17.01.2024, 12:45

2024 ve sonrası: Daha mı iyi daha mı kötü?

Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, bu yılki yeni yıl mesajında şunları söyledi: “Küresel krizlerin artarak sürdüğü bir dönemde biz farkımızı bir kez daha göstererek üreten, istihdam eden, büyüyen, gelişen Türkiye'nin yıldızını yükselteceğiz. Evet, 2023 hedefleri başlangıçtı. Asıl çıkışımızı 'Türkiye Yüzyılıyla 2024’le birlikte başlatıyoruz. Bu mücadeleyi de sizlerin desteğiyle zafere ulaştıracağımıza yürekten inanıyoruz.” (1)

“Ayinesi iştir kişinin…”

AKP 22 yıldır ülkeyi tek başına yönetiyor ve başında önce Başbakan sonra da Cumhurbaşkanı sıfatıyla R.T. Erdoğan var. Nitekim bundan 11 yıl önce hazırlanan 10’uncu Kalkınma Planı’nın Temel Amaç ve İlkelerini açıklayan ikinci bölümünde şu ifadeler yer alıyordu:

“2023 yılında GSYH’nin 2 trilyon dolara, kişi başına gelirin 25 bin dolara yükseltilmesi; ihracatın 500 milyar dolara çıkarılması; işsizlik oranının yüzde 5’e düşürülmesi; enflasyon oranlarının kalıcı bir biçimde düşük ve tek haneli rakamlara indirilmesi hedeflenmektedir.” (2)

Planda böyle yazılsa da, geldiğimiz durum itibarıyla işsizliğin iki kat, resmi enflasyonunsa defalarca kat yüksek olduğu çok açık. Dahası iktidar blokunun elinde kalan tek savunma göstergesi olan “ekonomik büyüme verileri” açısından da büyük bir hayal kırıklığı yaşanıyor. Toplumun büyük çoğunluğunun ekonomik refahı ise, bırakın artmasını, daha da azaldı.

Gerçekleşme, hedeflenenin yüzde 50 gerisinde kaldı

Öyle ki bu planın hazırlandığı 2013 yılında cari fiyatla GSYH (milli gelir) 850,5 milyar dolar ve kişi başı gelir 12,582 dolar idi. 2022 yılı sonunda GSYH cari fiyatla 906 milyar dolara çıkarken (10 yılda toplamda sadece 55 milyar dolarlık bir artış oldu), kişi başı gelir 10,659 dolara geriledi. 2023 yılında ise rakamların 1,067 milyar dolar ve 12,415 dolar olacağı tahmin ediliyor. (3)

2024-2026 yıllarını kapsayan üç yıllık Orta Vadeli Programa (OVP) göre GSYH büyüklüklerinin sırasıyla: 2024’te 1,119 milyar dolar ve 2025’te 1,205 milyar dolar, 2026’da 1,318 milyar dolar ve kişi başı gelirin sırasıyla: 2024’te 12,875 dolar, 2025’te 13,717 dolar ve 2026’da 14,855 dolar olması bekleniyor. (4)

Özetle, 22 yıllık AKP iktidarının yönetimi altında geçirmekte olduğumuz Cumhuriyetin ikinci yüzyılında gerçekleşeceği söylenen 2 trilyon dolarlık toplam milli gelir büyüklüğü hedefinin yüzde 47, kişi başına gelir hedefinin yüzde 51 ve 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin yüzde 49 gerisindeyiz. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek ise artık hayal edilemeyecek kadar uzak bir hedef haline geldi.

Artan gelir ve servet dağılımı adaletsizliği, derinleşen yoksulluk, patlayan yolsuzluklar, hukuksuzluk, anayasa tanımazlık, demokratik hak ve özgürlüklere ve insan haklarına ilişkin yaygın ihlaller, haksız soruşturma ve tutuklamalarsa bu süreçte siyasal ve sosyal alanda yaşanan kötüleşmeden bazılarını oluşturuyor.

Yüksek enflasyon

Sıradan insanların hayatını en çok etkileyen enflasyonla başlayalım. TÜİK’e göre tüketici fiyatları endeksi (TÜFE), Aralık’ta aylık yüzde 2,9 ve yıllık yüzde 64,8 seviyesine yükseldi. Gıda, ulaştırma, sağlık ve eğitimde enflasyon ise yıllık enflasyon yüzde 71 ile yüzde 82 arasında oldu. ENAG’a göre, aylık artış yüzde 4,1 ve yıllık artış yüzde 127,2 oldu. İTO’nun açıkladığı verilere göre ise, İstanbul 2023 yılını yıllık yüzde 74,9 enflasyonla geride bıraktı.

