eğitim-İş tarafından 2020 Kasım ayında yapılan araştırmaya göre; öğretmenlerin yüzde 96’sı son bir yılda yaşanan fiyat artışları karşısında bütçelerinin çöktüğünü ifade ederken, öğretmenlerin yüzde 29’unun esnafa, yüzde 35’inin ise şahıslara nakit olarak borcu olduğu açıklanmıştır. Benzer ekonomik sorunlar sağlık çalışanları, polisler ve diğer kamu görevlileri açısından da maalesef geçerlidir.

MEMUR BU YIL DA ENFLASYONA EZİLECEK!

Büro-İş Sendikası tarafından yapılan araştırmaya göre ise memur maaşları son 10 yılda altın ve döviz karşısında erimiştir. Yapılan araştırmaya göre adliyede çalışan en düşük dereceli memur bir memurun 10 yılda maaşlarındaki 2.15 katlık artışa karşılık dolar kurundaki artış 3.82 kata, Euro kurunda ise 3.34 kata ulaşmıştır. Çeyrek altın ise 2010'dan bugüne 6.23 kat birden artmıştır. Son 10 yılda en düşük dereceli bir adliye memuru 500 dolar, 639 Euro veya yaklaşık 14 adet çeyrek altın kaybetmiştir. Ak Parti’nin iktidar geldiği 2002 yılında ortalama memur maaşı ile 22 çeyrek altın alınabilirken, bugün ortalama bir memur maaşı ile ancak 5 çeyrek altın alınabilmektedir.

Kamu çalışanlarının maaşları ülkemizdeki yanlış ekonomi politikaları ortaya çıkan ekonomik kriz ve yanlış kamu personel rejimi sonucu yıldan yıla erirken, Ak Parti iktidarları tarafından bu erimeyi engelleyecek adımlar atılmamaktadır. Tam tersine kamu çalışanları bu ücret politikasıyla her geçen gün daha fazla yoksullaşmaktadır. Bu nedenle kamudaki ücret politikalarının gözden geçirilerek yeniden belirlenmesi ve kamu çalışanlarının maaşlarının enflasyon, döviz ve altın karşısında ezilmesi önlenmeli ve kamu çalışanlarına insan onuruna yakışır düzeyde ücret verilmesi için politikalar üretilmelidir.

MAAŞ ZAMMI KAŞIKLA, VERGİ KESİNTİSİ KEPÇEYLE

Kamu personeli, yüksek vergi dilimleri nedeniyle de büyük mağduriyet yaşamaktadır. 2020 yılı için 22.000 TL’ye kadar % 15, 22.000--49.000 TL’lik gelir için % 20 oranında vergi ödenmektedir. Her yıl, Mart ayından başlayarak tüm kamu görevlileri pozisyonlarına göre % 15’lik vergi diliminden % 20’lik vergi dilimine girmektedir. Memurların gelir vergisi kesintileri, doğrudan kaynağından yani maaşlarından ve peşin olarak yapılmaktadır. Bu durumda ortalama maaş alan bir memur, Mart ayında aldığı maaşının ortalama 100-150 lirasını Haziran ayında, bir o kadarını da Kasım ayında vergi dilimi nedeniyle kaybetmektedir. 1.derecedeki bir sağlık memurunun Haziran ayı vergi dilimi kaybı 119,82 TL, pratisyen bir doktorun vergi dilimi kaybı 167,58 TL, sözleşmeli bir öğretmenin vergi dilimi kaybı ise 183,64 TL, üniversite mezunu bir hemşirenin vergi dilimi kaybı 224 TL, 20 yıllık bir polis memurunun Haziran ayı vergi dilimi kaybı 150 TL olurken, genel İdarede çalışan memurun ise Haziran ayı vergi dilimi kaybı 70 TL’dir. Zaten maaşlarına yeterli zam almayan, aldığı zamdan fazlası enflasyon karşısında eriyen memurların bir de vergi dilimine girmeleri nedeniyle yaşadıkları mağduriyetleri engellenmelidir.

