19.06.2024, 10:52

Ete hasret bir toplum!

Kurban Bayramının sonuna geldik. Ancak hem halk hem de kurbanlık hayvan satıcıları bu yıl da bayramı bayram gibi kutlayamadı. Çünkü kurbanlık satış fiyatları çok yüksek olduğundan kurban kesmek niyetinde olan düşük gelirlilerin çoğunluğu kurbanlık satın alamadı.

Oysa kurban kesmek, bir gelenek olduğu kadar (hayvan haklarını ve hijyen koşullarını ihlal etse de), halkımızın yıl boyu tüketemediği et ihtiyacını karşılayan önemli bir faaliyete dönüştü uzun zamandır.

Öyle ki kurbanlıklar (çoğu kez de birkaç ailece ortak bir biçimde) satın alınıyor, kesiliyor, bir kısmı dini gerekçesiyle dağıtılsa da, önemli bir kısmı buzluklarda gelecekte tüketilmek üzere depolanıyor.

Avrupa’da kişi başı et tüketiminde en az et tüketen ikinci ülkeyiz

Aşağıdaki harita 2021 yılı itibarıyla Avrupa’daki kişi başı et tüketim miktarlarını gösteriyor. (1)

Bu harita halkımızın kırmızı ete, üretim yetersizliği, et fiyatlarının yüksekliği, buna karşılık asgari ve ortalama işçi ücret düzeyinin düşüklüğü gibi nedenler yüzünden, ulaşmakta çok zorlandığını gösteriyor. Üstelik 2024 yılı geçim zorluğu açısından 2021 yılından çok daha kötü olduğundan, mevcut durumun daha da vahim olduğu ileri sürülebilir.

İşin kötüsü, güvenli ve yeterli gıdaya erişememe sorunu sadece kırmızı et ile de sınırlı değil. Genel olarak Türkiye’nin özellikle de yoksullarının, gıdaya erişimi giderek imkânsızlaşıyor.

Nitekim 2021 yılına ait ve 113 ülkeyi kapsayan Küresel Gıda Güvenliği Endeksine göre, Türkiye 100 üzerinden 65 puanla “iyi" kategorisinde yer almış olsa da, sıralaması son 10 yılda 36’ncı sıradan 48’nci sıraya (113 ülke arasında) geriledi. (2)

Haftada sadece 820 gram et o da eşit dağıtılırsa!

2021 yılında Türkiye’de (ortalama) kişi başı kırmızı et tüketimi sadece 43 kg oldu. Yani insanımız haftada sadece 820 gram civarında bir et tüketebildi. Buna karşılık en fazla et tüketimine sahip ülke olan İspanya'da bu rakam 100 kilonun üzerinde. Yani İspanya’nın kişi başı et tüketimi bizim yaklaşık 2,5 katımız kadar. Bizden düşük, 41 kg ile sadece Kuzey Makedonya var. Yani Kuzey Makedonya’dan sonra Avrupa’da en az et tüketen ülkeyiz.

Dahası, bu rakamlar ortalama rakamlar. Yani yılda tüketilen “toplam kırmızı et miktarı nüfusa eşit paylaştırılıyormuş” gibi varsayılarak hazırlanan rakamlar bunlar. Oysa durumun öyle olmadığını ve tüketimin eşit dağılmadığını biliyoruz.

Yani gelir dağılımı eşit olmadığından, kırmızı et tüketimi de eşit dağılmıyor ve örneğin işçi nüfusunun neredeyse yüzde 60’nı oluşturan asgari ücretliler ve aileleri, emekliler ve aileleri, kısaca toplumun ciddi bir bölümü yılda 43 kilonun çok altında et tüketebiliyor. Diğer yandan zengin aileler bu ortalamanın çok üstünde ve değişik kalitelerde ve türde kırmızı et tüketebiliyorlar.

“Ayda 1 kez dahi et yiyemiyoruz!”

Nitekim TV’deki ve sosyal medyadaki röportajlarda konuşan halkımızın büyük bir kısmı ayda bir kez dahi kırmızı et alıp tüketemediğini ya da sadece gramlarla et alabildiğini söylüyor. İşin gerçeği ayda 10 bin TL maaş alan emekliler, 17 bin TL asgari ücrete çalışan işçiler nasıl et alabilirler ki?

Bir tartışma: Kırmızı et üretimi iyi mi kötü mü?

Diğer yandan, “kırmızı et hayvancılığı sektörünün küresel ısınmaya neden olan karbondioksit emisyonlarının temel kaynaklarından bir olduğu, bu nedenden dolayı da artık daha farklı bir beslenme biçimine dönülmesi gerektiği” düşüncesi, özellikle de doğa ile uyumlu ekonomik büyümeyi seçenlerin son zamanlarda gündeme getirdikleri önemli bir konu. Zira karbon emisyonlarının azımsanamayacak kadar bir kısmı büyükbaş hayvanların çıkardığı gazlardan oluşuyor.