Yani birbirinden ciddi anlamda farklılıklar gösteren üç enflasyon rakamı ile uzunca bir süredir karşı karşıyayız. Ancak enflasyonun üç haneli olduğunu aslında pazara, çarşıya çıkanlar, kiracılar, elektrik, doğal gaz faturasının ödemekte zorlananlar çok iyi biliyor.

Ekonomi yönetimi enflasyondaki bu durumu “enflasyon beklentilerinin henüz iyileşmemesi” ile açıklıyor ve faiz artırımı ve vergi artışları gibi talep kısıcı önlemleri artırarak sürdürüyor.

“Beklentiler Yaklaşımı” aslında son zamanlarda IMF’nin de benimsediği bir yaklaşım. Buna göre, “insanlar fiyatların artacağına inanırlarsa, fiyat artışlarından zarar görmemek için bugünden daha fazla şey satın almaya yönelirler, bu da aşırı talebe ve dolayısıyla fiyatların yükselmesine neden olur”. Nitekim IMF ekonomistleri, 2020’den bu yana “yakın vadeli enflasyon beklentilerinin” gelişmiş ekonomilerde fiyat artışlarının en büyük, gelişmekte olan piyasalarda ise ikinci en büyük etkeni olduğunu iddia ediyorlar. (5)

Enflasyon psikolojik değil

Yani bu yaklaşım altında yükselen enflasyon, tüketicilerin “irrasyonel beklentilerinin sonucu” olarak açıklanıyor, böylece enflasyon teorisi psikolojiye indirgeniyor. Oysa aşağıdaki grafiğe bakıldığında, şirket kârlarındaki artışın ve ithalat faktörleri gibi etkenlerin (arz tıkanıklıklarından kaynaklanan yüksek maliyetler gibi) yükselen enflasyonun ana etkenleri (başta şirket kârları olmak üzere) olduğu kolayca görülebilir. (6)

Zincir marketlerin fiyatlama davranışları enflasyon nedeni

Türkiye’deki yüksek enflasyonun ardındaki gerçek faktörleri anlamaya yardımcı olabilecek bir çalışma ise yakınlarda Merkez Bankası bünyesinde yapıldı.

Bu çalışmada, Türkiye’de gıda perakende sektöründe faaliyet gösteren zincir marketlerin fiyatlama davranışları betimsel olarak inceleniyor, günlük olarak düzenli veri temin edilebilen ve Türkiye genelinde yaygın olan zincir marketlerden derlenen saha verileri kullanılıyor ve tüketici fiyat endeksi sepetinde görece yüksek ağırlığa sahip ve birbirine benzer gıda ürünleri gibi ürünlerin fiyat dinamikleri analiz ediliyor.

Çalışmadan elde edilen bulgular, marketlerin kendi markalı ürünlerinde fiyat değişikliklerini eşzamanlı/yakın zamanlarda yaptıklarını ve zaman içinde marketler arası fiyat farklılıklarının azaldığını ve fiyat seviyelerinin birbirlerine belirgin bir şekilde yakınsadığını ortaya koyuyor. (7)

Nitekim aşağıdaki grafik TÜFE sepetinde yüksek ağırlığa sahip UHT süt, dana eti, tavuk eti, kuru fasulye ve nohut ürünlerinin A, B, C ve D zincir marketi fiyat seviyelerinin nasıl birbirlerine yakınsadığını gösteriyor. (8)

Özetle, perakende gıda piyasasının yüzde 85’inden fazlasını kontrol eden A101, Ekomini, BIM, Şok ve Migros gibi zincir marketlerin bir oligopol piyasası gibi çalışarak fiyat belirledikleri ortaya çıkıyor. Bu da en azından manşet enflasyonun ortalama 10 puan üzerinde çıkan gıda ve alkolsüz içecekteki enflasyonun ardındaki asıl faktörün bu şirketlerin fiyatlama davranışlarından kaynaklanan yüksek kâr marjları olduğunu gösteriyor. Bu aynı zamanda “işçi ücretlerine yapılan zamların enflasyona neden olduğu” biçimindeki iddianın da içinin boş olduğunu ortaya koyuyor.

O halde bu noktada bu şirketlerin mevcut iktidar bloku tarafından, küçük üretici, tüketici ve küçük köylü aleyhine olmak üzere neden yıllardır desteklenip büyütüldüğünü de sorgulamak gerekiyor.

Maddi temeli olmayan beklenti yol gösterici olmaz

Bizdeki ekonomi yönetiminin de sıkı sıkıya sarıldığı Beklentiler Yaklaşımına geri dönelim. İşin özü, “her beklentinin maddi temeller üzerinden şekillendiği ya da bir başka anlatımla beklentilerin gerçek nedenleri takip ettiğidir”. Bu konuda aşağıda verdiğimiz iki örnek yeterlidir.

