5 Mayıs 1818: Ve Birinci Keman Çalmaya Başlar
“Hareketin hareket halindeki doktrinidir Marksizm.” A. Gramsci
5 Mayıs 1818’de yalnızca bir düşünür doğmadı; tarihin çatlağından sızan bir isyan tohumu toprağa düştü. Karl Marks’ın doğumu, ne sadece felsefi bir dönüm ne de politik bir ilhamdı. Bu tarih, ezilenlerin sözünün düşünceye, düşüncenin eyleme dönüştüğü bir kopuşun miladıydı. Çünkü Marksizm kitaplara sığmaz; barikatta, grevde sıkılan yumrukta, bir çocuğun haykırışında yaşar.
Marksizm’i özel kılan, onun tarihe dışarıdan bakan bir sistem değil, tarihin içinden yükselen bir ezgi olmasıdır. Devrimci teori, devrimci pratikten bağımsız olamaz. Onun gücü, sınıf mücadelesinin içinden seslenmesinde, o mücadeleyle sınanmasında ve her tarihsel anda yeniden kurulmasındadır.
Marksizm, bir ideolojiden çok daha fazlasıdır: Toplumsal formasyonların tarihsel ve maddi temeller üzerine kurulmuş bir teorik aygıtıdır. Onun merkezinde insan düşüncesi değil, emek süreçleri, üretim ilişkileri ve bu ilişkilerin doğurduğu sınıf mücadeleleri vardır.
Bu yapıyı kavrayabilmek için Marx’ın Kapital’de geliştirdiği artı-değer teorisini anımsamak gerekir. Bu teori yalnızca kapitalist sömürüyü ifşa etmez; aynı zamanda bu sömürüye karşı gelişen sınıf mücadelesinin zorunlu teorik zeminini de sunar. Çünkü tarih, belirli soyutlamalarla değil; sınıf mücadelelerinin somut çarpışmalarıyla yazılır.
Marksizm sürekli dönüşen, kendi tarihine müdahale eden bir yöntem olarak var olur. Onun özü, diyalektik materyalizmdir: Gerçeklik, çelişkiler üzerinden devinir; hiçbir toplumsal form sonsuza kadar sürmez.
Marksizm’in güncelliği, onun yaşayan bir organizma gibi hareket etmesindedir. Her eylem, her direniş, her “artık yeter!” çığlığı onu yeniden yazar. Ve her sabah grevdeki işçinin sesinde, bir öğrencinin yoksulluğunda, bir kadının direnişinde hayat bulur.
Marks’ın mirası, yalnızca düşünce değil; cesarettir, örgütlü eylemdir. Ezilenlerin belleğinde sadece bir doktrin değil; bir yürüyüştür. Çünkü bu doktrin, yalnızca anlatmaz; değiştirir.
Marksizm’in gücü, yalnızca geçmişi anlamlandırmasında değil, geleceği inşa etme kapasitesindedir. Marx’ın 5 Mayıs 1818’de doğuşu, bir bireyin hikâyesinden çok, insanlığın özgürleşme arzusunun kristalleşmesidir. Onun düşüncesi, kapitalizmin çelişkilerini çözmek için bir rehber değil; bu çelişkileri açığa vuran ve mücadeleyle dönüştüren bir silahtır.
Bugünün dünyasında, Marksizm’in çağrısı daha yüksek sesle yankılanıyor. Küresel eşitsizlikler, iklim krizi ve finansal kapitalin görünmez zincirleri, Marx’ın analizlerini yeniden sahneye çağırıyor.
Dahası, Marksizm’in diyalektik yöntemi yalnızca ekonomik süreçleri değil, kültürel ve ideolojik hegemonyayı da çözümlememizi sağlıyor. Marx’ın mirası, bu ideolojik sis perdesini yırtmak için bize ışık sunuyor: Her baskı biçimi, maddi temelleriyle ele alındığında, kapitalist üretim ilişkilerinin bir yansıması olarak görünür. Bu nedenle Marksizm, sadece işçilerin değil, tüm ezilenlerin birleşik mücadelesinin ortak dilidir.
Marx’ın mirasını bugüne taşırken, onun en büyük dersi belki de şudur: Teori, ancak örgütlü pratikle hayat bulur. Grevler, işgaller, dayanışma ağları ve taban hareketleri, Marksizm’in laboratuvarıdır.