3 BİN 600 EK GÖSTERGE NE ZAMAN VERİLECEK?

Kamu çalışanlarının bir diğer önemli sorunu ise 3 bin 600 ek gösterge konusudur. Polis, öğretmen, hemşire, din görevlisi gibi pek çok kamu çalışanı özellikle 3 bin 600 ek gösterge nedeniyle yıllardır oyalanmaktadır. Memurların 3 bin 600 ek göstergeye sahip olmaları onların ekonomik koşullarını hem çalışırken hem de emekli oldukları dönemde iyileştirecek bir durumdur. Ancak Ak Parti iktidarı tarafından memurlar yıllardır oyalanmakta ve 3 bin 600 ek gösterge sadece seçim dönemlerinde dile getirilmektedir. Bir seçim malzemesi haline getirilen 3 bin 600 ek gösterge, çalışma barışını bozmayacak şekilde kamu çalışanlarına tanınmalıdır. Her seçim döneminde vaad edilen ancak bir türlü yasal düzenleme yapılmayan 3 bin 600 ek gösterge konusunda acilen bir adım atılmalıdır.

KAMU ÇALIŞANLARINA GREV HAKKI TANINMALI

Kamu çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarının gereği gibi savunulması için öncelikle sendikal hak ve yetkilerini özgürce kullanılması, toplu sözleşme hakkının ayrılmaz bir parçası olan grev hakkının kamu çalışanlarına tanınması gerekmektedir. Bu sayede kamu çalışanları ekonomik haklarını toplu sözleşme görüşmelerinde gereği gibi savunabilecek güce erişmiş olur. Ayrıca kamu çalışanları adına, devletle müzakere edecek, toplu sözleşmede taraf olacak yetkili konfederasyon ve sendikaların belirlenmesinde, en çok üyeye sahip üç konfederasyonu ve her bir hizmet kolunda en çok üyeye sahip sendikayı esas alan yasal düzenleme de değiştirilmelidir. Siyasal iktidarın doğrudan baskısı ile gerçek bir örgütlenme iradesi olmaksızın sağlanan bu çoğunluk, kamu çalışanlarının haklarının savunulması ve gerçek temsiliyet açısından son derece yanlış ve bir o kadar da riskli bir durumu karşımıza çıkarmaktadır. İşvereni devlet olan, toplu pazarlıkta güç dengesini sağlayacak ve zorlayıcı bir etken olarak grev hakkına sahip olmayan kamu çalışanın demokratik bir hakkı kullanabildiğini düşünmek mümkün değildir.

KAMUDA LİYAKAT VE ŞEFFAFLIK YOK

Liyakat sisteminin kamu yönetimi içinde en alttan en üste kadar uygulanması devlet içindeki düzeni ve uyumu koruyacak, gelişme ve ilerlemenin de önünü açacaktır. Bu nedenle kamuda liyakat ilkesinin uygulanması mutlaktır. Devlet Memurları Kanunu’nda, belirlenen 3 temel ilkeden birinin liyakat olmasının nedeni budur. Ancak, Devlet memuriyetinin Ak Parti iktidarınca 18 yıldır bir kadrolaşma alanı olarak görülmesi nedeniyle, Ankara Hayvanat Bahçesi Müdürü’nün, (TÜBİTAK) Ulusal Ağ ve Bilgi Merkezi (ULAKBİM) Müdür Yardımcılığı’na atanması, Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı’nın Danıştay üyeliğine atanması, işsizlik, enflasyon, dış borç gibi ekonominin temel göstergelerinin açıklandığı Türkiye İstatistik Kurumu’na iktidara yakınlığı ile bilinen bir kişinin atanması, Kasım 2020 tarihli, Sayıştay Denetim Raporunda belirtiği gibi Ordu Büyükşehir Belediyesi özel kalem müdürlüğü kadrosuna 9 farklı kişinin 13 defa atanması liyakatsiz atamalara verilecek sadece birkaç örnektir. Bu tip atamalar, kurumların güvenilirliğini hem ulusal alanda hem de uluslararası alanda zedelemekte, gerçek verilerin açıklanmaması nedeniyle kalıcı ve doğru çözümlerin bulunmasını da engellemektedir. Liyakat ilkesinin uygulanmaması kamudaki tüm kurumların görevlerini gerektiği gibi yapmalarını engelleyecek, ülkenin gelişmesini ve ilerlemesini durduracak son derece vahim sonuçlar doğuracak bir durumdur.