Diğer taraftan, bir otomobilin bir inekten daha az emisyona neden olduğu söylenemez. Yani mesele emisyonu azaltmaksa, önce otomotiv ya da savaş sanayinden başlamak çok daha doğru olur.

Beslenemeyenleri görmezden gelmek

Kaldı ki böyle bir yaklaşım yoksul ve yoksun insanlarımızın beslenme gereksinimlerini de görmezden gelen bir yaklaşımdır. Her ne kadar kırmızı et üretiminin emisyona neden olduğu bir gerçekse de, bu ürünler temel bir beslenme ve protein kaynağı ve azgelişmiş dünyada açlığa ve beslenme yoksulluğuna karşı bir koruma yaratıyor. Ayrıca milyonlarca küçük çiftçinin temel geçim kaynağını oluşturuyor. Dolayısıyla da kırmızı et ve gezegeni karşı karşıya getiren yaklaşımlar üzerinde daha dikkatli düşünmekte yarar var. (3)

İktidar bloku gurur duymalı (!)

Bu ülkeyi yıllardır yönetenler eserleriyle gurur duymalılar. Sadece özgürlükler, demokrasi, hukukun üstünlüğü, işçi hakları gibi konularında değil, bizleri kırmızı et tüketiminde de Avrupa’nın en zavallı insanları haline getirdiler. Ayrıca, et, süt, peynir, hatta sebze tüketemeyen çocuklarımızın sağlıklı bir biçimde gelişebilmelerini önlüyorlar.

22 yıldır uygulanan ve bilinçli bir biçimde tarım ve hayvancılığı devasa büyüklükteki çok uluslu şirketlerin yüksek kârlar elde etmeleri için bitirme noktasına getiren, çiftçiliği ve köylülüğü yok eden, diğer yandan insanları açlık sınırının dahi altında ücretlerle yaşamaya mahkûm eden, emek ve doğa düşmanı neo-liberal politikalar ve bu politikaları uygulayan İktidar Bloku bu tablonun asıl sorumlusudur.

Sonuç olarak

Bayram vesilesiyle TV’lerde verilen “kardeşlik” mesajları, sözde “yumuşama” söylemleri işte bu ve benzeri gerçeklerin üzerini örtmek için kullanılıyor. Bu nedenle de, İktidar Blokunun hızla halk desteğini yitirdiği ve ekonomik ve sosyal krizin giderek derinleştiği bu süreci emek, demokrasi ve barış güçleri dikkatli bir biçimde değerlendirmelidir. Bu süreç “yıldızın parladığı anlara” tanıklık edebilecek bir süreçtir.

Eşitlik, adil bölüşüm, ücret artışı, sosyal adalet ve demokrasi talepleriyle birleşik muhalefet parlamento dışına taşmalı, sokakta, mahallede, işyerlerinde, fabrikalarda, üniversitelerde örgütlenmeli ve ilerici, devrimci bir değişim talebini toplumsallaştırmalıdır.

İktidar Blokunun hamlelerinin ekonomik kriz ortamında yitirilen meşruiyetini tekrar kazanmak ve toparlanmak amaçlı olduğunun bilincinde olarak, emekçi sınıfların çıkarlarını korumaya dönük bir sınıf siyaseti yürütmenin tam zamanıdır.

Son olarak, kapitalizm bizi doğadan, birbirimizden ve kendimizden koparıyor, milyarlarca insanı ekolojik felaketlerle, savaş ve göçlerle, yoksulluk ve açlıkla karşı karşıya bırakıyor.

Diğer yandan çoklu krizlerin kucağında debelenen bir uygarlığın karanlığının kalbinden çok farklı bir yol da ortaya çıkmaya başladı. Her kıtada insanlar, kapitalist şirketler tarafından yönlendirilen tüketim monokültürünü reddediyorlar ve eve, topluma, doğaya ve daha derin benliklerine dönüyorlar. “Küresel olanın karşısına yereli koyarak”, her yerde demokratik katılımcı ekonomi modellerini inşa etmeye dönük mücadeleler veriyorlar.

Varılacak son durağın “sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız ve sınırsız bir dünya” olduğunun bilincinde olarak böyle bir dünyayı bugünden inşa etmeye çalışmak gerekiyor.

O halde, yerelleştirilmiş demokratik çiftçi, işçi ve tüketici kooperatifleri, komünler ve yerel meclislerle kapitalist üretim, dağıtım ve bölüşüm ilişkilerini değiştirip, insanlık ve doğa için dönüştürelim.

Anahtar sözcükler: Emperyalizm, Gıda güvenliği, Hayvancılık, Kırmızı et krizi, Kooperatifler, Kurban bayramı, Küresel Gıda Güvenliği Endeksi, Yerelleşme.

Dip notlar:

https://twitter.com/WorldwithStats/status/1783093649657716807/photo/1 ( 25 Mayıs 2024).

The Economist Group Economic Intelligence Unit, Global Food Security Index 2021.

Aravindhan Nagarajan, “Is it a Case of 'Meat-versus-Planet'? Lessons for the Global South”, https://www.theindiaforum.in/article/meat-versus-planet (13 July 2021).

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9