18.11.2024, 10:11

ÖĞRETMENLER GÜNÜNE DOĞRU

Her öğretmen öğrencisini, çocuğu gibi görür. Görmek zorundadır da.
  Bu yüzden, bir çocuk gelin gördüğünde veya bir çocuk gelin olma haberini aldığında, her öğretmenin; yüreği parçalanır, ciğerlerinden bir parça kopar.
  Aynı duyguları, tecavüz olayları yaşandığında da hisseder.
  Tecavüz suçlularından, biri ya da bir kaçı öğretmenlik diploması olan yaratıklar olduğunda ise öğretmenler, hiç suçları olmadığı halde utanırlar.
  Birkaç gün önce, sıklıkla “11-12-13-14-15-16-17 yaşındaki çocukların, aile baskısıyla evlendirildiği” dile getirildi.
  Hatta bu çocukların, “Kendi rızasıyla evlendiği” bile dillendirildi.
  Böylece; evcilik oynaması gerekenlerin evlendiğini, oyuncak bebeği olması gerekenlerin gerçek bebeklerinin olduğunu da öğrendik.
  Bu konudaki düşüncelerimi, birkaç yazımda belirttiğim için yazımın kalan bölümünde, Öğretmenler Gününe değinmek istiyorum.
  Hepinizin bildiği gibi 24 Kasım, Mustafa Kemal Atatürk’ün, başöğretmenliği kabul ettiği gün ve 12 Eylül darbesinden birkaç yıl sonra “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaya başlandı.
  Aradan onca yıl geçmesine karşın öğretmenlerin ekonomik durumları, pek iç açıcı değil.
  Sendikal hakları olmakla birlikte, demokratik hakları yetersiz kaldı.
  Ayrıca, az önce de dikkat çektiğim gibi bu Öğretmenler Gününe, “Tecavüzcü ve tecavüz kapsamında ceza alan suçluların, tecavüz ettikleriyle evlenmeleri halinde cezalarının ertelenmesi veya affedilmesi” tartışmalarından hemen sonra girdik.
  “Bir toplumun gelişme düzeyi eğitime, öğretmene ve kadına verdiği değerle ölçülür” diye bir söz var.
  Eğitim sistemimiz, birey olma bilincinden çok bilgi yüklemeye elverişli bir sistem.
  Öğretmenlerimizin hem sayısı, hem de eğitim araç ve gereçleri yetersiz. Mesleğe başladıklarındaki donanımları da, genellikle normalin altında kalıyor.
  Genç meslektaşlarımıza, öğretmenlik pratiğinden çok kuru bilgi veriliyor çünkü.
  Koca dayağından bıkıp baba evine gittiğinde ailesi tarafından, töreleri gereği göz açtırılmayan veya öldürülen kadınlarımız var.
  Kocası tarafından, sokak ortasında, “Kendisinden ayrıldığı” “Başka birisiyle evlendiği” ya da “Baba evine sığındığı” için öldürülen kadınlar da var.
  En yakınları tarafında tecavüze uğrayan kadınlar var. Hatta babası, ağabeyi ve amcası tarafından tecavüze uğrayan kız çocukları var.
  Buna, tecavüze uğrayan birkaç aylık bebekleri de ekleyince; eğitime ve kadına verdiğimiz değer ortaya çıkıyor.
  “Eğitime, öğretmene ve kadına verilen değer” ile “Ülkemizin gelişmişlik düzeyini” göz önünde bulundurunca, kendi kendime “Maşallah, ülke olarak her şeye karşın iyi gelişmişiz” demeden edemedim.
  Öğretmen arkadaşlarımın, “Öyle bir tablo çizdin ki, ortada ne moral kaldı, ne de Öğretmenler Günü sevinci” dediklerini duyar gibiyim.
  “Geçenlerde, facebookta “Öğretmenlerin, öğrencileri dövdüğü zaman diliminde öğrenciydim. Öğrencilerin, öğretmenleri dövdüğü zaman diliminde öğretmenim” şeklinde bir paylaşım görmüştüm.
  Geçen yılki Öğretmenler Günü kutlamaları, 23 Kasım’da Kızılay Meydanı’nda toplanan öğretmenlerin yedikleri coplarla başlamıştı.
  O gün aklıma ilk gelen şey “Öğretmenler, çocukları dövmesin” diye sık sık söylenen söz oldu.
  Ardından “Yahu öğretmen de bir zamanlar çocuktu. Önce anne-babasından, sonra ağabeyinden-ablasından dayak yedi. Daha sonra mahalledeki kendinden büyük olan çocuklardan, okula başlayınca öğretmeninden dayak yedi. Üniversiteye gittiğinde arkadaşlarıyla kavga ederken, dayak attı veya yedi. Öğretmen oldu, öğrenci veya öğrenci velisinden, eylem yaptı, güvenliği sağlamakla görevli polisten dayak yedi. Bu kadar dayak yiyen birinin öğrencilerini dövmemesi mümkün mü?” diye düşündüm.
  O günden beri de düşünürüm.
  Yanlış anlaşılmasın, öğrenci döven veya öğrencilerin dövülmesini savunan bir öğretmen değilim.
  Yalnızca “Durum bu” demek istedim.
  Öğretmenler Gününe, böylesine karışık duygular içerisinde girmiş olsam da, başta başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve öğretmenlerim olmak üzere; gelmiş geçmiş tüm öğretmenlerin gününü en içten dileklerimle -bugünden- kutluyorum. (23.11.2016)

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Trabzonspor 15 34
3. Fenerbahçe 15 33
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 15 25
6. Samsunspor 15 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Kocaelispor 16 20
9. Alanyaspor 16 18
10. Çaykur Rizespor 16 18
11. Başakşehir FK 15 17
12. Konyaspor 15 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sivasspor 17 21
13. Van Spor FK 17 21
14. İstanbulspor 17 21
15. Manisa FK 17 19
16. Sakaryaspor 16 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 16 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 16 36
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 15 24
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 15 18
13. Rayo Vallecano 15 17
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9