22.11.2022, 11:41

Meclis’te bütçe görüşülürken bir ‘barış belgesi’ olarak ‘Magna Carta’nın önemi

2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülürken, tartışmaların düzeyi ve kullanılan dil ve üslup anlamında, rahatsız edici bir bütçe süreci yaşanıyor.

Tartışmaların düzeyi açısından genel olarak düşük düzeyli bir süreç işletiliyor. Buna rağmen bakanlıkların bütçe teklifleri üzerindeki görüşmeler genelde gerilimli bir ortamda yapılıyor. Örneğin, atanmış bir bakanın halk tarafından seçilmiş milletvekillerine karşı kullandığı ağır küfür ve hakaretler içeren sözler (1), etik olarak kabul edilemezliği bir yana, beraberinde Bütçe Hakkı’nın yok edilmesi anlamında ciddi bir sorgulamayı da gerekli kılıyor.

Bir madalyonun iki yüzü gibi

Eş zamanlı olarak (iki gün önce) Kuzey Suriye’ye ve Kuzey Irak’a yönelik olarak geniş çapta yeni bir askeri hava operasyonu gerçekleştirildi. Bu da içerideki otoriter dilin militarizmle bir arada yürüdüğünü, ikisinin birbirini tamamladığını, ikisini birbirinden ayırarak (bazı muhalefet liderlerinin yaptığı gibi) siyaset yapılamayacağını gösteriyor.

Bu ve benzeri operasyonların çok daha önceden planlandığı ancak bunlara ABD, Rusya ve İran’ın daha önce sıcak bakmadıkları için yapılamadığı ileri sürülmüştü. (2)

İstiklal Caddesi’ndeki son terör eylemi bu son operasyonun gerekçesini oluştururken, geçen hafta Bali’deki (Endonezya) G20 toplantılarında iyice yalnızlaştırılan Rusya’nın (3), Suriye hava sahasını birkaç saatliğine uçuşlara açmasıyla birlikte, bu hava harekâtının gerçekleştirildiği bu konuda ileri sürülen savlar arasında.

İnsan, doğa, ekonomi ve bütçe üzerindeki tahribat

Askeri operasyonların ya da genel olarak savaşların, gerekçelerine ya da haklılıklarına veya haksızlıklarına yönelik tartışmaları bir kenara bırakalım, bunların insan hayatlarının yanı sıra, ekonomi ve ekoloji üzerindeki tahrip edici etkileri kadar, kamu maliyesi - devlet hazinesi ve bütçesi üzerinde de ciddi etkileri söz konusu.

İronik bir biçimde, savaşlarda yiten asker ya da siviller asıl olarak yakınlarının yüreğini yakarken, ekonomik olarak bu hayatlara bir değer biçilmediğinden, bu yiten hayatların ekonomi ya da devlet bütçesi üzerinde her hangi bir etkileri olmadığı varsayılıyor ya da en fazla şehit yakınlarına bağlanan maaşlar kadar bir mali yük oluşturuyor.

Diğer yandan savaşlarda kullanılan mühimmat, silah, bomba, füze, yakıt gibi daha ziyade teknoloji-sermaye ve hammadde yoğun ürünlerin bir parasal, dolayısıyla da piyasa değeri olduğu için bunların maliyetleri hesaplanabiliyor.

Bu maliyetler de, bunlar için ayrılan mali kaynakların alternatif kullanımlarından vaz geçildiği için doğan maliyetleri bir kenara bırakırsak, devlet bütçesinden karşılandığı için böyle bir kamu maliyesi yükü ile bu da aslında halkın daha fazla vergi ödemesiyle sonuçlanıyor.

Bütçe Hakkı: “Krallar daha fazla savaşmasın diye…”

Bütçe Hakkı, ana akım maliye kitaplarında, 13’ncü yüzyılda İngiltere Kralı John’un aşırı vergi salmasına ve bu vergileri kullanarak aşırı harcamalarda bulunmasına karşı halkı da arkalarına alan baronların isyanını anlatan bir kavram olarak geçer. Çünkü bu hak ile kralın bu yetkileri kısıtlanmış ve ilk kez kralın halka hesap verme sorumluluğu ve zorunluluğu gündeme gelmiştir.

Ders kitaplarında söylenmeyen şey ise dönemin yerel otoriteleri olan Baronların isyan etmesinin asıl nedeninin kralın sürekli savaşlar çıkartarak kendilerinden daha da ağır vergiler almak istemesidir.

Bu anlamda Magna Carta bir vergi hukuku belgesi olmaktan ziyade “savaşa dur diyen, bir barış anlaşması ya da belgesi” niteliğindedir. Yani “egemenler her kafasına estiğinde savaş yapmasınlar diye” ortaya konulan bir iradenin hukuki adıdır.

2016 yılında Marc Morris adlı bir tarihçi tarafından yazılmış olan bir kitapta yer alan şu sözler Magna Carta ve barış (savaş) ilişkisini çok net anlatıyor (4):

“İngiltere kralı John tahta çıktığında (1199) ilk işlerinden biri, daha önce kaybedilen imparatorluk topraklarını geri alabilmek ve böylece iktidarını meşrulaştırabilmek, rakiplerine karşı sağlamlaştırabilmek için Avrupa’ya bir savaş başlatmaktı. Ancak bu savaşı finanse edebilecek bir kaynak hazinesinde mevcut değildi. Bu yüzden de acilen gelir yaratmaya ihtiyacı vardı.

