20 Yıllık AKP iktidarında, Cumhuriyetin birçok kazanımını kaybettik.
Modern, çağdaş dünyaya ayak uydurmak, onlarla yarışmak yerine, eğitimde, ekonomide, çağdaşlıkta, sanat ve kültürde muz Cumhuriyetlerinin seviyesine düştük.
Demokrasimiz ise, yasaklarla, baskılarla, hukuku, guguk yaptığımız bir sürece evrildi.
Yolsuzluk, yalan ve talan günlük yaşam biçimi haline geldi, herkese bu durum normalmiş gibi gelmeye başladı.
Birçok yol, köprü, yüksek binalar yapıldı memleketin her tarafına, bunu çağdaşlık, kalkınma, ilerleme sandırdılar bize.
Oysa her köprü, her yüksek binanın ardından birçok yolsuzluk, yağma ve talanın resmi çıktı ortaya.
Köyler boşaldı, kentlerin varoşları doldu taştı.
İnsanlar üretimden, tüketime özendirildi, küçük küçük yardımlarla sadaka toplumunun tohumları ekildi bütün vatan topraklarına.
Yolsuzlukları araştırmak, haberleştirmek yasaklandı.
Toprağın 400 metre altında ölüme gönderdik birçok insanımızı unuttuk, unutturuldu hem bize hem rüşvet verilen ailelerine.
Fıtrat denildi, kader denildi bir türlü önlem denilemedi.
Önlemler alınsaydı birçok canımız şimdi çocuklarıyla birlikte yaşlanıyor, acıda, sevinçte birlikte yaşıyor olacaktı.
Televizyonlar, gazeteler birer yalan makinası haline getirildi.
Kırk liraya domates alan, 26 liraya akaryakıt alan halka şükredin Avrupa kırılıyor açlıktan bizde her şey var, bizde ki bolluk Avrupa tarafından kıskanılıyor masallarıyla süslendi ve insanlara anlatıldı.
Sıkıştıkları her an, her konuda hayali düşmanlar yaratıldı.
Tepki gösterenler vatan hainliği ile bölücülükle suçlandı, dış güçlerin maşası oldu birçok insan.
Hepimizin kutsalı din, bunların en büyük silahı oldu, her zor durumda din silahına sarıldılar.
Camilerimizi ahır yaptılar yalanı onlarca yıl Anadolu halkına anlatıldı, inandırıldı.
Eskimiş olmalı ki yeni versiyonları çıktı ortaya, camide içki içtiler diye.
Devletin diyanet işleri, bir partinin bakanlığı gibi beyanatlar vermeye başladı lüks arabalarla gezip, beş yıldızlı otel salonlarından.
Kendileri bütçelerini devamlı büyütürken fakir geçinemeyen halka peygamber efendimiz hurma ile açardı orucunu, şükredin nasihatleri verdiler.
EN BÜYÜK HEDEFLERİ
En büyük hedef, milletin kalbinde, yüreğinde yaşattığı Mustafa Kemal Atatürk sevgisini bertaraf etmekti.
Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tartışıldı durdu bu yirmi sene içerisinde.
Bir tek başaramadıkları bu oldu.
Atatürk’e yapılan her saldırı misliyle çoğalarak karşılık verdi.
Öldükten sonra bile milyonlarca koruyucusu olan bir lidere dönüştü Atatürk.
Yeni yüzyılda insanları yalanlarla kandıramayacakları yeni bir düzenleme ile yeni yüzyıla hedef koymalı Cumhuriyet sevdalıları.
İnsan hakları, demokrasi, adalet sistemi güçlendirilerek, yeniden üreten bir ülke yaratılmalı.
Dışarıya göç eden beyinler geri döndürülüp modern dünyada yarışan bir ülke olmalıyız.
