banner94

banner48

29.09.2023, 11:36

Ötekileştirme ve düşmanlaştırma yoksullukla ve gelir adaletsizliği ile birlikte artıyor

Yüzyılın başlarından bu yana ekonomik kriz, ekolojik krizler, pandemi, savaşlar ve otoriterleşme biçimlerinde kendini gösteren çoklu krizler altında yaşıyoruz. Bu krizlerin neden olduğu ciddi şoklar söz konusu ve bu şoklar toplumdaki kurulu dengeleri alt üst ederek tüm toplumu sarsıyor.

Ayrıca bu şoklar ekonomik belirsizlikleri, mevcut gelir eşitsizliklerini ve yoksulluğu artırdığı gibi, sosyal istikrarsızlığı ve farklı etnik, kültürel, inanca dayalı ve cinsel kimlikler arasındaki çatışmayı da büyütüyor. Günümüzde olduğu gibi, birden fazla şokun aynı anda yaşandığı bir dönemde, bir şokun yarattığı çatışma duygusu diğerini rahatlıkla besleyebiliyor.

Nitekim başta Birleşmiş Milletler, Uluslararası Para Fonu ve Uluslararası Çalışma örgütü olmak üzere uluslararası örgütler son zamanlarda, artan yoksulluğa, gelir dağılımı adaletsizliğine ve bu gelişmelerin yol açabileceği sosyal tehlikelere dikkat çekiyorlar.

Olumsuz stereotipler artıyor

Yoksulluk ve gelir adaletsizliğindeki artışın tetiklediği bir diğer önemli sorun olumsuz stereotiplerdeki artış. Stereotip, sosyal psikolojide, “belirli birey türleri veya belli davranış biçimleri hakkında yaygın olarak benimsenen bir düşünce” olarak tanımlanıyor. Öyle ki stereotipler, bireysel kimliklerini göz ardı ederek, bir grup insanın tamamına bir dizi özellik atfetmeyi içeriyor.

Yukarıda sözü edilen çok faktörlü şoklar genelde toplumdaki olumsuz sterotiplerin artmasına ve milyonlarca insanın hayatının daha da çekilmez bir hal almasına yol açıyor.

Türkiye’deki “tüm sığınmacıların devletten hak etmedikleri mali destek ve yardımı aldıkları ve rahat içinde yaşadıkları” yönünde oluşturulan algıya dayalı olarak yaratılan bir sığınmacı tanımlaması buna örnek olarak gösterilebilir.

Yine ülkede dışa bütünüyle kapalı dini cemaatlerde görüldüğü gibi, bu cemaatlere mensup insanların, ait oldukları cemaatin dışındakilerle etkileşim içinde olmadıklarından, bu insanlara karşı tutumlarını olumsuz stereotiplere dayandırma eğilimi de bir diğer örnek.

Asosyalleşme yaşanıyor

Artan yaşam maliyetlerinin “dışarıya çıkmayı” adeta imkânsız hale getirdiği ülkede, bir de konserlerin ve diğer sanatsal faaliyetlerin yasaklanması, alkollü içkilerin üzerine konulan ağır vergiler yüzünden bunların tüketildiği mekânların giderek kapanması gibi olgular, halkın önemli bir kesiminin sosyallikten uzaklaşması ve diğer insanlara ilişkin olarak olumsuz önyargı beslemesine neden oluyor.

Oysa dışa açık, toplumla iç içe yaşayan insanlar (eğer diğer insanlar ve gruplar hakkında ilk elden ve doğru bilgi sahibi olabiliyorlarsa), onları tanıdıklarında, daha az önyargılı davranabiliyorlar. Bu da onların başta siyasal rant amaçlı olmak üzere kötüye kullanılması olasılığını azaltıyor.

İnsanların diğerlerini ötekileştirme eğilimine girdikleri böyle şok dönemleri, bu durumu fırsat bilen iktidarların ömürlerini uzatabilmek için bir araç olarak kullandıkları kutuplaştırıcı politikaların da ana gövdesini oluşturuyor.

Kutuplaştırma siyaseti

Bu nedenle de, çürümeye yüz tutmuş iktidarlar “ötekileştirici”, “kutuplaştırıcı” ve “düşmanlaştırıcı” politikalarını ve söylemlerini giderek artırıyorlar. Bu politikaları ayrıca mevcut ekonomik sorunları ve sıkıntıları örtmek ve halkın dikkatini başka yönlere çekmek için de kullanıyorlar.

