Son günlerde; birçok yayın organında ve facebookta “Yeni yıl kutlaması yapmak günahtır” anlamına gelen yorum ve paylaşımları görünce bu konuyla ilgili olarak 26.12.2022 tarihinde yazmış olduğum yazımı yayınlama gereği duydum.
Yazımda adı geçen Muazzez İlmiye Çığ'ın yaşamını yitirmesinden başka değişen bir şey olmadı çünkü.
Konuya; Allah sağlıklı ve uzun ömürler versin, ülkemizin en yaşlı(101 yaşında) insanlarından ve Sümeroglarından biri olan Muazzez İlmiye Çığ’ın bu konuyla ilgili açıklamasını yazarak giriş yapmak istiyorum.
Hürriyet Gazetesinin 26 Aralık 2015 tarihli ekinde yer alan bir habere göre;
“Mersin’de yaşayan Muazzez İlmiye Çığ, Mersin Üniversitesi Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (MERKAM’ın) konuğu olarak öğrencilerle yapmış olduğu söyleşide; “Yılbaşı kutlamalarının, Türklerin İslamiyet öncesi dönemlerdeki geleneklerinden geldiğine “ dikkat çektikten sonra,
-Eski Türkler’de gökyüzü tanrısal bir güç olarak kabul edilirdi. Geceyle gündüz, kavga halindeydi. 21 Aralık tarihinin ardından günlerin uzamaya başlaması, kutsal kabul edilen güneşin kavgayı kazandığı gün olarak kabul edilir ve bunun için şenlikler düzenlenirdi. Bu kutlamalarda Akçam denilen çam dalı kullanılır, o çam dalının altına; Tanrı, iyi insanlara iyi şeyler sunduğu için hediyeler konulurdu. Tanrı gelecek yıl iyi şeyler versin diye de, o çam dalına iyi dilekler simgeleyen bezler ve süsler bağlanırdı. O gün; aileler bir araya gelir, yemekler yapılır, yenir, şarkılar söylenip dans edilirdi. Bugün Noel Baba olarak kabul edilen yaşlı adamın, gökyüzü tanrısının kötü kardeşi, yeryüzü tanrısı olduğuna inanılırdı.” diyor.
Eğer yılbaşı kutlamaları, günah ise o günahı bizim atalarımız yıllar öncesinde işlemişler yani.
Bu yoruma “Ama o kutlamalar, İslamiyet öncesindeydi” diyerek karşı çıkanlar olabilir.
Söz buraya gelmişken yıllar önce yaşamış olduğum bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öğretmenlik yaptığım bir beldede, Bayram namazı kılmak için camiye gittiğimde namazı kıldıran hocanın cemaate vaaz verirken bir anda; “Müslüman gülmez. Müslüman her daim üzgün yaşar. Neden mi, üzgün yaşar? Çünkü Müslüman olan biri, “”Bugün neden daha fazla ibadet etmedim?”” diye üzülür” şeklinde konuşmasına tanık olmuştum.
O vaazın günlerce etkisinde kaldım ve “Her insan, ruh haline ve çevresel etkilere göre güler, ağlar, sinirlenir, utanır. Müslüman da bir insan olduğuna göre neden gülmesin? Ya da bunları din adına dile getiren bir imam neden Allah’tan utanmaz?” diye düşündüm.
“Yeni yıl kutlaması yapmak günahtır. Çünkü Noel kutlamaları, bir Hristiyan geleneğidir” şeklindeki yorumlara her tanık oluşumda aynı olayı tekrar tekrar yaşarım.
Noel Baba, Antalyalı. Noel kutlamaları, bir Hristiyan geleneği olup ve 24 Aralık gününü 25 Aralık gününe bağlayan gece kutlanır.
Yılbaşı kutlaması ise Miladi takvim kullanan her ülkede 31 Aralık gününü 1 Ocak gününe bağlayan gece kutlanır.
Yılbaşı gecesini bir Hıristiyan geleneği olduğunu öne sürerek kutlamamak gerektiğine inananlara benim de bir çifte sözüm var.
Bunu hep birlikte sorgulayalım. Ancak başka şeyleri de sorgulayalım.
Hıristiyanlar karı-koca ve çocuk olarak ibadet yeri olan kiliseye giderken, Müslümanlar olarak aile boyu camilere neden gitmediğimizi sorgulayalım.
Benim dinimin ilk emri “Oku” olduğu halde okuma-yazma ve bilim alanında Hristiyan aleminin gerisinde kalışımızı da sorgulayalım.
“Temizlik imandan gelir” diye nutuk çekmek yerine imansız(!) Hristiyanların sokaklarının bizim sokaklarımızdan neden daha temiz olduğunu da sorgulayalım.
“Uzaya gitmenin şifresi, Kuran-ı Kerim’de yazıyor” demek yerine “Madem şifre Kuran-ı Kerim’de yazıyordu. O şifreyi neden biz çözmedik?” diye düşünmenin utancını yaşamayı da unutmayalım
“Yeni yıl kutlaması yapmak günahmış” Hadi canım sen de.
Yeni yıl kutlaması günah da hırsızlık, namussuzluk, yolsuzluk ve haksızlık yapmak, kul hakkı ve haram yemek günah değil mi?
“Yeni yıl kutlaması yapmak günahtır” dediğimizin yarısı, çeyreği hatta onda biri kadar “Hırsızlık, namussuzluk, yolsuzluk ve haksızlık yapmak, kul hakkı ve haram yemek günahtır” deseydik ne hırsızlık, ne namussuzluk, ne yolsuzluk, ne haksızlık, ne kul hakkı yemek, ne de haram yemek kalırdı.
Ne dersiniz?
