20.12.2024, 10:41

ARAP BAHARI, İSRAİL BAHARI OLMASIN

 Urfa'da, Suriye uyruklu -13 yaşındaki- bir çocuğun, Atatürk büstüne çıkıp bacak bacak üstünde poz vermesi,
  Bir eğlence merkezinde, şımarık bir turist grubunun, 50 liramızı yakarak çevresinde dans etmesi,
  Dilovası'nda, bir köpeğinin öldürülmesini nedeniyle -olaydan sonra sınır dışı edilen- 10 Suriyelinin başlattığı sokak olayları,
  Mersin'de "Denize girmek, tehlikeli ve yasaktır" levhası bulunan ve birkaç gün önce, Suriyeli boğulanlar olan yerde resim çeken gazetecinin, Suriyeli bir grup tarafından saldırıya uğraması,
  İç karışıklık çıkarmak veya Türkiyeli ile Suriyeli kavgasının fitilini ateşlemek isteyen bir grubun eylemleri olabilir mi?
  Yukarıda yazdığım eylemleri hazırlayanlar ve o eylemlere katılanlar, bir an önce yakalanmalı ve yabancı ise ülkesine, yerli suçlular ise cezaevine gönderilmelidir
  Saydığım eylemler, Suriyelilere verilen hizmet ve ücretten dolayı şımarmaktan kaynaklanıyorsa; Suriyelilere ödenen para, asgari ücret kadar veya daha fazlası ise onlara verilen sağlık hizmeti, asgari ücretle çalışan yurttaşımızla aynı düzenleme kapsamında olsun.
  Ülkemizde yaşadıklarına göre Suriyelilerin sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok haktan yararlanması gerekir ama özellikle sağlık hizmetlerindeki suistimaller tespit edilerek gereken önlemler bir an önce alınmalıdır.
  Birkaç yıl önce, konuk olduğum Suriyeli bir ailenin evindeki poşet poşet ilaçları görünce “Bu ilaçları, kim kullanıyor? Rahatsızlığı ile ilgili yardımcı olabileceğim bir durum var mı?” diye sorduğumda “Bize ilaçlar bedava. O nedenle, evde bulunsun diye yazdırdık” yanıtını alınca “Ekmek Hıdır’ın, yiyip yiyip kudurun” sözümüzü anımsadım.
  Söz, kudurmaktan açılmışken; birkaç yıl önce, berberde tıraş olurken, Suriye’den gelen biri ile yaşadığım bir tartışmayı anlatmadan geçemeyeceğim.
  Birkaç yıl önce; tıraş olduğum işyerine gelen Suriyeli biri ile Hataylı bir Arap olan berber Arapça bir şeyler konuştuktan sonra berber “Hocam, Arapça bilmiyor ama sen, Türkçe biliyorsun. Türkçe konuşalım da, Hocama ayıp olmasın” dediği için Türkçe konuşmaya başladılar.
  Adam “Whatsap’ta, Suriyeli gençlerden oluşan bir grup kurduklarını ve başları sıkışınca o gruba yazarak yardım isteyip birkaç dakika içerisinde kalabalık bir grup olduklarını” söyleyince, ben de “O tür bir grup kurmak, yasalarımıza göre suç. Allah korusun, ceza bile alabilirsiniz” dedim.
  Adamdan -en azından- teşekkür etmesini beklerken “Bize, hiçbir şey olmaz. Bizim arkamızda, Tayyip var” karşılığını alınca, epey sinirlendim ve “Sen, kimsin de, bizim cumhurbaşkanımızdan ‘Tayyip’ diye söz edebiliyorsun? Haddini bil. Senin ‘Tayyip’ diye andığın insan, sana ve senin gibilere, bu ülkenin kapısını açmış. Hiç değilse ‘Recep Tayyip Erdoğan’ demen gerekmiyor mu?” diye bir çıkış yaptım.
  Tepkim karşısında, korkuyla karışık bir panik yaşayan adam, berber ile vedalaşıp gitti.
  Yukarıdaki metni, 04.07.2023 tarihinde, sosyal medya hesabımda paylaşmıştım.
    Suriye'de yaşananlardan sonra, büyük bir çoğunluk "Dış Politika" ve "Uluslararası İlişkiler" Uzmanı oldu.
  Onlardan biri de ben olduğum için aklıma geleni yazacağım.
  Suriye’deki yönetim değişikliğinden sonra “Acaba, Başer Esad korkusuyla ülkemize gelen ve Başer Esad devrilince sevinç gösterisi yapan Suriyeli yurttaşları görünce "Tez zamanda, ülkelerine dönerler" diye düşünmeye başladım.
  Yazımı, Suriye’nin inanç yapısı ve yönetim değişikliği ile ilgili bir şeyler yazarak sürdürmek istiyorum.
  Suriye Devleti, kurulduğu 1946 yılından başlayıp Başer Esad yönetimi sona erene kadar Aleviler tarafından yönetildiği halde, Suriye’deki Alevi nüfusu, toplam nüfusun %20’sinden bile azdır.
  Suriye nüfusunun, büyük bir çoğunluğu Sünni’dir çünkü.
