29.09.2023, 11:36

Ötekileştirme ve düşmanlaştırma yoksullukla ve gelir adaletsizliği ile birlikte artıyor

Yüzyılın başlarından bu yana ekonomik kriz, ekolojik krizler, pandemi, savaşlar ve otoriterleşme biçimlerinde kendini gösteren çoklu krizler altında yaşıyoruz. Bu krizlerin neden olduğu ciddi şoklar söz konusu ve bu şoklar toplumdaki kurulu dengeleri alt üst ederek tüm toplumu sarsıyor.

Ayrıca bu şoklar ekonomik belirsizlikleri, mevcut gelir eşitsizliklerini ve yoksulluğu artırdığı gibi, sosyal istikrarsızlığı ve farklı etnik, kültürel, inanca dayalı ve cinsel kimlikler arasındaki çatışmayı da büyütüyor. Günümüzde olduğu gibi, birden fazla şokun aynı anda yaşandığı bir dönemde, bir şokun yarattığı çatışma duygusu diğerini rahatlıkla besleyebiliyor.

Nitekim başta Birleşmiş Milletler, Uluslararası Para Fonu ve Uluslararası Çalışma örgütü olmak üzere uluslararası örgütler son zamanlarda, artan yoksulluğa, gelir dağılımı adaletsizliğine ve bu gelişmelerin yol açabileceği sosyal tehlikelere dikkat çekiyorlar.

Olumsuz stereotipler artıyor

Yoksulluk ve gelir adaletsizliğindeki artışın tetiklediği bir diğer önemli sorun olumsuz stereotiplerdeki artış. Stereotip, sosyal psikolojide, “belirli birey türleri veya belli davranış biçimleri hakkında yaygın olarak benimsenen bir düşünce” olarak tanımlanıyor. Öyle ki stereotipler, bireysel kimliklerini göz ardı ederek, bir grup insanın tamamına bir dizi özellik atfetmeyi içeriyor.

Yukarıda sözü edilen çok faktörlü şoklar genelde toplumdaki olumsuz sterotiplerin artmasına ve milyonlarca insanın hayatının daha da çekilmez bir hal almasına yol açıyor.

Türkiye’deki “tüm sığınmacıların devletten hak etmedikleri mali destek ve yardımı aldıkları ve rahat içinde yaşadıkları” yönünde oluşturulan algıya dayalı olarak yaratılan bir sığınmacı tanımlaması buna örnek olarak gösterilebilir.

Yine ülkede dışa bütünüyle kapalı dini cemaatlerde görüldüğü gibi, bu cemaatlere mensup insanların, ait oldukları cemaatin dışındakilerle etkileşim içinde olmadıklarından, bu insanlara karşı tutumlarını olumsuz stereotiplere dayandırma eğilimi de bir diğer örnek.

Asosyalleşme yaşanıyor

Artan yaşam maliyetlerinin “dışarıya çıkmayı” adeta imkânsız hale getirdiği ülkede, bir de konserlerin ve diğer sanatsal faaliyetlerin yasaklanması, alkollü içkilerin üzerine konulan ağır vergiler yüzünden bunların tüketildiği mekânların giderek kapanması gibi olgular, halkın önemli bir kesiminin sosyallikten uzaklaşması ve diğer insanlara ilişkin olarak olumsuz önyargı beslemesine neden oluyor.

Oysa dışa açık, toplumla iç içe yaşayan insanlar (eğer diğer insanlar ve gruplar hakkında ilk elden ve doğru bilgi sahibi olabiliyorlarsa), onları tanıdıklarında, daha az önyargılı davranabiliyorlar. Bu da onların başta siyasal rant amaçlı olmak üzere kötüye kullanılması olasılığını azaltıyor.

İnsanların diğerlerini ötekileştirme eğilimine girdikleri böyle şok dönemleri, bu durumu fırsat bilen iktidarların ömürlerini uzatabilmek için bir araç olarak kullandıkları kutuplaştırıcı politikaların da ana gövdesini oluşturuyor.

Kutuplaştırma siyaseti

Bu nedenle de, çürümeye yüz tutmuş iktidarlar “ötekileştirici”, “kutuplaştırıcı” ve “düşmanlaştırıcı” politikalarını ve söylemlerini giderek artırıyorlar. Bu politikaları ayrıca mevcut ekonomik sorunları ve sıkıntıları örtmek ve halkın dikkatini başka yönlere çekmek için de kullanıyorlar.