Örneklerin ilki küresel ısınmanın neden olduğu kuraklık ile ilgili ve yine bir IMF araştırmasından. Buna göre, Panama Kanalından her ay yaklaşık 1.000 gemi geçiyor ve bu gemilerle toplamda 40 milyon tondan fazla mal taşınıyor (küresel deniz ticareti hacminin yaklaşık yüzde 5’i). Ancak son zamanlarda Atlantik ve Pasifik Okyanusları arasındaki bu hayati bağlantıdaki su seviyeleri, kanalın 143 yıllık tarihindeki en kötü kuraklık nedeniyle kritik seviyelere düştü. Kanalı besleyen Gatún Gölü'ndeki yetersiz yağış nedeniyle uygulanan kuraklık kısıtlamaları, sevkiyatta gecikmelere neden oldu ve 2023 yılında 15 milyon tonluk bir azalmaya yol açtı. Panama, Nikaragua, Ekvator, Peru, El Salvador ve Jamaika'daki limanlar, toplam deniz ticaret akışlarının yüzde 10 ila yüzde 25’inin etkilenmesiyle en çok zarar gören limanlar oldular. Ancak kuraklığın etkileri Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’ya kadar hissediliyor. (9)

Böylece kuraklıktan kaynaklı uluslararası meta ticaretindeki daralmanın bu metaların fiyatlarını artırması, bunun da ithalattan kaynaklı enflasyonu yükseltmesini doğal karşılamak gerekiyor.

Savaşlar ve çatışmalar enflasyon nedeni

İkinci örnekse savaşların ya da jeopolitik gerginliğin fiyatlar üzerindeki etkisi ile ilgili.

Savaşlar ya da çatışmalar yüzünden ortaya çıkan sevkiyattaki aksamalar, birçok ülkeye giden ve birçok ülkeden gelen mal trafiğini etkilediğinden, potansiyel olarak dünya çapında çok daha büyük etkilere sahip. Bu noktalara alternatif güzergâhlar bulmak imkânsız olmasa da zor. Bu durum belki de en etkileyici biçimde 2021 yılında Süveyş Kanalı tıkanıklığında, bir konteyner gemisinin kanal boyunca sıkışması ve yaklaşık bir hafta boyunca günlük 9,6 milyar dolarlık ticareti engellemesiyle ortaya çıkmıştı. (10)

Nitekim Holland ve Xie bir makalelerinde, “Batı, Süveyş’e giderken ya da Süveyş’ten gelirken Bab’dan geçen dünya ticaretinin yüzde 10’unun aksamasının maliyetine katlanmak zorunda kalacak” diye yazıyorlar. Onlara göre tehlike, “küresel ticaretin çarklarına büyük bir avuç dolusu kum dökülmesidir ki bu da büyüme ve birçok piyasa için kötü haberdir.” Aşağıdaki grafik ise Hamas-İsrail çatışmasını ilk gününden bu yana uluslararası konteyner taşımacılığı fiyatlarının nasıl arttığını gösteriyor. (11)

Orta Doğu’da savaşın yayılma ihtimali artıyor

Ayrıca, İsrail hükümetinin bazı üyelerinin savaşı Lübnan’a ve kuzeyde İsrail güçleriyle çatışan İran destekli Hizbullah’a doğru genişletmekten yana olduğu biliniyor.

Böylece savaş Orta Doğu’da yayılma riski taşırken, ABD öncülüğündeki “Uluslararası Koalisyon Güçlerinin” geçtiğimiz Perşembe gecesi Yemen’deki Husi hedeflerine yönelik saldırılarıyla Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ne de sıçradığını gösteriyor. Öyle ki Yemen’e ve halkına yönelik saldırılar düzenlendi, uçaklar ve donanma birçok şehri vurdu, havaalanlarını ve diğer altyapıyı bombaladı.

  1. BM Genel Sekreteri A. Guterres, Gazze’de devam eden savaşın ortasında Kızıldeniz'deki çatışma durumunun daha da tırmanmasını önlemek için ülkelere çağrıda bulundu. BM Güvenlik Konseyi, Gazze’deki savaş 100’ncü gününe yaklaşırken önce Gazze’den zorla göç ettirme tehditlerini, ardından da Kızıldeniz ve çevresinde tırmanan çatışmaları ele alarak Orta Doğu'da kötüleşen durumla ilgili iki toplantı düzenleme kararı aldı. (12)

Bu savaş Kızıldeniz’den geçişi çok daha çok tehlikeli hale getireceğinden, en azından bir süre için Uzak ve Orta Doğu'dan mal ve hammadde nakliyatının maliyetinin artması kaçınılmazdır. Zira Süveyş kanalı devre dışı kalabilir. Bu durum, hali hazırda düşmekte olan enflasyonun tekrar yükselişe geçeceği endişesi ile Avrupa ülkelerindeki faiz indirimine yönelik alınan kararların ertelenmesine, hatta faiz oranlarının tekrar yükseltilmesine dahi neden olabilir.

