18.06.2023, 11:44

“İnsan odaklı kalkınma”, gerçekten mi?

Şu ana kadar siyasal iktidarın gerçekleri ters yüz edip, üstüne de cila çekip topluma sunma ve onu ikna etme konusundaki becerisi çok yüksek oldu. Bunun nemasını da son seçimlerde aldı.

İktidar bunu seçimler sonrasında yapılan ilk Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında da yaptı. Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı C. Yılmaz, bundan böyle iktidarın para, maliye politikaları ve yapısal reformlarla, enflasyonla mücadeleyi önceleyeceğini ve “insan odaklı” bir kalkınma stratejisini sürdüreceğini açıkladı. (1)

Elbette, ekonominin karşı karşıya olduğu çok ciddi bir döviz krizinin ve bunu öteleyebilmek için de iktidarın elinde sadece iki yeni figürün olduğunun farkında olan başta piyasalar başta olmak üzere tüm ekonomik aktörler bu açıklamadan gerçekte tatmin olmadılar.

Olmayan şeye nasıl devam edilir?

Ancak bu açıklama içinde yer alan “finansal istikrarın pekiştirilirken insan odaklı kalkınmanın sürdürüleceği” ifadesinin özellikle masaya yatırılması gerekiyor.

Çünkü bu açıklama, sanki “iktidar bloku şu ana kadar insan odaklı bir kalkınma uyguluyormuş ve bundan sonra da bunu sürdürecekmiş” gibi bir izlenim yarattı.

Bu yüzden de gerçekte bir insan odaklı kalkınma stratejisinin ve iktidarın sözünü ettiği insan odaklı bir kalkınmanın ne anlama geldiğini kısaca anlatmamızda fayda var.

İnsan odaklı kalkınma nedir?

Dünyada “insan odaklı bir sosyo ekonomik kalkınma” denildiğinde, merkezine insanı alan, onu koruyan ve güçlendiren, onun niteliği kadar yaşam standardını ve refah düzeyini de artırmayı amaçlayan bir strateji anlaşılır.

Öyle ki, böyle bir stratejiyi uyguluyorsanız, öncelikle insanınızı özgürleştireceksiniz.

Ayrıca insanınıza sağladığınız yaşanılabilir bir ücret ve diğer mali desteklerle, nitelikli ve ücretsiz kamusal eğitim ve sağlık, sosyal güvenlik ve internet gibi kamusal hizmetlerle, onun demokratik hak ve özgürlüklerini, örgütlenme hakkını özgürce kullanabilmesine imkân tanıyarak, onun yaratıcı kapasitelerini ortaya çıkartmalısınız ve sürekli olarak da bu kapasiteleri geliştirmelisiniz.

Böyle bir strateji altında verimliliği de artacağından, insan üretimden ve milli gelirden daha fazla ve daha adil bir pay alacaktır.

Kendisini daha mutlu hisseden böyle biri topluma daha fazla katkı sağlayacak, siyasetteki, sosyal hayattaki ve ekonomideki demokratik dönüşümlere aktif bir biçimde katkı verecektir.

Hangi insan?

İnsan derken kuşkusuz çocuklardan, gençlerden, yaşlılardan, erkek ve kadınlardan, farklı etnisitelere, kimlik ve inançlara mensup ama asıl olarak da çok büyük bir çoğunluğu işçi- emekçi sınıflardan gelen insanlarımızı kast ediyoruz.

O halde soralım:

Bu açıklamayı yapanlar son 21 yıldır insanımızı güçlendiren, böylece insan odaklı bir strateji uyguladılar mı ki bundan böyle de bu stratejiye devam edecekler?

Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve ekonomik haklar konusundaki çok büyük çaptaki aşınma ortada iken, bu söylem gerçek durumu yansıtmıyor, aksine gizlemeye hizmet ediyor.

İktidarın insan ve insan odaklı kalkınma anlayışı

İşin aslı AKP-MHP İktidar bloku insanımızı güçlendirmekten ziyade daha da zayıflattı, militarist, siyasal İslamcı, ötekileştirici ve kutuplaştırıcı sözler ve eylemlerle onları böldü ve böylece çaresizliğe, işsizliğe ve yoksulluğa mahkûm etti.