Böyle bir kötü gidişatı durdurabilmek ve ülkedeki kutuplaşmanın ve siyasal İslamcı ve milliyetçi sağ popülizmin ve mafyatik çeteleşmenin yükselişini önleyebilmek için; öncelikle toplumun yaşadığı ekonomik kaygıları iyi anlayabilmek ve sağlıklı bir biçimde analiz edebilmek son derece önemli. Böyle bir yaklaşım, yoksul kitlelerin kutuplaştırıcı politikalar uygulayan iktidarlara kayıtsız şartsız biat etmesini önleyebilir.

Ekonomik sorunlara halktan yana çözümler üretilmeli

Bir başka deyimle, demokrasi ve barış güçlerinin, sol, sosyalist muhalefet ve emek ve meslek örgütlerinin, ülkedeki “laikliğin ortadan kaldırılması” ve “siyasal İslamcı otoriterleşme” gibi tehlikelere olduğu kadar, ekonomik sorunlara da emekten yana çözümler üretmeleri ve halka bunları sabırla anlatmaları, insanımızı ikna etmeleri gerekiyor.

Bu bağlamda, öncelikle ülkede barışçı bir siyasal iklim yaratılmalıdır. Paralel bir biçimde, iktidarın ve özellikle de iktidarın kontrolündeki medyanın insanları ötekileştiren/ rakip gibi gören, düşmanlaştıran, militarist söylemlerine ve uygulamalarına prim verilmemelidir. Ana muhalefet bu hataya bir kez daha düşmemelidir.

Çünkü diğer insanları ülkedeki kaynakların kullanımında rakip olarak görürsek, bu kaynaklar kıtlaştığında rekabet duygumuz kaçınılmaz olarak artacağından, ötekileştirme de başlar.

Örneğin, yoksulluğun ve işsizliğin aşırı bir biçimde arttığı dönemler böyle duyguları besleyen dönemlerdir. Böyle dönemlerde, yanlış bir biçimde, ülkedeki ezilen, ötekileştirilen kimlikleri, göçmenleri, sığınmacıları kısacası en savunmasız durumda olanları işsizliğimizin ve yoksulluğumuzun sebebi olarak görüp suçlarken, istemeden de olsa kapitalist sistemi ve iktidarın politikalarını aklarız.

Oysa diğer insanları, birlikte gelişebilmek ve özgürleşebilmek için bizimle işbirliği yapan dayanıştığımız dostlarımız olarak görürsek, sözü edilen kaynaklar birbirimize olan bağımlılık duygumuzu olumlu biçimde artırmaya hizmet eder.

Sonuç olarak

Ciddi ekonomik sıkıntıların, yoksulluğun, gelir adaletsizliğinin zirve yaptığı bu günlerde, bizden farklı gibi görünen insanları bizim rakiplerimiz ya da düşmanlarımız olarak değil, daha iyi bir toplum ve daha adil bir dünyanın inşasındaki mücadelemizin ortakları olarak görmemiz ve kendi iktidarlarını sürdürmek için kutuplaştırıcı siyaset izleyenlere fırsat vermememiz gerekiyor.

Bu ülkede kendimizi “devrimci”, “ilerici”, “halkçı”, “yurtsever”, “solcu”, “sosyalist”, “komünist”, nasıl tanımlarsak tanımlayalım; derin yoksulluk içindeki onlarca milyon insanımızı bu yoksulluktan kurtaracak çözümler üretemediğimiz, sendikaları ve diğer emek ve meslek örgütlerini güçlendirmediğimiz ve kadın hareketini ve toplumsal hareketleri desteklemediğimiz sürece iktidarın kutuplaştırıcı politikalarını püskürtemeyiz.

Savaşa karşı barışı, adaletsizliklere karşı sosyal adaleti savunmalı, militarizme karşı durmalı, defolu liberal demokrasiyi de, otoriter faşizan rejimi de reddetmeli, çoğulcu, katılımcı bir halk demokrasisini inşa etmeliyiz.

Anahtar sözcükler. Çoklu kriz, Düşmanlaştırma, Ekonomik sorunlar, Gelir dağılımı adaletsizliği, Kutuplaştırma, Ötekileştirme, Stereotip, Yoksulluk.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Trabzonspor 16 35
3. Fenerbahçe 15 33
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 15 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sivasspor 17 21
13. Van Spor FK 17 21
14. İstanbulspor 17 21
15. Manisa FK 17 19
16. Sakaryaspor 16 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 16 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 16 36
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 15 24
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 15 18
13. Rayo Vallecano 15 17
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9