07.09.2025, 14:01

Septembvriana (Eylülde olanlar)

Bugün 7 Eylül 2025 TC tarihinin asla silinmesi mümkün olmayan kara lekelerinden birinin yaşandığı günlerin üzerinden 70 yıl geçti. Yaklaşık bir insan ömrü bu. Ancak bu kadar süre olayların yaşatmış olduğu travmanın etkisini yok etmede yetersiz kaldı. Bugün hala 1955 yılında yaşanmış olaylar sonrası komşularını yitirmiş olmanın hüznünü yaşamaktalar İstanbul’un gerçek sakinleri.

6-7 Eylül olayları ile ilgili çok şey yazıldı, çok şey söylendi. Bu satırları okuyan hemen herkesin konu hakkında bir fikir sahibi olduğunu düşünmekteyim. Bizim cenahta egemen olan düşünce olayların bir pogrom niteliği taşıdığı ve Mustafa Kemal’in evinin bombalanmasının gerekçe yapılarak İstanbul’da yaşamakta olan tüm gayrimüslimlere gözdağı verilmek istendiği. Öte yandan bu olaylar sayesinde gayrimüslim azınlıkların ticari yaşamdaki etkinliklerinin kırılıp ticari egemenliğin Türklerin eline geçmesini sağladığı düşüncesi de hakimdir bizim cenahta.

Bu görüşlerin ikisi de yanlıştır benim kanaatime göre.

Her şeyden önce olayın bir pogrom olarak değerlendirilmesi önemli bir hata. Yaşananları önemsizleştirme çabasının bir ürünü bu değerlendirme. 1955 yılının 6-7 Eylül günleri yaşananlar T.C nin planlı bir “soykırım” girişimidir. Olayların başlamasına neden olan “Mustafa Kemal’in evine ses bombası atan şahıs (Oktay Engin) T.C den aldığı burs ile yüksek öğrenim gören bir gençti. Suçu kanıtlandı mahkûm oldu ancak o Türkiye’ye kaçtı ve Türkiye onu Yunanistan’a iade etmedi. Bu şahıs daha sonra T.C nin parlak bürokratları arasında yer aldı. Vali oldu, emniyet Genel Müdürü oldu. Bir dönem “özel harp dairesi başkanı” olarak da görev yapmış olan bir T.C. generali (Sabri Yirmibeşoğlu) emekliliği sonrası verdiği bir röportajda “6-7 Eylül olayları da bir özel harp işidir” diyerek adeta planlı soykırımın itirafçısı olmuştur. Yaşanan olaylarda ölen insan sayısının çok olmaması 6-7 Eylül olaylarının planlı bir soykırım olduğu gerçeğini değiştirmez. Hedeflenenin ne olduğudur burada önemli olan “İstanbul’da Rum varlığını bitirmek”

Soykırımın tanımını hatırlayalım önce:

“Belirli bir grubun, bir toprak parçasındaki varlığını bitirmeyi amaçlayan, devlet denetiminde gerçekleşen, sistematik bir yok etme faaliyeti”

Yapılan tam da budur ve Lemkin kriterlerine bire bir uyan bir durum arz etmektedir. Yaşananların İstanbul’daki Ermeni ve Yahudi cemaatleri ile ilişkisi ise dolaylı ve sınırlıdır. “Bizim belirlediğimiz kurallara uymazsanız size de aynısını yaparız” mesajı verilmiştir bu topluluklara. Ermeni ve Yahudi cemaatlerinin görmüş olduğu fiziksel zarar ise son derece küçüktür ve (kanaatime göre de) istem dışıdır. Planlanmış olan olayın tek bir amacı vardı:

“İstanbul’da Rum varlığını bitirmek” İstanbul’un Rum ahalisini kültürü, gelenekleri, inançları ile birlikte yok etmek.