Sonuç olarak

Tüm bu olgular, “beklentilerin” ancak daha sonra, yani insanlar fiyatların keskin bir şekilde artmaya devam edeceğini anlamaya başladıklarında kötüleşmeye başladığını kanıtlayan maddi temellerdir.

Bu yüzden de örneğin iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklıklara önlem almadan ya da jeopolitik gerilimlerin yol açtığı çatışmaları ortadan kaldırmadan veya ülke içindeki kutuplaştırıcı, savaşçı-militarist, anti demokratik politikalara ve uygulamalara son vermeden ekonomide enflasyon beklentilerini iyileştirmek, buradan hareketle de enflasyonu aşağıya çekebilmek mümkün değildir.

Türkiye’de ise enflasyon Avrupa ülkelerindekinden 10 kattan daha yüksek seyrediyor ve bu enflasyonun sadece yüksek bütçe açıkları, pompalanmış tüketim harcamaları gibi değil, aynı zamanda yüksek kur ve yükselen faizlerden kaynaklı maliyet yönlü nedenleri de ve politik nedenleri de var.

Bu yüzden de bu yıl da resmi enflasyon yüzde 60-70 bandında olmak üzere yüksek seyretmeye devam edecektir. Bu bağlamda faiz artırımları biçimindeki talep kısmaya yönelik önlemlerin enflasyonu düşürücü etkileri sınırlı kalacağı gibi, bu önlemler kaçınılmaz olarak üretimi ve ekonomik büyümeyi yavaşlatacak, şirket iflaslarını, işsizliği ve yoksulluğu artıracak ve ekonomik krizin faturasının bir kez daha yoksul halklara kesilmesiyle sonuçlanacaktır.

Devam edecek…

Anahtar sözcükler: Arz tıkanıklıkları, Beklentiler Yaklaşımı, Enflasyon, Küresel ısınma, Savaş, Zincir marketler.

Dip notlar:

  1. https://www.aa.com.tr/tr/gundem/cumhurbaskani-erdogan-2023-hedefleri-baslangicti-asil-cikisimizi-turkiye-yuzyili-ile-2024te-baslatiyoruz (31 Aralık 2023).
  2. https://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2022/08/Onuncu_Kalkinma_Plani-2014-2018.pdf, s. 27 (25 Temmuz 2023).
  3. Age; TÜİK, Dönemsel Gayrisafi Yurt İçi Hasıla, IV. Çeyrek: Ekim - Aralık, 2022, https://data.tuik.gov.tr (28 Şubat 2023); Orta Vadeli Program (2024-2025-2026) Tablo 1.1, s. 41.
  4. Orta Vadeli Program (2024-2025-2026) Tablo 1.1, s. 41.
  5. https://thenextrecession.wordpress.com/assa-2024-part-one-the-mainstream-growth-uncertainty-inflation-confusion-climate-paralysis (8 January 2024).
  6. https://www.imf.org/en/Blogs/Articles/charts-spotlight-inflation-economic-growth-globalization-and-climate-change (12 January 2024).
  7. Muhammed Bahça, Tunç Bayram, Huzeyfe Torun, “Gıda Perakende Sektöründe Fiyat Belirleme ve Değiştirme Dinamikleri, TCMB Ekonomi Notları Sayı: 2023-10 (5 Aralık 2023).
  8. Agr., s. 5.
  9. https://www.imf.org/en/Blogs/Articles/climate-change-is-disrupting-global-trade (15 November 2023).
  10. https://theconversation.com/red-sea-crisis-suez-canal-is-not-the-only-choke-point-that-threatens-to-disrupt-global-supply-chains (15 January 2024).
  11. https://www.bloomberg.com/news/newsletters/2023-12-30/bloomberg-new-economy-how-geopolitics-might-crash-a-2024-soft-landing (30 December 2023).
  12. https://news.un.org/en/story/2024/01/1145497(15 Ocak 2024).

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Beşiktaş 35 54
5. Başakşehir 34 52
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 34 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 9
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. Newcastle 35 56
7. M. United 34 54
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 36 48
11. Wolves 36 46
12. Fulham 36 44
13. Brighton 34 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 34 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 34 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 34 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 34 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14