23.04.2025, 16:05

ÇOCUKLUK SİZDE KALSIN

 Bundan önceki yazıma “Her çocuk doğarken eşit doğar. Nerede, ne koşulda, ne zaman doğarsa doğsun tertemiz, işlenmeye hazır bir maden olarak gelir dünyaya. Ailesi paralı da olsa parasız da, esmer de olsa sarışın da, beyaz da olsa kızıl derili de olsa bu böyledir.

Çok temiz birer madendir onlar. Rengini, etnik kimliğini, dinini... bilmeyen madenler. Doğruyu, yanlışı, yalanı bilmeyen madenler. Hırsızlığı, yolsuzluğu, adam öldürmeyi bilmedikleri gibi sorumluluk almayı da bilmeyen canlı madenler.
 

Onlara nasıl şekil verirsek öyle olurlar.
  Ancak genellikle bizler, onların üzerinde birçok yanlışa imza atarız” diye başlamıştım.
  Yarının “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olduğunu düşünerek bugün, bu konuya biraz daha değinmek istiyorum.
  Hiç tanımadığınız bir çocuğa küçücük bir ilgi gösterseniz size gülücükler verir. Elinizi sallarsanız, o da el sallar. Öpmek isterseniz öptürür. Sizi öpmesini isteseniz öper. Kendisi için çok değerli olan oyuncağıyla oynamanıza izin verir. Yiyeceğini paylaşır. Kucağınızı açsanız gelir ve çok içten bir şekilde sarılır. 
  Bu yüzden dünyadaki en temiz yaratık çocuklar olsa gerek. 
  Çocuklardan sonraki en temiz yaratıklar ise hayvanlardır. (Ancak bu yazımda yalnızca çocuklara değineceğim. )
  Başta ulu önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; Kurtuluş Savaşı’nı veren ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadro, ulusal bayramlarımıza ad verirken çocukları ve gençleri, özellikle büyük bayramlara ortak etmişler.
 

Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 19 Mayıs günü, gençliğe duyulan güveni ve verilmesi gereken önemi vurgularcasına “Gençlik ve Spor Bayramı”, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş günü olan 23 Nisan günü de, ulusal egemenliğin ilk adımlarının o gün atıldığı göz önüne alınarak “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak benimsenmiştir.
  Üstelik hem Gençlik Bayramı, hem de Çocuk Bayramı, dünyadaki ilk ve tek gençlik ve çocuk bayramlarıdır.
  Mustafa Kemal Atatürk’ün, öğretmenlere “Gelecek nesil sisin eseriniz olacak” demesi ve “Gençliğe Hitabesi” de; geleceğimiz olan çocuklarımıza ve gençlerimize duyulan güvenin ve verilmesi gereken önemin birkaç ipucu olsa gerek.
 

O dönemlerde, devletin yurtlarında koruma altına alınarak barındırılıp okutulan çocuklara taciz veya tecavüz olaylarının olmadığını sanıyorum.
  Hani 13 yaşındayken,  23 kişinin tecavüz ettiği ve “Kızın kendi rızası olduğu için” ufak çaplı cezalarla kurtulan kamu görevlilerinin durumu vardı ya o konuya yeniden dikkatinizi çekmek istiyorum.
  Reşit olmadığı için yasal anlamda, cep telefonu veya tekel ürünleri almasına bile izin verilmeyen 13 yaşındaki bir çocuk, “Kuyruk sallamasa(!)” o kadar “aklı başında(!)” kamu görevlisi neden tecavüz etsin?
  Kim bilir, belki de “kamu hizmeti(!)” olsun diye tecavüz etmişlerdir.  Bu insanların aldıkları cezalarla, pankart açan veya gösteri yapan çocukların aldığı cezalarla kıyaslanınca sanırım bana siz de hak verirsiniz.
  Aslında, olayı eleştirirken, yukarıdaki cümleleri yazmak bile utanç verici ama beslediği hayvana tecavüz eden kimi insanlarla aynı ülkede yaşamak zorunda olduğuma göre başka ne diyebilirim ki?
  Az önce değindiğim “13 yaşındaki çocuğa tecavüz olayı” basına yansıyan ve yeterince olmasa bile enine boyuna uzunca bir süre tartışılan bir olay.  Yani, dağın görünen yüzü. 
   

