30.08.2025, 14:21

30 Ağustos: Emekçiler İle Kazanılıp Burjuvaziye Armağan Edilen ‘Zafer!’

30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz, Anadolu halkının ortak direnişinin bir sonucu olarak kazanıldı. Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın yanında dünyayı paylaşım savaşına girmesi Anadolu’nun emperyalistler tarafından işgal edilmesi sonucunu doğurmuştu. Anadolu’nun yoksul insanları, emperyalizmin işgaline karşı verilen bu mücadelede insan kaynağının ve fedakarlığının asli taşıyıcıları oldu. Emekçi halk yalnızca cephede asker olarak değil, aynı zamanda gıda ve malzeme temini, yerel direniş örgütlenmeleri ve lojistik destek gibi hayati rolleriyle bu zaferin temel taşlarını oluşturdu. Askeri zaferin arkasındaki toplumsal güç büyük ölçüde alt sınıfların ödediği bedelle inşa edildi.

Ne var ki bu zaferin üzerinden yalnızca altı ay geçtikten sonra toplanan İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat – 4 Mart 1923) yeni kurulan Cumhuriyet’in ekonomik yöneliminin sınıfsal karakterini açıkça ortaya koyuyordu. Kongre Birinci Dünya Savaşı sonrası küresel ekonomik düzenin yeniden şekillendiği bir dönemde Türkiye’nin kapitülasyonları kaldırarak uluslararası kapitalist sisteme eklemlenme çabasının bir yansımasıydı. Bu bağlamda, “milli ekonomi” hedefi, küresel güçlerle ticari ve siyasi ilişkileri dengeleme kaygısını da taşıyordu.

Kongreyi yalnızca iç dinamiklerin değil aynı zamanda uluslararası dengelerin belirlediği unutulmamalıdır. Lozan görüşmeleri sürerken Türkiye Batı sermayesini karşısına almadan yeni Cumhuriyet’in ekonomik temellerini atma çabasındaydı. Bu nedenle “tam bağımsızlık” siyasal düzeyde kazanılırken, ekonomik düzeyde bağımlılık ilişkileri farklı biçimlerde yeniden kuruldu.

İzmir İktisat Kongresi Türkiye’de “milli burjuvazi” yaratma projesinin resmi bir başlangıç noktasıydı. Kongrede alınan kararlar devletin sermaye birikim sürecinde etkin bir rol oynayacağını; fakat bu rolün emekçilerin taleplerinden ziyade ticaret ve sanayi burjuvazisinin çıkarlarını önceleyeceğini gösterdi. Nitekim kongrede işçi hakları da gündeme geldi ancak bunlar daha çok üretim barışını koruma perspektifiyle ve sermaye birikimine zarar vermeyecek sınırlar içerisinde tartışıldı.

Kurtuluş Savaşı’nın asıl omurgası olan köylü sınıfı hem asker hem üretici hem de lojistik taşıyıcı olarak sürecin en ağır yükünü sırtlamıştı. Ancak Cumhuriyet’in ilk ekonomik politikaları, köylülüğün çıkarlarını değil şehirli ticaret burjuvazisinin çıkarlarını önceledi. Toprak reformu hiçbir zaman uygulanmadı, köylülerin fedakarlıkları yeni devlet düzeninde ekonomik ve siyasal kazanca dönüşmedi. Böylece halk savaşın öznesi, fakat barışın nesnesi haline getirildi.

Bu sınıfsal tercih Cumhuriyet’in erken dönemlerinde devletçi politikalarla pekişti ve 1950’lerde liberal ekonomi politikalarına geçişle daha da belirginleşti. Bu süreç emekçi sınıfların ekonomik ve siyasal dışlanmasının uzun vadeli bir miras olarak yerleşmesine yol açtı.

Cumhuriyet’in kurucu paradigması halkçı bir söylem eşliğinde burjuva devletin inşasına yöneldi. Bu ikili yapı hem modernleşmeci hem de sınıfçıydı. İdris Küçükömer’in işaret ettiği gibi Türkiye’nin “sol” diye anılan siyasal hattı dahi çoğunlukla devletçi-bürokratik bir çizgide kaldı; gerçek bir sınıfsal dönüşüm talebi ise bastırıldı. Bu yüzden 30 Ağustos’un “halkın zaferi” olması ile İzmir İktisat Kongresi’nin “burjuvazinin kuruluş belgesi” olması arasındaki çelişki, Cumhuriyet’in tarihsel çerçevesini belirledi.

Dolayısıyla 30 Ağustos’un askeri ve siyasal zaferi ile İzmir İktisat Kongresi’nin ekonomik tercihleri arasındaki kısa zaman aralığı, Türkiye’de ulusal kurtuluş mücadelesi ile sınıfsal iktidar inşası arasındaki mesafeyi görünür kıldı. Halk savaşın asli öznesi oldu, fakat barışın ekonomik düzeninde ikincil bir konuma itildi. Bu durum modernleşme süreçlerinde sıkça görülen bir tarihsel eğilime işaret ediyordu: “Ulusal kurtuluş savaşlarının toplumsal omurgasını emekçiler oluşturur; fakat devletin yeniden kuruluşu burjuvazinin çıkarlarını kurumsallaştırma yönünde şekillenir.”(İ. Küçükömer)

Sonuç olarak 30 Ağustos yalnızca askeri bir dönüm noktası değil aynı zamanda yeni bir sınıfsal düzenin habercisiydi. Bu düzenin kuruluş belgesi olarak okunabilecek İzmir İktisat Kongresi zaferin halktan burjuvaziye devredilmesinin somut ifadesi oldu. Günümüzde bu sınıfsal çelişkilerin izleri özelleştirme politikaları, taşeronlaşma, iş cinayetleri, sendikasızlaştırma ve ekonomik eşitsizliklerde kendini göstermeye devam ediyor.

Zafer emekçilerin kanlarıyla kazanıldı, tarih burjuvazinin kalemiyle yazıldı. Zaferin bestesi emekçilerin, güftesi burjuvazinin oldu.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9