Akşener'den "sürtük" lafına tepki: "Bu hakareti Yunan etmedi!"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Meclis 08.06.2022, 12:26
Akşener'den "sürtük" lafına tepki: "Bu hakareti Yunan etmedi!"

Partisinin haftalık olağan grup toplantısında açıklamalarda bulunan İYİ Parti lideri Meral Akşener, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Gezi Direnişi'ne katılan ve destek veren yurttaşlar için sarf ettiği 'sürtük' kelimesine çok sert tepki gösterdi. Akşener, "Bu hakareti denize dökülmesini unutamayan Yunanlı etmedi. Bu hakareti, bir İngiliz de etmedi. Bu hakareti, bu ülkenin Cumhurbaşkanı etti" dedi.

Konuşmasında, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Gezi Direnişi'ne katılan ve destekleyen yurttaşlar için sarf ettiği 'sürtük' sözünü çok sert bir şekilde eleştiren Akşener, "Bu hakareti denize dökülmesini unutamayan Yunanlı etmedi. Bu hakareti, geçmiş yenilgisinin karın ağrısını taşıyan bir İngiliz de etmedi. Bu hakareti, bu ülkenin Cumhurbaşkanı etti, Cumhurbaşkanı!" ifadelerini kullandı.

NEBATİ'YE ÇOK SERT 'DAR GELİRLİLER' TEPKİSİ

Öte yandan, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin AKP’nin Kızılcaham kampındaki, “Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar” sözlerini de eleştiren Akşener, şöyle konuştu:

"Böyle bir rezalet olabilir mi? Böyle bir pişkinlik olabilir mi? Yokluğa, yoksulluğa mahkûm ettiğiniz insanlarımızla, bir de utanmadan dalga mı geçiyorsunuz? 'Dar gelirli hariç, diğerlerinin işleri yolunda' ne demek? Dar gelirli vatandaşlarımızı, vatandaştan saymayan, böyle bir umursamazlık olabilir mi? Siz nesiniz o zaman? Bostan korkuluğu mu?"

"ARTIK ZAMLA YATIYOR, ZAMLA KALKIYORUZ"

Akşener'in açıklamalarından öne çıkan satırlar şu şekilde:

"Atatürk diyor ki; 'Bir hükümetin iyi veya fena olduğunu anlamak için, 'hükümetten amaç nedir?' bunu düşünmek gerekir. Hükümetin iki hedefi vardır. Biri milletin korunması, ikincisi milletin refahını temin etmek. Bu iki şeyi temin eden hükümet iyi, edemeyen fenadır.' 

1923’te yapılan bu tespitteki hakikate, bugünlerde tüm çarpıcılığıyla şahit oluyoruz. Bay Kriz ve olağanüstü ekonomi yönetimi sayesinde; artık her yeni güne, yeni bir zam haberiyle uyanıyoruz. Sabah ekmeğe zam, öğlen elektriğe zam, akşam doğal gaza zam. Gece yarısı benzine, mazota zam. Artık zamla yatıyor, zamla kalkıyoruz…

2 bin 500 lira reva görülen emeklilerimiz; Halk Ekmek kuyruklarında sıra bekliyor. Okula gidecek otobüs parası bulamayan gençlerimiz; umutsuzluk içerisinde gün geçiriyor. Akşam evde ne pişireceğini bilemeyen anneler; evine, et, süt, yağ, un, hatta çocuğuna bez bile alamadığı için, feryat ediyor."

"BÖYLE BİR PİŞKİNLİK OLABİLİR Mİ?"

"Milletimiz güvensizlik içinde yaşarken, saray şürekasına göre her şey yolunda. Milletimiz yoksullukla boğuşurken,  5 maaşlı, 10 maaşlı, saray danışmanlarının keyifleri, her zamanki gibi yerinde. Ülkede enflasyon, makyajlı hâliyle bile, yüzde 73 buçuk olarak açıklanırken, beceriksizliğiyle göz kamaştıran Nebati Bakan çıkıp; 'Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla büyümeyi tercih ettik. Bu sistemden dar gelirliler hariç, üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyor' diyor.