Bir de yurt binalarında yapılan; yapanların sapık ruhlarında utanılacak lekeler olması gerektiği halde sapıkça hazlara dönüşen zevkleri(!)  ve istismar edilen küçücük bedenler ve o bedenlerin ruhlarında ömür boyu acı veren, kimseye anlatamadıkları sırlar var.
  Bir de okula gitmesi gerekirken, birbirlerinin koynuna giren çocuk karı-kocaların ve daha da acısı, babası, hatta dedesi yaşındaki insanların koynuna berdel-başlık parası-tecavüz mağduru gibi saçma sapan nedenlerle “çocuk gelin” olarak soktuğumuz kızlarımız var.
  Daha az ceza alsın diye, kan davalarında tetikçi, ufak çaplı kavgalarda saldırgan, sokaklarda dilenci ve hırsız olarak yetiştirdiğimiz çocuklarımızı da göz önünde bulundurunca; 
  “Bu ve benzeri olayların yaşandığı ülkemizde biz neyi ya da kimin bayramını kutluyoruz acaba?” diye sormadan edemiyorum.
 

Çocuk gelinleri, çocuk tetikçileri, çocuk hırsızları, dayak yiyen çocukları, tecavüze uğrayan çocukları, sokaklarda yatıp kalkmak zorunda bırakılan çocukları, kız oldukları için belli yaştan sonra okutulmayan çocukları, yanlış evlilikler nedeniyle her gece uyumadan önce ağlamak zorunda bırakılan çocukları, bir de çeşitli nedenlerle öldürülen çocukların yakını olmak zorunda bırakılan çocukları düşününce aynı soruyu bir kez daha sormak istiyorum; 
  “Bu ve benzeri olayların yaşandığı ülkemizde biz neyi ya da kimin bayramını kutluyoruz acaba?”
  Aslında hepimiz, çocuklarımızın çocukluğunu öldürdüğümüz veya yaraladığımız için suçluyuz.
  Bir de çocuk yaşımızda olgunlaşmaya zorlandığımız için öldürülen veya öldürdüğümüz çocukluğumuz var. 
  Bir romanda, “Allah, her bireyi yaratırken o birey için bir de gül diker. Her birey, gülünün solduğu akşam ölür” diye özetleyebileceğim bir bölüm okumuştum.
  Bana göre insanlar “Gülünün solduğu akşam “değil “İçindeki çocuk büyüyünce” ölür. 
 

O çocuk büyüyünce, işin içine büyüklü küçüklü yapmacıklıklar girer. İçimizdeki çocuk büyüyüp olgunlaştıkça; azımsanmayacak kadar yetişkinde, çocukça duyguların yerini,  yalanlar, çıkarlar, ihanetler, aldatmalar ve bunlara benzeyen şeyler alır.
  Genellikle, iki kişi arasında anlaşmazlık olunca araya girer ve “Büyüklük sende kalsın” deriz ya bana göre “Çocukluk sizde kalsın”
  Asıl büyüklük, çocuk olmakta ve çocuk kalabilmekte. İçimizdeki çocuğu öldürünce dışımızdaki çocuklara "geleceğimiz" olarak bakamıyoruz çünkü.
 

Bu yüzden lütfen "ÇOCUKLUK SİZDE KALSIN"

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Trabzonspor 16 35
3. Fenerbahçe 15 33
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 15 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sivasspor 17 21
13. Van Spor FK 17 21
14. İstanbulspor 17 21
15. Manisa FK 17 19
16. Sakaryaspor 16 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 16 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 16 36
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 15 24
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 15 18
13. Rayo Vallecano 15 17
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9