08.10.2024, 11:51

Dün Gazze, bugün Lübnan: İsrail devleti saldırılarını sürdürüyor!

Dün İsrail-Hamas savaşının birinci yıl dönümüydü. Bir yıldan beri Filistin topraklarında katliam yapan İsrail ordusu dün akşamdan beri Lübnan’ı çok şiddetli bir biçimde vurmaya başladı.

İsrail devleti ile Hamas arasında başlayan savaş Gazze’nin yerle bir edilmesi ve 40 binden fazla Filistinlinin öldürülmesiyle sonuçlanmıştı. Bir süredir İsrail yeni bir cephe daha açtı ve bu kez savaş İsrail ordusu ve İran destekli Hizbullah arasında Lübnan topraklarında sürüyor.

İlk savaşın bedelini Filistin halkı ödemişti (hala da ödüyor), şimdi ise Lübnan halkı ödüyor. Lübnan ordusunun İsrail’i durdurma gücü yok. Hizbullah ise 5 km kadar içeri çekilmek zorunda kaldı. O da Lübnan’ı savunmakta yetersiz kalıyor.

Özetle, dünyanın gözü önünde, ABD ve Avrupa emperyalizminin açık desteği ile Orta Doğu halkları katlediliyor. Başta Arap ülkeleri olmak üzere diğer ülkelerin yönetimleri ise bu savaşı iç siyasete malzeme yaparak timsah gözyaşları dökme dışında sessiz kalıyor.

Batı İsrail’i neden destekliyor?

Batının İsrail’i açıktan desteklemesinin dinsel nedenleri var mı? Yani bu savaş İslam’a açılmış bir savaş mı? Bu soruları masaya yatırmak gerekiyor. Zira özellikle de Türkiye’deki bazı çevreler bu savaşı bir İslam- Siyonizm (Hristiyanlık destekli) bir dini savaş olarak sunuyor.

Bu sorunun yanıtı belli: Eğer böyle olsaydı Filistin, İran ve Lübnan dışında, başta S. Arabistan ve Mısır ve NATO üyesi Türkiye de İsrail’in saldırılarının hedefi olurdu. Asıl neden İsrail’in Batı emperyalizminin Orta Doğu'daki ileri karakolu konumunda olması ve bu çerçevede eski Batılı emperyalist güçlerin geçmişte davrandığı gibi davranmasıdır.

Vekâlet savaşları çağında Batılı devletlerin İsrail’i finanse ediyor olması, istediği zaman toprak talep etmesi ve bu talepte bulunma hakkına karşı çıkabilecek insanları ortadan kaldırmak ya da boyunduruk altına almak istemesi şaşırtıcı değil.

Bir başka anlatımla, ABD, İngiltere ve bazı AB ülkeleri, İsrail’in Yahudi devleti olmasıyla pek de ilgisi olmayan nedenlerle saldırganlığını sürdürmesi için ihtiyaç duyduğu silah ve finansmanı sağlıyor: İsrail Batı ittifakının hayati bir ortağı ve bir parçası olarak görülüyor ve bu nedenle saldırıları ne kadar iğrenç ve korkunç olursa olsun, talep ettiği desteği alıyor.

İsrail’in saldırıları meşru müdafaa sınırlarını çoktan aştı

Diğer yandan, İsrail'in kendi topraklarının sınırları dışında askeri olarak hareket etme hakkı yoktur. Bu bağlamda on binlerce sivili katletmesini “meşru müdafaa” gerekçesiyle haklı göstermek mümkün değildir. Özetle, Gazze’nin var olma hakkını inkâr etme girişimi ki bu iddia şimdi Lübnan’a da uzanmış görünüyor, yasadışı bir savaş eylemidir.

Bu çerçevede, Batı'nın uluslararası hukuk çerçevesinde İsrail'in saldırganlığını desteklemeye hakkı yoktur. Siyasal açıdan bu eylem, zaten meşruiyetlerini yitirmekte olan Batılı devletleri ve onların nesnel olarak açgözlülük ve sömürüye dayanan felsefelerini dünyanın geri kalanından uzaklaştırmaya devam edecektir. Ortaklaşma zemini aşınacak, kutuplaşma artacaktır. Bu ise çok tehlikeli bir durum olup, üçüncü dünya savaşının fitilinin ateşlenmesi anlamına gelmektedir.