Yaşanan olayların Rum cemaatinin ticari etkinliğini kırmak, ticari yaşamda egemenliğin Türklerin eline geçmesini sağlamak gibi bir amacı olduğunu ifade eden yorumlar ise tarih bilgisinden yoksun rastgele yapılmış yorumlardan ibarettir. Nedenine gelince T.C. daha ilk günlerinden itibaren önce gayrimüslim azınlıkların ticaret yapabilme olanaklarını sınırlandırmış ardından gerçekleştirdiği düzenlemelerle ekonomik egemenliğin Türklerin eline geçmesini sağlamıştı. 1955 yılına kadar bu iş çoktan halledilmişti devlet tarafından

Dolayısı ile yok edilmesi gereken İstanbul’daki Rum varlığı idi ve olaylar bu amaçla planlandı.

Peki başarıya ulaşabildi mi?

Tamamen başarılı olduğu söylenemez. Öncelikle yaratılan tahribatın boyutları düşünülenden daha küçük oldu. Bunun nedeni ise İstanbul halkının komşularını koruması idi. Devletin planladığı biçimde Anadolu’nun çeşitli yerlerinden getirilen saldırganlara İstanbul halkının da katılacağı ve olayların büyüyeceği düşünülmüştü. Bu olmadı. Tam tersine İstanbul direndi saldırganlara.

6-7 Eylül denildiğinde benim aklıma önce Bazlamacı apartmanı sakinlerinin evlerinden dışarı çıkmamasını sağlayan, tüm apartman ahalisinin temel gereksinmelerini iki gün boyunca tek başına karşılayan apartman görevlisi Mehmet Efendi gelir aklıma. Sonra “Üç yıldız Şekerleme” işletmesi sahibi Feridun Dörtler’in maiyetindeki 15 kişi ile birlikte tüm işlerini bir kenara bırakıp Rum komşularına ait işletmelerin girişindeki tabelaları değiştirmek için verdikleri mücadele. Komşularını evinde saklayan Ahmet Usta, Moda’da, Cihangir’de talancıları engelleyenler gelir aklıma. Bu direniş Fener ve Balat semtlerinde doruğa ulaşmış ve devletin bindirilmiş kıtaları bu semtlere girememiş, olayları buraya yayamamışlardır.

Yaşananların devletin planlamış olduğu boyutta gelişememesinin nedeni İstanbul halkının komşuları ile dayanışmasıdır.

Olaylar yatıştıktan sonra da yaraların sarılmasına çalışıldı el birliği ile. Sarılabildiği kadar ile tabi.

Yaratılan tüm tahribata karşın amaca ulaşılamadı. Ancak Rum cemaati üzerindeki baskılar devam ettirildi. Sürekli olarak göçe zorlandı bu insanlar. 1964 sürgünü ise Türkiye ile Yunanistan arasındaki ikili anlaşmanın tek taraflı bozulması sonucu birkaç hafta içinde ellerinde bir valiz ve ceplerinde birkaç $ para ile sınır dışı edildi 20.000 i aşkın insan.

Devamında da göçe zorlamalar sürdürüldü

1960 lı yılların başında sayıları yaklaşık 100.000 olan Rum nüfusu günümüzde 1000 bile değil artık. Kalanların da çoğu yaşlı. Soykırım bir günde gerçekleşen bir olay değil. Yıllara sâri planlı bir eylem. Bu açıdan bakıldığında T.C. başarılı olmuş diyebiliriz belki

Ama

Kültürü yok edemediler

Bu kültür her ayın ilk günü dilekte bulunmak için insanların kuyruklar oluşturduğu “Ayın biri” kilisesinde yaşıyor

Her yıl 23 Nisan günü Aya Yorgi kilisesine ulaşabilmek için Büyükada’daki devasa yokuşu çıkmayı göze alan on binlerce insanda yaşıyor

Kiliselerde, ikonalarda, ayazmalarda yaşıyor.

Ve

Yaşamaya devam edecek

Başaramadılar yok etmeyi

Başaramayacaklar.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9