27.07.2022, 09:33

Hiç sayılmak (1)

Bir şeyler yazmak, çizmek, söylemek sorun değil de, anlamlı ve karşılığı olan bir şeyler yazmak, söylemek insanın içine oturuyor, içini acıtıyor. Ve anlıyorsunuz ki, düşünen insan, üzülen insandır.

Geçenlerde SBF'nin önceki dekanlarından, ki onu yakından tanıyanlar, "Efsane Dekan" diyorlar. Ya da, Mülkiyenin "Fikirşörü".

İlk onu tanıdığımda, bir hocamın referansı ile gitmiştim yanına, beni çok iyi ağırlamış ve konuşmuştuk. Dönem dönem de, toplantılarda karşılaşırdık.

Öyle SBF'nin dekanı olmak, ülke yöneticilerin kaderinde olmak sıradan şeyler değildir. Yürürken, bastığınız yerlerden ses gelir.

İlk tanışmamızdan en az on beş yıl sonra, bir gün sekreterim sevgili Derya içeri girdi ve değerli hocamın geldiğini ve benimle görüşmek istediğini söyledi. O gelenin kim olduğunun farkında değildi ama ben masamdan fırlayıp odama alınca, o bile şaşkınlığını gizleyememişti.

İlk tanıdığım azametli hocam yorulmuş, yıllar yıpratmıştı. Bana ilk referans olduğunu bile unutmuştu. Olanları anlatınca birden yüzüne bir can geldi ve mutlu oldu.

İktidarda SHP, CHP ortaklı hükümet gitmiş, sağ partilerin kurduğu bir hükümet iktidarda idi.

Sanıyorum Mülkiyeliler Birliğinde otururken birileri söylemiş, "gidin o çocuğu görün, sizin sorununuzu çözer" diye. Kendileri de lütfedip gelmişlerdi ama biraz kırık dökük olarak.

Kendisi ile sohbetten sonra gerginliği gitmiş, mutlu olmuştu ama bir sorunu için geldiği halde, bana açılmıyordu. Hele o kadar öğrencisinin olduğu iktidarlar gelmiş, geçmiş sorununu çözememişken, böyle bir dönemde benim sorununu çözeceğimden pek umutlu değildi.

Kendisi için çok özel birisinin işe alınmasını istiyordu. Kişi de sıradan birisi değildi, hiç tereddütsüz, şu şu belgeler ile gelsin, şurada yarın işe başlasın deyince mutluluğunu ve şaşkınlığını anlatamam.

O kadar anlı şanlı tanıdıkları varken, çok sıradan birinin talimatı ile sorununun çözülmesi, hem Hocayı çok şaşırtmış hem de içine bir dert olmuştu. Bir şekilde tanıdığı ve tesadüfen önerilen birinin selamsız, sabahsız sorununu çözmesinden ise hem mutlu hem de mutsuz olmuştu.

Bunu bir kenara atayım.

Bürokraside tırnaklarınız bir yere gelmek hiç de öyle kolay değildir.

İlk işe başladığım kurumda, Muhteşem Genel Müdür Şahap Ar (Paşa), "siz gençlerden projeler istiyorum" dediği zaman, Müdürüm Öksel Göçmen'in odasında idik. Ben de büyük yurtlara Yabancı Dil Laboratuvarı ile Kütüphaneler açalım deyince, gözleri parlamış bana:

"Sen benim adıma bu projenin koordinatörüsün" demişti.

Ve ben de bürokraside, iş yapmanın değil, kıskançlığın, çapsızlığın ilk sıkıntıları orada yaşamıştım ama yanlış adama çatmışlar idi.

Daha sonra sevgili Müdürüm Doğan Yılmazkaya ile yürüttüğümüz projeler ve aşmak için yırtındığımız sorunlar.

Yönetim biraz da deneyim işlidir. Öyle kağıtta, kürekte yazdığı gibi olmaz; bilgi, deneyim ve ekip gerektirir. Laf ile peynir gemisi de yürümez. Çünkü muhataplarınız tek değildir. Bir işin yapılmasından, yarar umanlar da olur, zarar göreceğini düşünenler de!..

İşin en garip tarafı ise, sağ iktidarlar yılların iktidar ve yönetim deneyimleri ile insan kaynağı olarak çok şanslıdırlar.

Sol, sosyal demokratlar ise kalcı iktidar yaşamadıkları için yönetimleri hep emanet kadrolar ile idare etmeye kalkarlar.

Yönetim, ideoloji, bilimsel yaklaşım, proje ve inanmış kadrolar gerektirir. Yönetim ise bir savaştır. Öyle "mış gibi"si olmaz.

Sol, sosyal demokratlar partiler, demokrat ve aydın insanların yerel yönetimlerde gösterdikleri duyarlılıklar ile yerel iktidarları (belediye yönetimlerini) alırlar.

Hükümetlerde ise, derleme toplama ekipler ile yönetim sürecini yürütmeye çalışırlar.

Oysa Anadolu'da derler ki, "El, elin eşeğini türkü söyleyerek arar".

Bilirsiniz, Nasrettin Hoca eşeğini kaybetmiş eşeğini ararken de, şarkı, türkü bir şeyler mırıldanıyormuş. Onu gören köylüsü, "ya hoca, türkü söyleyerek, eşek mi aranır" der.

Hoca da, "tek umudum şu dağın arkası kaldı, eğer orada da bulamazsam, sen bendeki feryadı dinle" der.

Bizim sol, sosyal demokratlar yine "el ile eşek aramaya" başladılar, hadi hayırlısı. Değerli Hocam, Efsane Dekan, buralarda hala değişen bir şey yok. Herkes, "adamını, bulamazsa da, madamını arıyor".

Aaa tren geçiyor, hem de hızlısından, bize de ona bakmak düşecek gibi, hadi hayırlısı!..

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 35 90
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 35 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 35 37
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 35 33
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 35 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 36 43
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17