06.08.2024, 09:30

“ABD askeri yardımları”: kime, nasıl, neden?

Orta Doğu’da Hamas’ın geçen yıl 7 Ekim’de İsrail’e karşı başlattığı saldırı ile başlayan savaş Gazze’de bir Filistinli katliamına dönüşürken, Siyonist İsrail devleti savaşı daha da tırmandırarak, İran’da olduğu gibi başka ülkelerin topraklarında üst düzey Hamas liderlerini öldürmeye başladı.

Bu gelişme bir kısım dünya kamuoyunda, “üçüncü dünya savaşının başlamasına ramak kaldığı” biçiminde yorumlanıyor.

Nerede savaş, orada ABD

Dünyadaki sıcak çatışma ya da savaş bölgelerinin hemen hemen hepsinin ortak özelliği ABD’nin (ve bazen de İngiltere, Fransa ve Almanya gibi müttefiklerinin) bu savaşlara bir biçimde dâhil olması. En son Ukrayna savaşında bu çok net bir biçimde ortaya çıktı.

ABD neredeyse 900 milyar dolara yakın askeri bütçesinin (Pentagon Bütçesi) bir kısmını dünyanın geri kalan kısmındaki ülkelerde ya da bölgelerde kullanıyor. “Askeri yardımlar” adı altında, desteklediği rejimlere ya da silahlı muhalif güçlere yaptığı bu yardımlar genel dış yardımlarının çok önemli bir bölümünü oluşturuyor.

Aşağıdaki tablo 1948-2022 yılları arasında ABD’nin diğer devletlere yaptığı bu yardımların dağılımını ve bileşimini gösteriyor.

En fazla yardım İsrail’e yapıldı!

Bu tabloya göre ABD, 1948 yılından bu yana, askeri ve ekonomik yardım adı altında yapmış olduğu yardımların en büyüğünü açık ara İsrail’e yaptı. Öyle ki İsrail’e yaptığı yardım 300 milyar doları aşıyor. İsrail’e yaptığı bu yardımın üçte ikisinden fazlasının askeri yardım olduğu görülüyor.

İsrail’den sonra ABD yardımlarını en fazla alan ülke ise, ironik bir biçimde, 150 milyar doları aşan bir yardım ile Mısır. ABD yıllardır bu ülkedeki askeri diktatörlükleri destekliyor.

Yardımların üçte ikisi askeri yardım biçiminde

Listede en sonda yer alan Türkiye’ye yapılan yardım ise 80 milyar dolar civarında. Ancak bunun da üçte ikisini askeri yardımlar oluşturuyor. Ekonomik yardımların içinde ise örneğin “ABD buğdayını satın alma şartına bağlı”, ABD tarımsal üretiminin ve ihracatını güçlendiren yardımlar ön planda.

Yardımlar ABD askeri-sanayi-finans-teknoloji kompleksine hizmet ediyor

Askeri yardımlar geleneksel olarak daha ziyade askeri araç gereç, silah gibi ayni yardımların yanı sıra, günümüzde askeri robotlar ve yapay zekâ gibi modern teknoloji yatırımlarından oluşuyor. Bu da dev bir sektör haline gelen ve son zamanlarda büyük finans ve teknoloji şirketleriyle işbirliğine giren ABD “askeri sanayi kompleksi”nin gelişmesine büyük katkı sağlıyor.

ABD’de Roberto J. González adlı bir akademisyen tarafından hazırlanan “Büyük Teknoloji ve Silikon Vadisi Askeri-Sınai Kompleksi Nasıl Dönüştürüyor” başlıklı bir rapor, yapay zekâ destekli ölümcül otonom silah sistemlerinin ya da katil robotların tartışmalı yükselişini, Gazze'den Ukrayna'ya savaş alanlarında yapay zekânın nasıl işlevsel bir biçimde ölüm makinalarına dönüştüğünü anlatıyor.

González, 2018 - 2022 yılları arasında, aralarında Lockheed Martin, RTX, Northrop Grumman, General Dynamics, Boeing ve BAE Systems gibi savunma sanayi devlerinin ve Microsoft ve Amazon gibi yüksek teknoloji şirketlerinin, risk sermayesinin ve özel finans şirketlerinin Pentagon ile yaptıkları en büyük beş askeri sözleşmenin “toplamda en az 53 milyar dolarlık sözleşme tavanına sahip olduğunu” belirledi. (1)

Hegemonyayı canlı tutmak

Bu yardımlarla aslında ABD, kendi finansal sermaye, teknoloji ve meta üretimi ve ihracatını sürekli olarak artırırken, aynı zamanda emperyalist bir devlet olarak tek kutuplu dünyada mevcut pozisyonunu da korumaya çalışıyor. Zira başta hızla yükselen Çin olmak üzere BRICS ülkelerinin ayrı bir kutup oluşturma gayreti onun hegemonyasını sarsıyor.

