18.05.2023, 21:12

Seçimler üzerine

Öncelikle şunu belirtelim. Seçimler doğal akışında yapılmış olsaydı seçimlere dönük bütünsel bir genel değerlendirme yapacaktık. Ama son gelişmeler üzerine bu seçimlere dönük olanları dikkate alarak değerlendirme yapmak bu seçimleri meşrulaştıracağı için böyle bir değerlendirme yapmayı uygun bulmadığımızı özellikle belirtelim. Dolayısıyla şaibe, hile ve manipülasyona dönük son gelişmeler üzerine bir değerlendirme yapmak istiyoruz. Elbette böyle bir değerlendirme kişileri ve partileri suçlamak ve aklamayı kapsamayacaktır. Değerlendirmenin muhtevası son gelişmelerin bir sürece tekabül ettiğini nesnel saiklerle açıklamak olacaktır.

Önceki yazılarımızda gerek Muharrem İnce’nin “adam kazandı” tutumu, gerekse YSK konusunda değerlendirmelerimiz son gelişmeleri belirleyen başat unsurlar olacaktır. Gelinen noktada bugünü kavramak için bu iki olaya gönderme yapmak zorunlu olmuştur.

İnce’nin geçmişteki anlık tavrının derin yerlerin tehditleri, akçeli vaatler vb nedeni ile “adam kazandı” açıklaması yaptığını o günlerde de söylemiştik, bugünde daha net söylüyoruz. İnce’nin gelinen noktada siyasi bir mevta olması o günkü tavrı ile yakından ilişkilidir. Böyle bir durumda özellikle tehdit ( kendisine veya ailesine dönük ölüm tehditleri gibi ) tavrına karşı dik durup, teslim olmasa var olan saldırıları, oyunları bozacak ve caydırıcı olacaktı. Ama İnce ( elbette böyle bir sürecin zor olduğu kesin ) direnmek yerine teslimiyeti seçti. ( Partisinin de kendisine yeterli destek vermediği bugün daha net anlaşılıyor ) Uzatmıyoruz, İnce bu süreçteki somut gelişmeler ve kendi tavrı ile o günden bugüne bir daha toparlanamadı, pragmatik ve makyavelist tavrı temel özelliği olduğu için her türden savrulma anlamında adeta siyasi mevta oldu.

Parantez açıyoruz. Yine aynı veya benzeri süreç Nagehan Alçı olayı ile İmamoğlu’na dönük derin yerlerin operasyonu oldu. ( İmamoğlu’nun adeta adım adım yemek yemesi dahi izlenir oldu ) İmamoğlu’nun İstanbul halkı üzerindeki gücü ve etkinliği sonucu bu siyasi operasyondan vazgeçtiler. Daha sonra ise İmamoğlu’na dönük cezaevine gönderme tezgahı da henüz sonuçlanmadı. Yine Kaftancıoğlu’na dönük siyasi tasfiye operasyonu sonucu Kaftancıoğlu resmi görevi olan İstanbul il Başkanlığı görevini bırakmak zorunda kaldı.

Daha sonraki süreçte derin yerler Kılıçdaroğlunu teslim almaya çalıştı. Kılçdaroğlu’nu teslim alma süreci CHP içinde Truva Atlarının bağlantıları ile ( Elbette başta Tuncay Özkan olmak üzere, Özkan’ın resmi bilinenler olarak KRT ve ANKA sahipliği sonucu Saray ile akçeli işleri, borçları vb bilinmektedir ) şekillendi. Kılıçdaroğlu ise bu baskılara direndi , teslim olmadı. ( Israrla kendi unsurlarına benim arkamdamısınız diye adeta çağrı çıkardı ) Daha sonra diyalektik süreç işledi. Akşener üzerinden “ kazanan aday “ tartışması çıkarıldı veya başlatıldı. Kılıçdaroğlu böylece tasfiye edilmeye veya istifaya zorlandı ama bu operasyonda tutmadı.

Derin yerlerin Akşener’e dönük siyasi operasyonu da temelde Kılıçdaroğlu’nun tasfiyesine dönüktü. ( Özellikle Kılıçdaroğlu’nun 418 milyar dolar tavrı egemen kanatları da ciddi panik yarattı ) Akşener’in ortada hiç bir şey yokken anlık hakarete varan açıklaması ile istifa süreci yine Kılçdaroğlu’na dönük bir tezgahtı. Zaten İyi Parti içindeki faşistlerin Kılıçdaroğlu’na karşı olduğu, desteklemedikleri noktada Kılıçdaroğlu’nun kazanması zor olacaktı. Ama beklenmeyen tepki sonucu Akşener masaya zorunlu olarak tekrar döndü. Kılçdaroğlu’da zaten istifa etmediği için süreç o aşamada atlatıldı. Elbette bu süreçler siyasi mühendislik veya bir düğmeye basılması ile gerçekleşmedi. Diyalektik bütün ilkeler işledi ve süreç böylece ilerledi.

Devam eden süreçte bir tarafta Kılıçdaroğlu adaylığına karşı “kazanan aday” arayışı yani Kılıçdaroğlu’na karşı olan bir eğilim, diğer tarafta Kılıçdaroğlu’nun ısrarla aday olma isteği ve tutumu sonucunda zorunlu olarak Kılıçdaroğlu adaylığı kabul edildi. Bu süreçte Kılıçdaroğlu’na dönük manipülasyonlar devam etse de Kılıçdaroğlu teslim olmadı. Daha sonraki süreçte siyasi mühendislik faaliyeti başladı. Erdoğan seçim tarihini 1,2 yıl uzatması mümkünken 14 Mayısı seçim tarihi olarak açıkladı. Bugünkü yüzde 49 manipülasyonlu seçimler inandırıcı olmayacaktı. Dolayısıyla seçim tarihi netleşti. Yine Kılıçdaroğlu’na dönük özellikle örtülü tehdit ve baskılar devam etti.