Bugün ülkemizde her üç gençten ve her iki üniversite mezunundan biri işsiz. Bu sayı kadınlarda çok daha yüksek. Üniversitelerde yapılan eğitim, bırakın gençleri özgürleştirmeyi ve geliştirmeyi, onları daha da geriletiyor. Kaldı ki, işsiz gençlerin gelecek için artık hayal bile kuramadığı bir ülkede insan odaklı bir kalkınma nasıl gerçekleşebilir ki?

Çocuk yoksulluğunda OECD ülkeleri arasında en yüksek üçüncü ülke olduğumuz, okul yaşaındaki çocuklarımızın bir kısmının örgün eğitimin dışındaki kontrolsüz cemaat ve tarikatlarin ellerine bırakıldığı, örgün eğitimde olanlarınsa en son ÇEDES projesiyle imamlara teslim edildiği, dahası bu tarikatlar yüzünden son vaka olarak Şanlıurfa’da 12 yaşındaki Abdülbaki’nin canına kıydığı gerçeği (2) canımızı yakarken, insan odaklı kalkınmadan söz edebilir miyiz?

Bu toplumun yarısını oluşturan ama çoğunluğu eve kapatılan, diğer yandan ev içi üretimleri üretimden sayılmayan, üstelik işyerlerinde ve evlerinde mobinge, tacizlere, tecavüze ve cinayetlere maruz bırakılan kadınlar söz konusu iken nasıl insan odaklı bir kalkınma gerçekleştirebiliriz?

On milyonlarca yaşlının ve 16 milyonu aşkın emeklinin açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edildiği, yaşlı insanlarımızın OECD ülkeleri yaşlıları arasında devletten en az mali yardım alan üçüncü ülke olduğu gerçeği ortadayken insan odaklı kalkınmadan söz edilebilir mi?

Tekçi bir rejim altında, gerçekte eşit yurttaş sayılmayan on milyonlarca Kürt ve Alevinin ötekileştirilip dışlandığı ve siyasal rant için ve korkunç bir emek sömürüsü gerçekleştirmek için kullanılan milyonlarca sığınmacının olduğu bir ortamda insan odaklı kalkınma nasıl sağlanabilir?

Son olarak, her gün iş cinayetlerine kurban giden, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından yetersiz hatta kötü koşullarda ve çok uzun saatler çalıştırılan, sendikalaşmasına, örgütlenmesine, hak aramasına izin verilmeyen, buna karşılık ücretleri açık sınırının dahi altında tutulan milyonlarca emekçi söz konusu iken gerçek anlamda bir insan odaklı kalkınma hayata geçirilebilir mi?

Özetle

İktidar blokunun ve ardındaki sermaye çevrelerinin insandan kastı, ucuz, örgütsüz, aşırı sömürüye sessiz kalan, milliyetçi ve dini duyguları sömürülerek sınıf bilinci köreltilmiş, hiçbir şeye itiraz etmeyen, sahip olduklarına şükretmekle yetinen bir insandır.

Böyle bir insana dayalı kalkına stratejisi ise ucuz işgücü ile yapılan üretim, ihracat ve finansal ve inşaat-emlak rantlarına dayalı bir sermaye ve servet biriktirme stratejisidir. Bunun gerçek anlamda bir kalkınma ile ilgili yoktur.

Bu stratejinin karşısında bizim savunduğumuz kalkınma anlayışı ise; emperyalist sermaye hareketlerinden nemalanan değil, ona olan bağımlılığı ortadan kaldıran, emeğin haklarını koruyan ve onu güçlendiren, adaletli bir üretim ve bölüşümü amaçlayan, doğa ile uyumlu (doğa odaklı), kârı değil toplumsal ihtiyaçları önceleyen, kadını güçlendiren ve farklı halklar, etnisiteler ve kimlikler arasında eşitliği ve kardeşliği hedefleyen bir sosyo ekonomik kalkınmadır.

Anahtar sözcükler: Demokrasi, Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK), Emek, İnsan, Sosyo ekonomik kalkınma.

Dip notlar:

  1. https://www.ntv.com.tr/ntvpara/bestepede-ekonomi-koordinasyon-kurulu-toplandi (15 Haziran 2023).
  2. https://twitter.com/egitimsen/status/1668945662845628418; https://www.birgun.net/haber/12-yasindaki-abdulbakinin-olumu-kacak-medresenin-fahri-imami-serbest-birakildi (17 Haziran 2023).
Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9