Son olarak, bu savaş, tıpkı Rusya-Ukrayna savaşı sırasında olduğu gibi, başta petrol ve temel gıda maddelerinin fiyatları olmak üzere fiyatların artmasına neden olacak, bu da bir bütün olarak azgelişmiş ülke ekonomilerinin ve yoksul halklarının daha da zor zamanlar yaşamasına neden olacaktır. Bu ülkelerin başında Türkiye gelmektedir.

Bu arada, büyük petrol ve silah şirketleri kârlarını katlarken, otoriter rejimler bu savaşı fırsat bilip iktidarlarını sağlamlaştırıp halk için kullanmaları gereken kaynakları “savunma” adı altında militarizme ayırırken, bu savaşın bedelini işsizlik ve yoksulluk artışı biçiminde yine başta işçi sınıfı olmak üzere tüm ezilen halklar ödeyecektir.

Sonuç olarak

Halkların gerçek temsilcisi olmayan milis güçlerinin ya da emperyalizmin yedeğindeki ulus devletlerin bu saldırıları durdurabilmesi ve üçüncü bir paylaşım savaşını önleyebilmesi mümkün değildir.

Bu barbarlığı durdurabilecek ve savaşsız, sömürüsüz ve sınıfsız bir yeni dünya kurmak için fırsata çevirebilecek olan tek güç dünya işçi sınıfı ve ezilen halklardır. 100 yıldan fazla bir zaman sonra işçi sınıfı ve ezilen halklar tarihi yeniden yapma görevi ile karşı karşıyadır.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 95
2. Fenerbahçe 36 84
3. Samsunspor 36 64
4. Beşiktaş 36 62
5. Başakşehir 36 54
6. Eyüpspor 36 53
7. Trabzonspor 36 51
8. Göztepe 36 50
9. Rizespor 36 49
10. Kasımpaşa 36 47
11. Konyaspor 36 46
12. Alanyaspor 36 45
13. Kayserispor 36 45
14. Gaziantep FK 36 45
15. Antalyaspor 36 44
16. Bodrum FK 36 37
17. Sivasspor 36 35
18. Hatayspor 36 26
19. A.Demirspor 36 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 38 72
2. Gençlerbirliği 38 68
3. Karagümrük 38 66
4. İstanbulspor 38 64
5. Bandırmaspor 38 64
6. Erzurumspor 38 64
7. Boluspor 38 61
8. Iğdır FK 38 58
9. Amed Sportif 38 57
10. Ahlatçı Çorum FK 38 54
11. Ümraniye 38 53
12. Esenler Erokspor 38 52
13. Sakaryaspor 38 51
14. Keçiörengücü 38 51
15. Manisa FK 38 48
16. Pendikspor 38 48
17. Ankaragücü 38 48
18. Şanlıurfaspor 38 40
19. Adanaspor 38 30
20. Yeni Malatyaspor 38 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 38 84
2. Arsenal 38 74
3. M.City 38 71
4. Chelsea 38 69
5. Newcastle 38 66
6. Aston Villa 38 66
7. N. Forest 38 65
8. Brighton 38 61
9. Bournemouth 38 56
10. Brentford 38 56
11. Fulham 38 54
12. C.Palace 38 53
13. Everton 38 48
14. West Ham United 38 43
15. M. United 38 42
16. Wolves 38 42
17. Tottenham 38 38
18. Leicester City 38 25
19. Ipswich Town 38 22
20. Southampton 38 12
Takımlar O P
1. Barcelona 38 88
2. Real Madrid 38 84
3. Atletico Madrid 38 76
4. Athletic Bilbao 38 70
5. Villarreal 38 70
6. Real Betis 38 60
7. Celta Vigo 38 55
8. Rayo Vallecano 38 52
9. Osasuna 38 52
10. Mallorca 38 48
11. Real Sociedad 38 46
12. Valencia 38 46
13. Getafe 38 42
14. Espanyol 38 42
15. Alaves 38 42
16. Girona 38 41
17. Sevilla 38 41
18. Leganes 38 40
19. Las Palmas 38 32
20. Real Valladolid 38 16