Böyle bir kötü gidişatı durdurabilmek ve ülkedeki kutuplaşmanın ve siyasal İslamcı ve milliyetçi sağ popülizmin ve mafyatik çeteleşmenin yükselişini önleyebilmek için; öncelikle toplumun yaşadığı ekonomik kaygıları iyi anlayabilmek ve sağlıklı bir biçimde analiz edebilmek son derece önemli. Böyle bir yaklaşım, yoksul kitlelerin kutuplaştırıcı politikalar uygulayan iktidarlara kayıtsız şartsız biat etmesini önleyebilir.

Ekonomik sorunlara halktan yana çözümler üretilmeli

Bir başka deyimle, demokrasi ve barış güçlerinin, sol, sosyalist muhalefet ve emek ve meslek örgütlerinin, ülkedeki “laikliğin ortadan kaldırılması” ve “siyasal İslamcı otoriterleşme” gibi tehlikelere olduğu kadar, ekonomik sorunlara da emekten yana çözümler üretmeleri ve halka bunları sabırla anlatmaları, insanımızı ikna etmeleri gerekiyor.

Bu bağlamda, öncelikle ülkede barışçı bir siyasal iklim yaratılmalıdır. Paralel bir biçimde, iktidarın ve özellikle de iktidarın kontrolündeki medyanın insanları ötekileştiren/ rakip gibi gören, düşmanlaştıran, militarist söylemlerine ve uygulamalarına prim verilmemelidir. Ana muhalefet bu hataya bir kez daha düşmemelidir.

Çünkü diğer insanları ülkedeki kaynakların kullanımında rakip olarak görürsek, bu kaynaklar kıtlaştığında rekabet duygumuz kaçınılmaz olarak artacağından, ötekileştirme de başlar.

Örneğin, yoksulluğun ve işsizliğin aşırı bir biçimde arttığı dönemler böyle duyguları besleyen dönemlerdir. Böyle dönemlerde, yanlış bir biçimde, ülkedeki ezilen, ötekileştirilen kimlikleri, göçmenleri, sığınmacıları kısacası en savunmasız durumda olanları işsizliğimizin ve yoksulluğumuzun sebebi olarak görüp suçlarken, istemeden de olsa kapitalist sistemi ve iktidarın politikalarını aklarız.

Oysa diğer insanları, birlikte gelişebilmek ve özgürleşebilmek için bizimle işbirliği yapan dayanıştığımız dostlarımız olarak görürsek, sözü edilen kaynaklar birbirimize olan bağımlılık duygumuzu olumlu biçimde artırmaya hizmet eder.

Sonuç olarak

Ciddi ekonomik sıkıntıların, yoksulluğun, gelir adaletsizliğinin zirve yaptığı bu günlerde, bizden farklı gibi görünen insanları bizim rakiplerimiz ya da düşmanlarımız olarak değil, daha iyi bir toplum ve daha adil bir dünyanın inşasındaki mücadelemizin ortakları olarak görmemiz ve kendi iktidarlarını sürdürmek için kutuplaştırıcı siyaset izleyenlere fırsat vermememiz gerekiyor.

Bu ülkede kendimizi “devrimci”, “ilerici”, “halkçı”, “yurtsever”, “solcu”, “sosyalist”, “komünist”, nasıl tanımlarsak tanımlayalım; derin yoksulluk içindeki onlarca milyon insanımızı bu yoksulluktan kurtaracak çözümler üretemediğimiz, sendikaları ve diğer emek ve meslek örgütlerini güçlendirmediğimiz ve kadın hareketini ve toplumsal hareketleri desteklemediğimiz sürece iktidarın kutuplaştırıcı politikalarını püskürtemeyiz.

Savaşa karşı barışı, adaletsizliklere karşı sosyal adaleti savunmalı, militarizme karşı durmalı, defolu liberal demokrasiyi de, otoriter faşizan rejimi de reddetmeli, çoğulcu, katılımcı bir halk demokrasisini inşa etmeliyiz.

Anahtar sözcükler. Çoklu kriz, Düşmanlaştırma, Ekonomik sorunlar, Gelir dağılımı adaletsizliği, Kutuplaştırma, Ötekileştirme, Stereotip, Yoksulluk.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Sivasspor 37 51
8. Alanyaspor 36 50
9. Rizespor 36 49
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17