Böyle bir rezalet olabilir mi? Böyle bir pişkinlik olabilir mi? Yokluğa, yoksulluğa mahkûm ettiğiniz insanlarımızla, bir de utanmadan dalga mı geçiyorsunuz? 'Dar gelirli hariç, diğerlerinin işleri yolunda' ne demek? Dar gelirli vatandaşlarımızı, vatandaştan saymayan, böyle bir umursamazlık olabilir mi? Siz nesiniz o zaman? Bostan korkuluğu mu? Bu sistem, sizin tercihiniz değil mi? Uçacak dediğiniz Türkiye, böyle mi uçacak? Yazıklar olsun!"

"TÜİK, KENDİSİNİ ERDOĞAN'A SORUMLU HİSSEDİYOR"

"Neymiş? 'Enflasyon düşüş eğilimine girmiş…' Üretim maliyetlerini yansıtan ÜFE, üç haneli sayılarda, tırmanışa aynen devam ederken; Nebati Bakan’ın bu sözlerine bakınca, anlıyoruz ki, TÜİK, sihirli değneğiyle, tez zamanda bu arkadaşımızın, yardımına koşacak. Nitekim, bunun ilk işaretlerini görmeye başladık bile… İlk önce, TÜFE ve ÜFE oranlarından sorumlu, daire başkanını görevden aldılar. Sonrasında, 20 bölge müdürünü değiştirdiler. Şimdi de TÜİK, bu aydan itibaren; domatesin, patatesin kilosunu ne kadardan hesapladığını, kira fiyatlarını, ne kadardan hesapladığını, yayımlamayacağını açıkladı.

Nedenleri de neymiş biliyor musunuz? Avrupa Birliği’nden artık böyle bir talep gelmiyormuş… Şu işe bakar mısınız? TÜİK, yitip giden inandırıcılığını, geri kazanmak adına, vatandaşa daha şeffaf olmak yerine, tam tersine, 'AB’den artık böyle bir talep gelmiyor, ben de yayınlama ihtiyacı görmüyorum' diyor.

Yani; kendisini, bu ülkenin vatandaşına karşı değil, sadece, Sayın Erdoğan’a karşı sorumlu hissediyor. Yani; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir kurumu değil de, Tayyip Bey’i Üzmeyen İstatistik Kurumu olduğunu itiraf ediyor. Yani; ülkemizdeki kurumsal devlet krizini, bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu vesileyle, bu rakamları belirleyen zevata, bir çift sözüm var: Açıkladığınız rakamlar, işçinin, memurun, emeklinin, maaş zammını belirliyor. Ay sonunu getiremeyen insanlarımızın vebali boynunuzda. Gelin, iki cihanınızı da karartmayın. Gelin, bu milletin ahını, daha fazla almayın. Ya görevinizi hakkıyla yapın, ya da millete karşı sorumluluğunuzun farkındalığıyla, o görevlerden, devlet insanı vakarıyla, şerefinizle ayrılın. Sakın unutmayın: Ah ile abat olan, dert ile berbat olur. Benden söylemesi…"

"SAYIŞTAY VE DANIŞTAY, ERDOĞAN’IN EN SEVMEDİĞİ KURUMLAR"

"Aziz milletim; ülkemizde giderek derinleşen kurumsal devlet krizi, maalesef TÜİK’le de sınırlı değil… Geçtiğimiz mayıs ayı, devletimizin iki köklü kurumunun, Sayıştay’ın ve Danıştay’ın, kuruluş yıl dönümleriydi. Biliyorsunuz ki; her iki yargı kurumumuz da, kadim devlet geleneğimizden damıttığımız, köklü kurumlarımızdır. Tabii ki böyle olduğu için de; Sayın Erdoğan’ın en sevmediği kurumlarımızdır.

Çünkü biliyorsunuz ki, kendisi adeta; devletimize, milletimize ve tarihimize ait ne varsa, yıkmaktan, bozmaktan ve yozlaştırmaktan sorumlu. Aksini yapamadığı herkese ve her şeye de, uyuz oluyor… Nitekim, iki kurumumuzun yıldönümü törenlerinde yaptığı konuşmalarda; her zamanki gibi, yine bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nı değil de,  âdeta devlete karşı mücadele eden, bir fanatiği gördük.  Anayasal görevi, kamu idarelerindeki, mali faaliyetleri denetlemek olan Sayıştay’a,  çıktı ve her zamanki yakışıksız tarzıyla, ayar verdi. 'Açık aramayın' dedi… Yani, 'işinizi yapmayın' dedi. Ben şimdi doğal olarak, kendisine sormak istiyorum: Hayırdır Bay Kriz? Neden bu kadar korktun? Neden bu kadar çekindin? Sayıştay’ın raporları, zaten yolsuzluk ansiklopedisi gibi. Şimdi tehditle, baskıyla, zorbalıkla, bunun önüne geçebileceğini mi zannediyorsun? Hiç boşuna uğraşma, hiç kendini yorma. Çünkü devlet unutmaz. Haksızlık, hukuksuzluk, kimsenin yanına kalmaz. O raporlar elbet bir gün, döner dolaşır, ilgililerin yakasına yapışır.