Marksizm’in güncelliği, onun umutla olan bağında da yatıyor. Kapitalizmin “başka alternatif yok” dayatmasına karşı, Marks bize şunu hatırlatır: Tarih, insan eyleminin ürünüdür. Her çelişki, bir dönüşüm potansiyeli taşır. Bu potansiyel, ancak kolektif iradeyle realize olur. Bugün, bir fabrika grevinde, bir mahalle dayanışmasında ya da öğrencilerin sokaktaki isyanlarında bu irade tekrar tekrar filizleniyor.
Marks’ı anmak, onun ateşini bugünün mücadelelerine taşımaktır. O, 5 Mayıs 1818’te bir başlangıçtı; ama asıl hikâye, her direnişte, her barikatta, her “artık yeter” de derinleşti. Çünkü Marksizm insanlığın özgürlük yürüyüşünün en nadide adımlarından biriydi ve öyle olmaya da devam ediyor.
O zaman son sözü Marks’a verelim:
“Tarihin tekerleğini geri döndürmeye çalışmak yerine, olduğu yerde donup kalmış koşulları, kendi şarkıları eşliğinde dans etmeye zorlamalıyız.”
Karl Marks
(Louis Bonaparte’ın On Sekizinci Brumaire’i)
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Galatasaray | 36 | 95 |
2. Fenerbahçe | 36 | 84 |
3. Samsunspor | 36 | 64 |
4. Beşiktaş | 36 | 62 |
5. Başakşehir | 36 | 54 |
6. Eyüpspor | 36 | 53 |
7. Trabzonspor | 36 | 51 |
8. Göztepe | 36 | 50 |
9. Rizespor | 36 | 49 |
10. Kasımpaşa | 36 | 47 |
11. Konyaspor | 36 | 46 |
12. Alanyaspor | 36 | 45 |
13. Kayserispor | 36 | 45 |
14. Gaziantep FK | 36 | 45 |
15. Antalyaspor | 36 | 44 |
16. Bodrum FK | 36 | 37 |
17. Sivasspor | 36 | 35 |
18. Hatayspor | 36 | 26 |
19. A.Demirspor | 36 | 2 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Kocaelispor | 38 | 72 |
2. Gençlerbirliği | 38 | 68 |
3. Karagümrük | 38 | 66 |
4. İstanbulspor | 38 | 64 |
5. Bandırmaspor | 38 | 64 |
6. Erzurumspor | 38 | 64 |
7. Boluspor | 38 | 61 |
8. Iğdır FK | 38 | 58 |
9. Amed Sportif | 38 | 57 |
10. Ahlatçı Çorum FK | 38 | 54 |
11. Ümraniye | 38 | 53 |
12. Esenler Erokspor | 38 | 52 |
13. Sakaryaspor | 38 | 51 |
14. Keçiörengücü | 38 | 51 |
15. Manisa FK | 38 | 48 |
16. Pendikspor | 38 | 48 |
17. Ankaragücü | 38 | 48 |
18. Şanlıurfaspor | 38 | 40 |
19. Adanaspor | 38 | 30 |
20. Yeni Malatyaspor | 38 | -21 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Liverpool | 38 | 84 |
2. Arsenal | 38 | 74 |
3. M.City | 38 | 71 |
4. Chelsea | 38 | 69 |
5. Newcastle | 38 | 66 |
6. Aston Villa | 38 | 66 |
7. N. Forest | 38 | 65 |
8. Brighton | 38 | 61 |
9. Bournemouth | 38 | 56 |
10. Brentford | 38 | 56 |
11. Fulham | 38 | 54 |
12. C.Palace | 38 | 53 |
13. Everton | 38 | 48 |
14. West Ham United | 38 | 43 |
15. M. United | 38 | 42 |
16. Wolves | 38 | 42 |
17. Tottenham | 38 | 38 |
18. Leicester City | 38 | 25 |
19. Ipswich Town | 38 | 22 |
20. Southampton | 38 | 12 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Barcelona | 38 | 88 |
2. Real Madrid | 38 | 84 |
3. Atletico Madrid | 38 | 76 |
4. Athletic Bilbao | 38 | 70 |
5. Villarreal | 38 | 70 |
6. Real Betis | 38 | 60 |
7. Celta Vigo | 38 | 55 |
8. Rayo Vallecano | 38 | 52 |
9. Osasuna | 38 | 52 |
10. Mallorca | 38 | 48 |
11. Real Sociedad | 38 | 46 |
12. Valencia | 38 | 46 |
13. Getafe | 38 | 42 |
14. Espanyol | 38 | 42 |
15. Alaves | 38 | 42 |
16. Girona | 38 | 41 |
17. Sevilla | 38 | 41 |
18. Leganes | 38 | 40 |
19. Las Palmas | 38 | 32 |
20. Real Valladolid | 38 | 16 |