Örnek olarak, ABD Devlet Başkanı Biden, Washington’un kendi emperyalist hesaplarıyla Ukrayna'ya ekonomik ve askeri yardım sağlıyor. Oysa Filipinler’den Vietnam ve Irak’a uzanan uzun emperyalist savaşlar tarihinin de gösterdiği gibi, Washington ulusal kurtuluş mücadelelerinin müttefiki değildir. Washington Rusya’yı zayıflatmayı, Doğu Avrupa’da genişleyen etki alanına müdahale etmesini önlemeyi ve NATO müttefiklerini sadece Moskova’ya karşı değil, NATO’nun tarihinde ilk kez stratejik odak olarak belirlediği Çin’e karşı da birlikte kullanmayı amaçlıyor. (2)

Biden’ın İsrail’in sürdürdüğü soykırım savaşına verdiği desteğin de gösterdiği gibi, ABD tüm dünyada ulusal kurtuluşun ve toplumsal devrimin başlıca düşmanlarından biridir. ABD, sefil bir statükoyu dayatmayı amaçlayan başlıca hegemondur ve bu nedenle uluslararası kolektif kurtuluşun müttefiki değil, rakibidir.

Ayrıca, ABD askeri yardımlarıyla körüklenen iç ve dış savaşlar, ABD’nin kuklası konumundaki devletlerin yardım gönderilen bölgede ya da ülkede bir savaş aparatı olarak işlev görmesini sağlarken, otoriter rejimlerin ve diktatörlerin ayakta kalmasına hizmet ediyor.

Buna karşılık ABD, bu yardımlarıyla bölgelerdeki halkların katledilmesine, ekonomilerin çökmesine, göçlere, hak ve özgürlüklerinin tamamen ortadan kaldırılmasına neden oluyor ve doğasına büyük zararlar veriyor.

Sonuç olarak

Nasıl ki ABD’yi “kurtarıcı” ya da “demokrasi havarisi” görme yanlışlığına düşmemek gerekiyorsa, aynı şekilde “düşmanımın düşmanını dostum” olarak görmek gibi tam tersi bir hataya da düşmemek gerekiyor.

Yani çeşitli şekillerde kaba anti-emperyalizm, sahte anti-emperyalizm ya da kampçılık olarak adlandırılan bir pozisyon alarak ABD’nin Çin ve Rusya gibi emperyalist rakiplerini sözde bir direniş ekseni olarak kabul etmemek lazım.

Son olarak, günümüzde ulusalcı soldaki bazılarının yaptığı gibi “jeopolitik indirgemecilik” pozisyonunu da benimsememek gerekiyor. Kısaca, çeşitli emperyalist devletlerin yağmacı doğasını görerek, bunların hiçbirini desteklememek gerekiyor.

Bu emperyalist güçler ezilen halklar ya da uluslar üzerinde çatışmaya girdiklerindeyse, bu halkların özgürlüklerini kazanmak için silahlanma hakları da dâhil olmak üzere, kendi kaderlerini tayin etme haklarını savunmak yerine, bu tür durumları emperyalistler arası rekabetin tek eksenine indirgeme yanlışına da düşmemek gerekiyor. Bu noktada emperyalist güçlerin fail, ezilen uluslarınsa mağdur oldukları unutulmamalıdır. (3)

Elbette emperyalist güçler ulusal kurtuluş mücadelelerini (eğer vekâlet savaşlarından başka bir şey değillerse) manipüle edebilirler. Ancak “jeopolitik indirgemeciler” bu olasılığı günümüzde meşru ulusal kurtuluş mücadelelerine verilen desteği reddetmek için kullanıyorlar. Bu hataya düşmemek gerekiyor.

Anahtar sözcükler: Askeri yardım, Emperyalizm, Filistin, İsrail, Jeopolitik indirgemecilik, Siyonizm, Soykırım.

Dip notlar:

  1. https://www.commondreams.org/news/military-industrial-complex-big-tech (17 April 2024).
  2. Ashley Smith, https://www.counterpunch.org/2024/05/29/imperialism-and-anti-imperialism-today (29 May 2024).
  3. Agm.
Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9