22.11.2024, 11:29

EĞİTİM SİSTEMİMİZİN GARİP DURUMLARI

 Aşağıdaki yazıyı, 30.11.2010 günü yazmıştım. O günden bu yana değişen bir şey olmadığını görünce, “Belki bir yetkilinin kulağına gider de dikkate alınır” düşüncesiyle ve içim acıyarak aynı yazıyı bir kez daha yayınlıyorum.
  Eğitim sistemimizin garip durumları saymakla bitmeyecek kadar çok ama bugün özellikle birkaç garipliğe dikkat çekmek ve çözüm önerilerinde bulunmak istiyorum.
  Şu anda; Eğitim Fakültesi bitirenler, Fen Edebiyat Fakültesi bitirenler ve diğer Fakülteleri bitirenler öğretmen olarak alınmakta.
  Eğitim Fakültesi bitirenler atandıktan sonra hala ihtiyaç duyuluyorsa diğer Fakülteleri bitirenler de atansa kimse itiraz etmez ama daha yüksek puanla girdikleri okullarda, söz gelimi diğer bölümlerden 1 yıl fazla okuyan Lise Matematik Öğretmenlerinin hakkını kim ödeyecek?
  Öğretmenlerin bitirdikleri okullara göre işe başlamalarındaki farklılıkların yanında, statü olarak da farklılıklar görülmekte. 
  Kadrolu öğretmenler, sözleşmeli öğretmenler ve ders ücreti karşılığı çalışan öğretmenler olmak üzere 3 ayrı statüde öğretmenlik hizmeti verilmekte.
  En azından Eğitim Fakültesi bitirenler kadrolu olarak atandıktan sonra, bölüm bitirenler sözleşmeli, diğer bölümleri bitirenler ders ücreti karşılığı işe alınamaz mı?
  Hep merak etmişimdir. Aynı hizmette kadrolu-sözleşmeli-ücret karşılığı olmak üzere 3 ayrı yapıda personel çalıştırmak çok gerekli ve verimliyse neden diğer alanlarda da aynı yöntem uygulanmıyor acaba?
  Bu yol çok geçerliyse bankalarda, vergi dairelerinde, nüfus müdürlüklerinde, emniyette.... neden hem sözleşmeli hem de ücret karşılığı personel çalıştırılmıyor?
  Yoksa çalışıyor da ben mi biliyorum?
  Bu sistem daha da geliştirilip sözleşmeli veya ücret karşılığı muhtarlar, belediye başkanları, kaymakamlar, valiler, milletvekilleri hatta bakanlar olsa olmaz mı?
  Kimi okullarımızda hiç öğretmen yokken, kimi okullarımızda birleştirilmiş sınıflarda, çok zor koşullarda eğitim-öğretim yapılırken, kimi okullarımızda 25-30 kişilik sınıflarda normal öğretim,  kimi okullarımızda 40-50 kişilik sınıflarda ikili öğretim yapılmakta.
  Kimi okullarımız soba bile bulamazken kimi okullarımızda klimalı sınıflarda eğitim-öğretim yapılmakta.
  Kimi okullarımızda geometri araçları ve harita bile olmadan eğitim-öğretim yapılırken kimi okullarımızda bilgisayar sınıflarında eğitim-öğretim yapılmakta.
  Bu nedenle eğitim-öğretimde fırsat eşitliği bir türlü sağlanamamakta....
  Bu konularda çok şey yazmak bile hiç bir şey yazmamak kadar az kalacağı için zaman zaman yazacağım.
  Bugün özellikle sınıf mevcutlarını belli düzeyde tutma konusuna değinmek istiyorum. Gönül ister ki tüm okullarda, sınıf mevcutları 20-25 kişi olsun ve normal öğretim yapılsın.
  Ancak bunun için ne alt yapımız yeterli, ne de devletin olanakları.
  Şu anda, yukarıda da söylediğim gibi bazı okullarımızda 25-30 kişilik sınıflarda normal öğretim yapılıyor. Bu okullarda, bir günde bir derslikte toplam  25-30 öğrenci 6 ders saati eğitim-öğretim görüyor.
  Halbuki ikili öğretim yapan okullarımızda, 40-50 kişilik sınıflarda, bir günde bir derslikte iki kez 40-50 (toplamda 80-100) öğrenci 6 ders saati eğitim-öğretim görüyor.
  Deprem riski olan bir ülkede yaşamamız nedeniyle şu duruma dikkatinizi çekmek istiyorum. Bir derslikte bir günde 25-30 öğrenci, diğer bir derslikte 80-100 öğrenci aynı süre kalıyor.
  Ortalamaya göre "Birinci dersliktekilere 30, ikinci dersliktekilere 90 kişi, 6 ders yapıyor" dersek varın çelişkiyi ve garipliği siz hayal edin.
  İki binanın yıpranma payını hesaplamayı da unutmadan.
  Ülke genelinde normal eğitim-öğretim için alt yapıyı oluşturulana kadar, normal eğitim-öğretim yapan okullarda da ikili öğretim yapsak ne olur?
  Şu anda bir günde, iki derslikte, 3 şube ve  30+90=120 öğrenci eğitim-öğretim görüyor. Benim önerdiğim sistemde iki derslikte 4 şube  ve 120:4=30'ar öğrenci eğitim-öğretim göremez mi?
  Böylece her çağdaş ülkede olduğu gibi 25-30 kişilik sınıflarda eğitim-öğretim yapmak sağlanamaz mı?
  Bu sistemde, sınıf mevcutları azaldığı için eğitim-öğretimde kalitenin ve başarının artmasının yanında, üçte bir oranında öğretmen ihtiyacı doğacağı için genç öğretmenlerimize iş olanağı yaratılması da söz konusu.
  Böyle bir uygulamayla, yüz binlerce öğrencimiz öğretmen, on binlerce öğretmenimiz öğrenci beklemekten kurtarılamaz mı?
  Okulların çektiği ekonomik sıkıntılara da birkaç cümleyle değinmeden geçmek olmaz sanırım.
  Her eğitim-öğretim yılına başlarken Milli Eğitim Bakanı televizyonlara çıkar ve "Her ne suretle olursa olsun, veliler bağış yapmaya zorlanamaz" diye bir konuşma yapar.
  Tok acın halinden anlamazmış. Maddi sıkıntıyı çeken Okul Müdürleri, Koruma Dernekleri ve Aile Birlikleri, "İmam bildiğini okur" misali velilerden bağış almadan edemezler...
  Sayın bakanım, size akıl vermek ve yol göstermek haddimiz değil ama; Gelecek eğitim-öğretim yılı başlarken ya "8 yıllık eğitime katkı paylarına" sahip çıkın ve okullara dağıtın, ya okullara gerekli parayı nasıl sağlayacaksanız sağlayın, ya okulları hiç paraya bulaştırmadan sorunu nasıl çözebilecekseniz çözün, ya öğrenci velilerini bağış yapmaya çağırın, ya da susun.a

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9