27.12.2024, 11:39

Asgari ücret yetmiyorsa Halep burması ya da Şam tatlısı verelim!

Beklenen oldu ve siyasal iktidar patronların ve IMF’nin taleplerine uygun biçimde asgari ücret artışını yüzde 30 ile sınırladı. Böylece yeni yıldan geçerli olmak üzere asgari ücret 22 bin 104 lira oldu.

Açlık ücreti!

Mevcut resmi enflasyon oranının dahi altında kalan bu artış, aileleriyle birlikte 40 milyona yakın işçiyi, emekçiyi en az 1 yıl daha açlık ücretiyle yaşamaya mahkûm edecek.

Oysa 2025 yılının 2024’ten çok daha kötü olacağını en iyi, bir gece ansızın toplanıp asgari ücret zammının ne olacağına karar veren siyasal iktidarın ve patronların sözcüleri biliyorlar.

2025 çok daha kötü olacak!

2025 yılı, özellikle de emeği ile geçimini sağlayanlar, yoksul köylüler, gençler, ev kadınları ve çocuklar için kaynakların daha da kısıtlandığı, buna karşılık ağır yaşam maliyetlerinin yükünün daha da artacağı bir yıl olacak.

Çünkü her şeyden evvel, seneye ekonomi çok daha yavaşlayacak. Öyle ki OECD’nin son raporuna göre, Türkiye ekonomisi uzun zaman sonrasında ilk kez dünya ekonomisinin ortalamasının altında büyüyecek. Söyle ki seneye dünyada ekonomik büyüme ortalamasının yüzde 3,3; buna karşılık Türkiye ekonomisinin büyümesinin yüzde 2,6 olması bekleniyor. (1)

Hatırlatalım, dünya ekonomisi küçülürken, Covid-19 Pandemisi koşullarında bile, Türkiye ekonomisi, Çin ile birlikte büyüyebilen nadir ekonomiler arasındaydı. Ancak kötü haber: Önümüzdeki yıl bu pozitif ayrışma tamamen tersine dönecek.

Hayat pahalılığı ve işsizlik sürecek!

Dahası, enflasyon gelişmiş ve yükselen piyasa ekonomilerinin çoğunda merkez bankası hedeflerine geri dönerken (2), Türkiye’de hala resmi olarak yüzde 50’ye yakın seyrediyor. Gıda ve enerji enflasyonu ise manşet enflasyondan daha yüksek. Üstelik yoksulun, emekçinin enflasyonu zenginin enflasyonunun neredeyse iki katı kadar ağır hissediliyor.

Yeni bir savaş enflasyonu körükler!

Seneye enflasyonda ciddi bir düşüş beklenmemeli. Hele bir de Suriye’nin kuzeyinde patlayacak bir savaş Türkiye’deki enflasyonu azdıracak ve yoksullaşmayı artıracaktır.

Keza, birçok ülkede işsizlik oranları tarihsel olarak düşük seviyelerde seyrederken, Türkiye’de özellikle de geniş tanımlı işsizlik yüzde 27,6’ya yükseldi ve gerçek işsiz sayısı 11 milyonu buldu. (3)

Dışarıda, düşen enflasyonla birlikte güçlü reel ücret artışı sürerken, Türkiye’de ücretler yüksek enflasyon ve adaletsiz gelir vergisi tarifesi nedeniyle erimeye devam ediyor.

Sosyal çürüme hızlanacak!

Türkiye ekonomisi yüksek hızda büyürken de işsizlik daha düşük seyrederken de işçi sınıfının ekonomik büyümeden aldığı payın (milli gelirin içindeki payı) üçte biri geçmediğini biliyoruz. Ancak ekonomi yavaşladığında ya da fiilen küçüldüğünde bunun emekçiler üzerindeki olumsuz etkileri çok daha fazla olacaktır.

İşsizlik ve yoksulluk artacak, bireysel borçlanma ve şirketlerin borçlanması zorlaşırken, birikmiş borçların ödenmesi daha da zorlaşacaktır. Bu durum mevcut sosyal çürümeyi daha da hızlandıracak ve ülkedeki mafyatik organize suç örgütleri, uyuşturucu satışları, iş ve kadın cinayetleri, finansal usulsüzlükler, yolsuzluklar ve suç oranları artmaya devam edecektir. Bunu da bildiği için siyasal iktidar onlarca yeni cezaevi inşa etme peşindedir.

Bu durum ortada iken “enflasyonu düşürmeye çalışıyoruz, bir yıl daha dişimizi sıkalım” diyerek, asgari ücrete sadece yüzde 30 artış yapan siyasal iktidar, muhalefetin üzerinde uyguladığı siyasal baskılarla ve Suriye üzerinden yükselttiği milliyetçilik duygusunun arkasına alarak, ülke nüfusunun yüzde 50’sini açlık ve yüzde 80’ini yoksulluk sınırının altında ücretlerle yaşamaya mahkûm etmeyi hedefliyor.

Diğer taraftan bu suçlardaki artışların temel nedeninin işsizlik, açlık, gelir bölüşüm adaletsizliği, cezasızlık ve hukuksuzluk olduğu çok iyi biliniyor. Bu gerçeğe rağmen insanlar açlık sınırının altında ücretlerle çalışmak zorunda bırakılıyor.

“Sorunu yaratan sorunu çözemez!”

Oysa emekten yana bir iktidar söz konusu olsaydı, sosyal devlet göreve çağrılır ve emekten yana gelir politikaları, sosyal politikalar ve yeniden bölüştürücü bütçe ve vergi politikalarını hayata geçirilirdi.