   Suriye’de; Sünni Araplar, Nusayri Araplar, Kürtler, Dürziler, İsmaililer, İmamiler, Asuriler,  Türkmenler, Ermeniler, Aramiler, Çeçenler vardı.
  Bu listeye, son olarak Selefi Cihatçılar eklendi.
  Suriye’de, bundan sonra, Sünni bir yönetimin işbaşında olacağını düşüyorum.
  HTŞ, Türkiye sınırındaki SMO ve doğal kaynakların büyük bir çoğunluğunun elinde bulunduran YPG-PYD yetkilileri ile bir anlaşmaya varmadan, Suriye'yi, kolay kolay yönetemez.
  Yönetmeye kalkarsa, iç çatışmalar kaçınılmaz olur ve kaybeden taraf HTŞ olur.
  Ülke, federal bir yapıya geçmez veya bağımsız birkaç devlet ortaya çıkmaz ise SMO ve Kürtler, devlet yönetiminde ne kadar söz sahibi olur?
  Onu, zaman gösterir ama ben “Suriye -küçük devletler kurulmasa bile- 3 veya 4, hatta 5 parçaya bölünebilir ve ilerleyen zaman diliminde -2 grup da, ABD ve yandaşları tarafından desteklendiği halde- Kürtler ile Şeriat yanlıları arasında şiddetli çatışmalar olabilir” diye düşünüyorum.
  Önce Hüsnü Mübarek, ardından Saddam Hüseyin ve Muammer Kaddafi, sonra Başer Esad yok edildi ve önünde "dikensiz gül bahçesi" bulan İsrail Hükumeti, Golan'ı işgal etti.
  İsrail, Golan’ı, neden mi işgal etti?
  Birincisi, Golan’da, tarım yapmak için su ve verimli topraklar var.
  İkincisi, İran’dan gelecek saldırıları anında etkisiz hale getirecek ve İsrail’i, daha iyi korumak için uygun olan -yüksek rakımlı- Golan Tepesi var.
  Üçüncüsü ve en önemlisi, Yeni Suriye yönetimi oluşurken, en önemli güç olmak…
  Yeni Suriye yapılanması için en önemli güçler; Amerika Birleşik Devletleri, İsrail, Türkiye, İngiltere, Fransa ve bölgedeki gücünün önemli bir bölümünü kaybetse de Rusya olacak çünkü. 
  “Dördüncü, beşinci…” diye başlayarak sıralayacak başka nedenler de var ama yazımın konusu o olmadığı için 3 neden yazmayı, tercih ettim.
  Son gelişmeleri görünce, insanın aklına "Arap Baharı, İsrail Baharı olmaya mı başladı?" diye sormak geliyor.
  Esad yönetimi düşünce; İsrail'in, Gazze'de yaptıkları Gündem'den düştü ve İsrail Golan'ı da ele geçirdi. Suriye'nin askeri gücünü de neredeyse yok etti çünkü.
 Esad'ı, 2 haftada deviren SMO ve -ABD destekli- HTŞ, birkaç gün içerisinde, Golan'a yerleşen -ABD destekli- İsrail güçlerini de söküp atar mı?
  Yoksa, ABD ne isterse onu mu yapar?
  Onu da zaman gösterecek.
  Suriye’de, ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın; Türkiye Cumhuriyeti olarak biz, en uzun sınırımız olan Suriye sınırı güvenliğimizi sağlayacak adımlar atmalıyız.
  Bu konuya, başka bir yazımda, ayrıntılı olarak değineceğim...
  Neredeyse herkes "Suriyeliler, ülkelerine döner mi?" diye merak ediyor ve soruyor.
  Ben, kesin dönüş oranının, ℅30-35 en fazla ℅50 civarında olacağını ve onların büyük bir çoğunluğunun, ülkemizde, geçim sıkıntısı çeken işsiz güçsüzlerden oluşacağını sanıyorum.
  Yeni yönetimden rahatsız olduğu için yeni gelenler olmaz inşallah.
  Gidenlerin oradaki mal varlıkları ile ilgili işlerini yoluna koyunca, bayramlardan sonra olduğu gibi geri dönme olasılığını da, unutmamak gerek. 
  T.C yurttaşı olanların, Suriye'ye döneceğini sanmıyorum.
  Onlar, bir bakıma "Almancı" dediğim yurttaşlarımız gibi gah orada, gah burada yaşar.
  Yazımı, bir alıntıyla bitirmek istiyorum.
  "Sayın Clinton,
  Eğer ABD, Irak'a girerse, Ortadoğu'da en az 30 yıl sürecek savaşlar dönemi başlar. Milyonlarca insan ölür.
  Türkiye böyle bir olayın parçası olamaz.
 Irak operasyonunun kuzeyden Türkiye'den yapılmasına bu nedenle onay ve yardım veremeyiz."(alıntı)
  Yukarıdaki sözü, 1999 yılında, Başbakan Bülent Ecevit, ABD'de -Clinton ile yüz yüze görüşürken- söylemiş. 
  Ecevit, o sözü söyleyeli 25 yıl olmuş.
  30'a 5 kalmış yani.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9