ERDOĞAN'A 'SÜRTÜK' TEPKİSİ

"Millete hesap vereceğine, milletten hesap soran, vatandaşının taleplerini dinleyeceğine, kendi taleplerini vatandaşa dayatan, insanının hakkını koruyacağına, hak yiyeni savunan, kirli bir zihniyetle karşı karşıyayız. Sayın Erdoğan ve arkadaşları sayesinde, artık her yeni güne; 'Bugün acaba ne olduk?' diye uyanıyoruz.  'Bugün acaba hangi hakarete maruz kaldık?' diyoruz. 'Bugün acaba hangi konuda suçlandık?' diye merak ediyoruz. Çünkü Sayın Erdoğan, milletimize yönelttiği hakaretler yelpazesini, her geçen gün, daha da çirkinleştirerek genişletmeye devam ediyor.

Tarihinin her döneminde, 'Aziz' olan, Büyük Türk Milleti, Ak Parti iktidarı nezdinde; Bir gün hain oluyor. Bir gün terörist oluyor. Bir gün nankör oluyor. Bir gün şükürsüz oluyor. Bir gün vicdansız oluyor… Nitekim geçtiğimiz hafta da, hiç utanmadan, sıkılmadan, zerre duraksamadan, bu aziz millete, 'çürük ve sürtük' dendi. Bu hakareti; denize dökülüşünü unutamayan bir Yunanlı etmedi. Bu hakareti; geçmiş yenilgisinin karın ağrısını taşıyan bir İngiliz de etmedi. Bu hakareti; travmalarını atlatamayan bir Fransız da etmedi. Bu hakareti; Bu ülkenin Cumhurbaşkanı etti, Cumhurbaşkanı! Yazıklar olsun! Bak sayın Erdoğan; sen bu ülkenin Cumhurbaşkanı seçildiğinde bir yemin ettin. Neydi o yemin hatırlıyor musun? Ben sana hatırlatayım...

'Devletin varlığını ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağına' yemin ettin! 'Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağına' yemin ettin! 'Milletin huzurunu ve refahını koruyacağına, millî dayanışma ve adalet duygusu içerisinde, herkesin, insan haklarından ve temel hürriyetlerinden, yararlanması ülküsünden ayrılmayacağına', yemin ettin! 'Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek,  ve üzerine aldığın görevi tarafsızlıkla yerine getireceğine' yemin ettin!

Üstelik bu yemini; büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusun ve şerefin üzerine ettin. Hani nerede senin yeminin? Hani nerede milletin huzuru ve refahı? Hani nerede hürriyet?  Nerede insan hakları? Nerede adalet? Nerede Atatürk ilke ve inkılapları? Sen yeminini bozdun, Sayın Erdoğan!"

"TÜRK MİLLETİ, ARTIK SENİN GERÇEK YÜZÜNÜ GÖRDÜ"

"Üstelik ilk defa da değil, çook uzun zaman önce bozdun. Kibrinin esiri olup, hakikate kör olurken bozdun! İktidar sarhoşu olup, millî iradenin tecelligahı olan Gazi Meclis'imizi, vesayetin altına alırken bozdun! Kişisel hırslarına yenilip, milletin hazinesini, yandaşlarına peşkeş çekerken bozdun! Şimdi de; senin istediğin gibi davranmıyor, yaşamıyor, konuşmuyor diye; demokrasiyi, adaleti, özgürlüğü savunuyor diye; seni beğenmiyor, istemiyor, oy vermeyi de düşünmüyor diye; milletimize hakaret ederek bozdun!

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 33 49
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Ankaragücü 33 38
13. Samsunspor 32 38
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Manisa FK 31 36
12. Keçiörengücü 30 36
13. Şanlıurfaspor 30 34
14. Ümraniye 30 34
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 31 57
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 31 17
20. Almeria 31 14