Ancak militarizm ve siyasal İslam ile karmalanmış milliyetçiliği arkasına alan oligarşik yapıdan emekten, insandan ve doğadan yana ekonomi politikaları ve sosyal adalet uygulaması beklenemez, beklenmemeli.

Emek, doğa ve kadın sömürüsünden ve kutuplaştırma ve ötekileştirmeden kaynaklı gerginliklerden beslenenlerin kendilerine ne kadar daha şans verilirse verilsin bu sorunları çözmeleri mümkün değil.

Niyetleri de yok. Tam tersine siyasal iktidar, başta asgari ücret zammının yarattığı hayal kırıklığı ve 2025’te karşılaşacağımız yeni kemer sıkma önlemleri olmak üzere, çok sayıda ciddi sorunu yeni “fetih” hikayeleriyle unutturmaya çalışıyor.

Ne yapmalı?

Öncelikle mevcut durumu teşhir etmek, bu yapılanların işçi sınıfına karşı sermaye sınıfının açmış olduğu yeni bir savaş olduğunu emekçilere ve tüm topluma anlatmak gerekiyor.

Sadece teşhir etmez yetmez, mücadele de gerekiyor. İşçi sınıfı, öz örgütleri olan sendikalarını harekete geçirmeli, sendika yönetimlerini sermayeye karşı harekete geçmeye zorlamalıdır. İşçiler, sendikalar ve tüm emek örgütleri ekmeklerinin ellerinden alındığı açlığa mahkûm edildikleri böyle zamanlarda ayağa kalkmayacak da ne zaman kalkacaklar?

İşçi sendikaları, başta iktidar bloku ve sermaye tarafından tek taraflı olarak dayatılan açlık ücreti düzeyindeki asgari ücreti ve her türden kemer sıkmayı reddetmeliler ve insan onuruna yaraşır bir asgari ücret talep etmeliler.

Keza devlet bütçesinden emekçilere, emeklilere ve yoksullara dönük sosyal harcamaların artırılmasını ve bu giderlerin finansmanı için sermayedarların ve zenginlerin daha fazla vergi ödemesini talep etmeliler.

Sonuç olarak

Muhalefet partileri, demokratik kitle örgütleri ve meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri işçilerin, emekçilerin haklı taleplerini desteklemeliler. Bu desteklerini sadece Meclis’te değil, meydanlarda, sokaklarda, mahallelerde ve işyerlerinde düzenleyecekleri kitlesel gösterilerle ortaya koymalılar.

İktidarın yeni “fetih” hikayesine karşı, ayakları yere basan, insandan, emekten, doğadan, sosyal adaletten ve eşit bölüşümden yana yeni bir sosyal hikayeyi zor durumdaki kitlelere en basit dille ve en etkili araçlarla anlatmalı ve onları ikna etmeliler.

Anahtar sözcükler: Açlık ücreti, Asgari ücret, Demokrasi, Ekonomik büyüme İşçi sendikaları, OECD raporu.

Çizgi: Ercan Akyol

Dip notlar:

  1. https://oecdecoscope.blog/resilience-in-uncertain-times (17 December 2024).
  2. Agr.
  3. TÜİK İşgücü İstatistikleri, Ekim 2024, https://data.tuik.gov.tr (10 Aralık 2024).
Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 95
2. Fenerbahçe 36 84
3. Samsunspor 36 64
4. Beşiktaş 36 62
5. Başakşehir 36 54
6. Eyüpspor 36 53
7. Trabzonspor 36 51
8. Göztepe 36 50
9. Rizespor 36 49
10. Kasımpaşa 36 47
11. Konyaspor 36 46
12. Alanyaspor 36 45
13. Kayserispor 36 45
14. Gaziantep FK 36 45
15. Antalyaspor 36 44
16. Bodrum FK 36 37
17. Sivasspor 36 35
18. Hatayspor 36 26
19. A.Demirspor 36 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 38 72
2. Gençlerbirliği 38 68
3. Karagümrük 38 66
4. İstanbulspor 38 64
5. Bandırmaspor 38 64
6. Erzurumspor 38 64
7. Boluspor 38 61
8. Iğdır FK 38 58
9. Amed Sportif 38 57
10. Ahlatçı Çorum FK 38 54
11. Ümraniye 38 53
12. Esenler Erokspor 38 52
13. Sakaryaspor 38 51
14. Keçiörengücü 38 51
15. Manisa FK 38 48
16. Pendikspor 38 48
17. Ankaragücü 38 48
18. Şanlıurfaspor 38 40
19. Adanaspor 38 30
20. Yeni Malatyaspor 38 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 38 84
2. Arsenal 38 74
3. M.City 38 71
4. Chelsea 38 69
5. Newcastle 38 66
6. Aston Villa 38 66
7. N. Forest 38 65
8. Brighton 38 61
9. Bournemouth 38 56
10. Brentford 38 56
11. Fulham 38 54
12. C.Palace 38 53
13. Everton 38 48
14. West Ham United 38 43
15. M. United 38 42
16. Wolves 38 42
17. Tottenham 38 38
18. Leicester City 38 25
19. Ipswich Town 38 22
20. Southampton 38 12
Takımlar O P
1. Barcelona 38 88
2. Real Madrid 38 84
3. Atletico Madrid 38 76
4. Athletic Bilbao 38 70
5. Villarreal 38 70
6. Real Betis 38 60
7. Celta Vigo 38 55
8. Rayo Vallecano 38 52
9. Osasuna 38 52
10. Mallorca 38 48
11. Real Sociedad 38 46
12. Valencia 38 46
13. Getafe 38 42
14. Espanyol 38 42
15. Alaves 38 42
16. Girona 38 41
17. Sevilla 38 41
18. Leganes 38 40
19. Las Palmas 38 32
20. Real Valladolid 38 16