yanında kadrolu, sözleşmeli, kadro karşılığı sözleşmeli gibi farklı statülerin getirilmesi kamu personel rejiminin dengesini bozulmuştur. Bozulan dengeler de beraberinde büyük adaletsizlikleri getirmiştir. Aynı işi yapan memurlar arasında kadrolu/sözleşmeli ayrımı halen devam etmektedir. Kamudaki terfilerde belirleyici olan sözlü mülakatların şeffaf olmaması da, kamu personeli açısından önem taşıyan sorunlardan biridir. Liyakat ilkesi çerçevesinde değerlendirilmesi gereken sözlü mülakatlar şeffaflıktan uzaktır. Kamu yönetiminde yükselmelerde uygulanan sözlü sınavlar gerçek amacından sapmış durumdadır. Liyakat ilkesinde olduğu gibi kişiye özel mülakat yapılmakta, objektif herhangi bir kriter bulunmamaktadır.

TBMM’DE KOMİSYON KURULSUN

Ak Parti 18 yıldır kamu personellerini, devlet hizmetlerini vatandaşlara daha kaliteli sunmanın aracı olarak değil, kendi iktidarını daha sağlamlaştırmanın bir aracı olarak görmüştür. Oysa ülkemizdeki kadrolu, sözleşmeli, işçi ve geçici işçi olarak kamuda istihdam edilen 4 milyon 779 bin kamu çalışanın çözülmeyi bekleyen çok büyük ve önemli sorunları bulunmaktadır. Bugün ülkemizde eğitime, bilgiye, çalışmaya ve yeteneğe değer verilmeyen bir kamu yönetim sistemi hakim kılınmıştır. Kalkınmada ve gelişmede hayati öneme sahip pek çok kamu hizmeti konunun uzmanı olmayan kişilerin eline bırakılmıştır. Oysa bilginin değerinin arttığı, teknolojinin günden güne daha da geliştiği, küreselleşen dünyada, kamusal ihtiyaç ve hizmetlerin farklılaştığı bu süreçte, kamudaki istihdam politikalarındaki siyasi iktidarın hayati yanlışlarının bedeli toplumun tamamı ödemektedir. Kamuda istihdam edilen milyonlarca kişi bu çarpık sistemin içinde pek çok sorunla boğuşmak zorunda kalmaktadır.

Bu nedenle, kamuda istihdam edilen çalışanların maaş zamlarının enflasyon karşısında erimesinin önüne geçilmesi, gelir vergisi kesintilerinde yeni bir düzenleme yapılması, çalışma barışını bozmayacak şekilde 3 bin 600 ek gösterge hakkının kamu çalışanlarına tanınması, kamu çalışanlarına grev hakkının tanınması, kamuda liyakat ilkesine uyulması,5 milyon kamu çalışanının sorunlarının çözülmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir meclis araştırma komisyonu kurulması gerekmektedir."

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Beşiktaş 35 54
5. Başakşehir 34 52
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 34 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 9
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. Newcastle 35 56
7. M. United 34 54
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 36 48
11. Wolves 36 46
12. Fulham 36 44
13. Brighton 34 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 34 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 34 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 34 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 34 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14