Kral, iktidarı için Avrupa’ya savaş açtı

Kral John, öncelikle yeni ve yaratıcı vergilendirme planları uygulayarak, mahkemelerde rüşvet alınıp-verilmesine izin vererek (vergi dışı kaynak M.D.) ve krallık ofislerini satarak (bir tür özelleştirme yaparak M.D.) işe başladı ve kısa sürede yeterli finansmanı sağladı. Ardından çıktığı seferde Poitou ve Gascony'yi sınırlı da olsa kontrol altına alabildi. Böyle olunca da eve bir ‘kahraman’ olarak döndü.

Keza, başka bir Avrupa savaşı daha başlatma umuduyla yeni vergiler uygulamaya koydu. Böylece ilk kez bireysel servetler ve mülkler vergilendirilmeye başladı.

Kral, toplulukların servetlerine el koydu

Daha sonra, tüm Yahudilerin tutuklanmasını emretti. Yahudilerin mallarına el konuldu ve canları ve malları karşılığında onlardan fahiş ücretler alındı. Bu ödemeleri reddedenler veya ödeyemeyenler ise asıldılar.

Sonrasında Hıristiyan din adamlarının, özellikle de daha önce yardım talebini reddeden Cistercian'ların peşine düştü. En sonunda tüm nakit kredilere, kendi kullanımına tahsis edilmek üzere, el koydu ve Hazine'yi bütünüyle ele geçirdi.

Baronlar direnişe geçti

John'un bu baskısı zirveye ulaştığında, bazı baronlar can güvenliği nedeniyle Avrupa kıtasına kaçıp, isyan örgütlemeye başladılar. Kral John da hem bu baronlardan intikam almak hem de kaybettiği Avrupa topraklarını geri almak için son bir sefere daha çıktı, Ancak bu seferde Normandiya, Britanya ve Anjou üzerindeki hâkimiyetini kalıcı olarak kaybetti, tükenmiş bir hazine ve büyük başarısızlıklarla İngiltere'ye geri döndü.

Kral daha ağır vergilerle savaşı finanse etti

Bu arada, İngiltere'deki ekonomik koşullar kötüleşmeye devam etti. Kral John ise son seferi sırasında o ana kadar talep ettiği en yüksek vergiyi talep etmeye başladı. Sonunda baronlar ayaklandı. Kral John, baronlarla görüşmeyi geciktirmek için elinden geleni yaptıysa da, özellikle de Londra Baronu isyancıların yanında yer alınca, yenilgiyi kabul etti.

Bu süreçte Kilise/Papa, Kral John’un yanında yer alarak isyancı baronları aforoz etti. Bu durum karşısında baronlar yurt dışından (Fransa Kralı Louis’ten) yardım almaya başladılar.

Sonunda ‘barış’ ilan edildi

Kral John Runnymede’de baronlarla bir araya geldi ve bugün Magna Carta olarak anılan anlaşmayı (19 Haziran 1215 tarihinde) imzalamak zorunda kaldı. Böylece barış ilan edildi.

Seyahat etmekten ve savaşmaktan bitkin düşen, ölümcül derecede hasta olan, Hazinesini ve fiili iktidarını kaybetmiş olan Kral John bu anlaşmadan kısa bir süre sonra (18 Ekim 1216) Newark’ta öldü.

Kral John’un hükümdarlığı alışılmadık derecede zalimdi, kinciydi ve sömürücüydü. Ülkeyi iç savaşa sürükledi. Diğer yandan, bu süreç tarihte ilk barış belgelerinden biri olarak da geçen ve ‘Bütçe Hakkı’nın doğuşunu anlatan Magna Carta’nın doğuşuna da sebep oldu”. Bundan böyle ‘Bütçe Hakkı’ bir ‘Barış Hakkı’ olarak da anılmaya başladı.

Kıssadan hisse: “Tarihten ders alınsaydı tekerrür eder miydi” mi diyelim, yoksa “bazen bir musibet bin nasihatten iyidir mi” diyelim?

Anahtar sözcükler: Barış Hakkı, Bütçe Hakkı, Demokrasi, Kral John, Magna Carta, Militarizm, Savaş.

Dip notlar:

  1. https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/icisleri-bakani-suleyman-soylu-soru-soran-muhalefete-hakaret-edip-tbmmde-kaos-yaratti (20 Kasım 2022); https://t24.com.tr/haber/icisleri-bakani-soylu-dan-hdp-li-ridvan-turan-a-elini-kaldirma-terorist-bozuntusu-terbiyesiz-hepiniz-teroristsiniz (18 Kasım 2022).
  2. Andrew England and Laura Pitel , “Syria: what is Turkey’s grand plan?”, https://www.ft.com (25 July 2022).
  3. Henry Foy and Mercedes Ruehl, “A remarkable job’: how Russia and China buckled in the face of a united G20”, https://www.ft.com (18 November 2022).
  4. Magna Carta ile ilgili bilgiler yazarın (Marc Morris, King John, Treachery and Tyranny in Medieval England, 2016 adlı eserinden alındı.
Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Trabzonspor 16 35
3. Fenerbahçe 15 33
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 15 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sivasspor 17 21
13. Van Spor FK 17 21
14. İstanbulspor 17 21
15. Manisa FK 17 19
16. Sakaryaspor 16 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 16 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 17 39
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 15 24
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 16 18
13. Rayo Vallecano 15 17
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9