Ara evreleri geçerek seçim gününe gelindi. Halk TV de seçim gününü izleyen herkes şaibe, hile, manipülasyonu rahatlıkla görecektir. Öncelikle şunu belirtelim. Halk TV de de son dönemde iç ve dış menşeli operasyonlar olduğu bilinmektedir. Bir dizi transferler şaibeli ve akçeli işleri gündeme getirdi. Seçim akşamı CHP’den aldığı ıslak imzalı tutanaklara göre sonuç açıklayan Halk TV ekibi Kılıçdaroğlu’nu önce uzun bir süre önde gösterdiler. Daha sonra sanki bir “görülmez el “ düğmeye bastı Halk TV ekibi Erdoğan’ı önde göstermeye başladı, ( Bu arada Halk TV ekibi Erdoğan’ın AA’ya dönük ardaki yüzde 10 farkı koruyun talimatı verdiğini açıkladılar ) anlık böyle bir değişikliği ekipten kimse sorgulamadı, bilinçli veya bilinçsiz sonuçları kabul etti.

Diğer tarafta ise aralıklarla sonuçlara dönük bilgi aktaran İmamoğlu ve Yavaş açıklamalarında özelikle İmamoğlu bir iki kez bilinçli bir şekilde Kılıçdaroğlu’ndan 13. Cumhurbaşkanımız diye söz etti. Sayısal verileri açıklayan Yavaş’da sabaha doğru Kılıçdaroğlu’nun 13, Cumhurbaşkanı olarak açıklanacağını belirtti. İşte bundan sonra ( Bugün daha net anlaşılıyor derin yerlerin Kılıçdaroğlu’na yönelik tehdit ve baskılar, İmamoğlu-Tuncay Özcan kavgası sonucu ) süreç kesildi. Düzenli aralıklarla bilgi için çıkan İmamoğlu ve Yavaş adeta buhar oldular.

AA dan alınan verilerle önceden hazırlıklı olarak, Kılıçdaroğlu’na dönük seçim akşamı da devam eden tehditlere rağmen Kılıçdaroğlu o gecede teslim olmayınca kazandığı seçimi zorunlu olarak yüzde 49 da tutularak ikinci tura bırakıldı. Eğer Kılıçdaroğlu “adam kazandı” deseydi ve çekilseydi, yüzde 50 ile Erdoğan kazandı diye ilan edilecekti. Kılıçdaroğlu’ndan beklenmeyen ( kişisel özelliğine de uygun olmayan ) bir tavırla yumruğunu masaya vurarak vurgulu ve heceleyerek “buradayım” açıklaması zaten kazanılmış seçimin 2. Turda da kazanılacağının değil kesin kazanılacağının teyidi oldu.

Bu noktada belirtelim ki bir dizi yazımızda YSK’ya bizler önemli ölçüde dikkat çektik. Seçimlere dönük hukuki olarak en yüksek organ olan ve kararları kesin olup değiştirilemeyen YSK yine açık ve örtük olarak bir dizi manipülasyon ve dijital hile ile gündeme geldi. Erdoğan’ın yasal olarak üçüncü kez aday olamaması gerekirken, Erdoğan’ın adaylığını onayladı. Yine Soylu’nun son günlerdeki bakanlığı eliyle manipülasyonunu YSK’nın reddetmesi seçim akşamı şaibesini örtmek için yapılmıştı.

Bütün bu gelişmeler üzerine gelinen noktada ne yapılmalı konusunda bir kaç madde ile önerilerimizi belirtmek istiyoruz. Bu öneri muhtevalı maddeler yalnızca Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesine dönük kişisel bir tavır değil, faşizme karşı küçük bir nefes almanın önemi için sosyalistler-komünistlerin Kılıçdaroğlu’nu desteklemelerinin devamı niteliğinde olduğunu da özellikle belirtmek istiyoruz.

Gelinen noktada Kılıçdaroğlu’na sosyalistler-komünistlerin yalnız oy desteği dışında kuşatılmışlığına dönük ablukanın dağıtılması içinde destek verdiklerini merkezi düzeydi belirtmelidirler.

Özellikle CHP tabanı aktif bir şekilde, gerektiğinde başat olarak sivil itaatsizlik eylemler boyutlu sokakları da kullanarak Kılıçdaroğlu’na desteğini açıklamalıdır.

YSK’nın istifası ( YSK önüne kitlesel bir çıkarmada dahil ) ısrarla ve sürekli gündemde tutulmalıdır.

Bu şaibeli, hileli seçimlerin meşruiyeti olmadığı için seçimlerin yeniden yapılması gündemde tutmalıdır.

Başta Kılıçdaroğlu ve diğer CHP yöneticileri gerek İnce olayı ve gerekse son Kılıçdaroğlu’na dönük gelişmeleri, gerçekleri tüm saydamlığı ile açıklamaya zorlanmalı, teşvik edilmelidir.

SONUÇ YERİNE

Elbette bu ve benzeri kirli ilişkiler yani şaibe, hile, manipülasyon yaşansa da 2. Tur gerçekliği de devam ediyor. Dolayısıyla karamsarlığa, duyarsızlığa, teslimiyete kesinlikle yer yok. Tersine bu kirli ilişkiler tüm siyasi ve toplumsal muhalefet bileşenlerini daha bileyip, daha aktif şekilde çaba içinde olmalarını sağlamalıdır.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9